Bir dönem Türkiye’nin en büyük iş insanlarından Vehbi Koç tarafından 1956 yılında inşa ettirilen Divan Grubu, İstanbul’un kültür, turizm ve gastronomisine ciddi katkı sağlamıştı.
2008 yılında yapılan restorasyonu ise oteli daha üst sınıfa çıkarmış, beş yıldızlılar arasında en çok tercih edilenlerden biri haline getirmiştir.
Tarih boyunca bu otelin restoranlarının belli yemekleri konuşulur hale gelmiş, özellikle öğle yemeklerinde ciddi bir müdavim kitlesi oluşmuştur. Bu kez de dostum Esra Aysan’ın organizasyonuyla yeni bir proje, yeni bir ruh ve modern ile klasik gastronominin birleşmesinden oluşan bir atmosfer ve menü ile Lokanta by Divan’ı karşımızda bulduk. İstanbul’un saygın hanımefendi ve beyefendilerinin katıldığı tanıtım ve açılış gecesinde deneyimli turizmci dostum Murat Tomruk’un yaptığı konuşmada, özellikle Anadolu topraklarının mahsullerini kullandıklarını söylemesi zaten bu konuya önem veren Divan için sadece bir vurgu idi. Hâlen lokantanın menüsünde 1950’lerden kalan birçok tat mevcuttur. Tabii bu konuda gerek kitapları gerekse zamanında konferanslarıyla bize ışık tutan Semahat Arsel hanımefendiyi saygıyla anıyor ve kendisine sağlıklı bir ömür diliyorum.
Muhteşem menü
Başlangıçlarda gelen zeytinyağlı dolmalardan ziyade, altındaki yatağa hayran kaldım ve de kullanılan erken hasat Ayvalık zeytinyağına... Kuzu etli börek, kırmızı biber marmeladı ve semizotu ile bezenmişti. Ana yemek olarak makul miktarda bulgurlu maydanoz ve patates eşliğindeki fırında deniz levreği geldi. Ana yemeğin ikinci bölümünde enginar püresi ve sebzeler ve de kemik sosu ile ızgara dana bonfile damak çatlatıyordu.
Son olarak vişneli ekmek kadayıfı bu muhteşem menüyü taçlandırdı.
Gecenin mimarı şüphesiz Giancarlo Gottardo yönetimindeki ekibin en önemli oyuncusu kreatif menüdeki mimarlığı ve heyecanıyla dikkat çeken Şef Volkan Arık oldu. Bu noktada servis ekibinin başarısı da gözümüzden kaçmadı. Fakat her geçen gün Divan otellerine, pastanelerine, brasserie’lerine yenilerini ekleyen CEO Murat Tomruk, o akşam tüm misafirlerin büyük takdirini aldı bu yol eminim ki Michelin kapısını açacaktır.
EGE’NİN ÜZÜM BAĞLARI
Ülkemizin birçok yöresinde son zamanlarda üzüm ekimi arttı ve başarılı ürünler elde ediliyor. İzmir çevresinde ise daha çok Urla Seferihisar bölgesi önde gidiyor. Geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiğim Ayda Winery’nin mutfağında birbirinden nefis tatlara şahit oldum. Ayda Kalelioğlu ve ekibinin başlangıçları arasında yaşlandırılmış peynirler öne çıkıyor. Salatalarda ise Ala kuşak salatası, bahçenin börülcesi tahin sosuyla, susamlı kırmızı pancar ve de deniz börülcesi var. Ara sıcaklarda bahçe patlıcanından musakka yer alıyor. Ana yemeklere gelince tercihim limon soslu kuzu incik oldu. Sütte balık veya son günlerin modası dana yanak da tercih edilebilir. Tatlılarda ise çilekli cheesecake’i denedim. Otel odaları da üstün konfora sahip, kahvaltı ise tamamen yöresel ürünlerden oluşuyor. Hafta sonu için iyi bir adres...