Reha Arar

Reha Arar

reha.arar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Eski yıllarda İstanbul’da düğünler genellikle semt düğün salonlarında limonata ve kuru pastayla yapılırdı.

Caz yapan orkestralar ise geceye eşlik ederdi. Ana tema dans etmekti; gece kesilen pastanın dağıtımıyla sonlanırdı. Zengin ailelerin adresi ise ya Pera Palas ya Tokatlıyan ya da Taksim Belediye Gazinosu’ydu. Buraların tercih edilme sebebi; yerleri, hafif içki verilmesi (vermut, nane veya muz likörü) ve de en önemlisi merdivenleriydi. Her genç kızın rüyasını süslerdi o yuvarlak merdivenlerden nedimeler eşliğinde inmek.

Haberin Devamı

Bugün ise olay tamamen değişti. Çok yıldızlı oteller ve düğün dernek mekanları yenilendi ve farklı bir sektör oluştu.

Bu yazımda sizinle alanındaki öncülerden Portaxe’i paylaşacağım.

BOĞAZ’DA DÜĞÜN DERNEK


Aslında Portaxe sadece düğün merasimi icra alanı değil, aynı zamanda büyük şirketlerin kurumsal toplantı ve tanıtımlarının yapıldığı bir mekan. En ince ayrıntısına kadar düşünülmüş hizmetler, ayrı bölümlerde yer alıyor.

Vale ve güvenlik şefliğiyle başlayan hizmetler, kuaför, özel karşılama, nedime olarak refakat, dinlendirme, yeme - içme, deniz üzerine isim yazma, fotoğraf, video ve kurumsal tanıtım malzemesi tedarikçileriyle devam ediyor.

Bunlardan bir tanesi ciddi anlamda dikkatimi çekti; İrfan Durgun yönetimindeki banket mutfağı. Mekanın sahibi Lütfü Sapmaz’ın uzun yıllar İstanbul’un en kaliteli yiyecek ve içeceğini veren Çırağan Palace’da çalışmış olması. Bu anlamda yöneticilik konusunda engin bilgi sahibi olan Fırat Köseoğlu’nu da verdiği desteği unutmamak lazım. Daha sonra çok başarılı geçen bir Kemer Country ve de kendi mekanını açması...

BOĞAZ’DA DÜĞÜN DERNEK


Çocukluğumun semti

Çocukluğumda Baltalimanı’nda yaşadım. Hem de 60’lı yıllarda şimdilerin polis eğitim merkezi bizim okulumuzdu. Portaxe’in yeri, anlı şanlı Belvü Gazinosu’ydu.

Bebek’ten sosyetenin kayık veya pancar motorlu teknelerle gelip karanlıkta gizlice kayıkhaneye girmesini ve gece boyunca Türk sanat müziği sanatçılarıyla eğlenmelerini izlerdik. Dönüşleri ise yine aynı yoldan olurdu. Bebek’te kıyıya çıkış noktaları o zamanki adıyla Mısır Sarayı’nın yanındaki parkın önüydü.

O yıllarda magazin gazeteciliği çok zayıftı, bir tek Ümit Deniz’i hatırlıyorum. Herkes birbirinden çekinirdi, en önemli şey İstanbul dedikodularıydı.

Dönelim tekrar Portaxe’e...

Burası Boğaz’ın hemen kıyısında şık bir mekan. Bir gece Moulin Rouge, bir gece saray, diğer bir gün de kongre merkezi oluyor.

Haberin Devamı

Bu şartlarla her keseye uygun geniş bir yelpazeye hizmet veriyor.

Portaxe’in mutfağında Ege yemek kültüründen esintiler görüyorsunuz.

Bu aynı zamanda gurme olan Lütfü Bey’in ve eşi Ayşe Hanım’ın özel merakı. Siz nasıl isterseniz isteyin sonuç onun yılda 500 - 600 etkinlikle, insanları mutlu ettiği şeklinde. Zeytinyağı, birçok ot, hatta bazı etkinlikler için sebzeyi bile bölgedeki tedarikçilerinden alıyor. Diğer bir dikkat çeken konuda, denizi, su ve ışık oyunlarını çok iyi kullanması.

Pazar günleri ise daha çok aile brunch’ı oluyor. Düğün yapacak çiftler önceden salonu görerek fikir alıyor, düğün yapmış çiftler anılarını paylaşıyor. Benim gittiğim hafta müessesenin iki davetli masası vardı, düğün yıl dönümlerini kutluyorlardı.

BOĞAZ’DA DÜĞÜN DERNEK