Saint Joseph’li yıllardan sınıf, hatta bir dönem sıra arkadaşım Ömer Karacalar, 1999’da Bodrum Marina’nın genel müdürü olunca, hayırlı olsun ziyareti için gittiğim bu şirin tatil ilçesinde yolumuz Marina Yacht Kulüp’e de düştü. O zaman yediğimiz yemeklere ve sohbet edilir seviyedeki müziğine hayran kalmış ve bir yazımda bundan bahsetmiştim.
Aradan neredeyse 15 yıldan fazla bir zaman geçti, restoran gelişti ve çocukları oldu. Şık bir İtalyan kafe bar, başarılı bir İtalyan restoranı, geceleri geç saatte botla gidilen gece kulübü New Old Club, eski Bodrum mimarisinin korunmuş haliyle hizmet veren Liman Köftecisi….
Bu geminin kaptanı ise yılların deneyimli, yiyecek - içecek ve eğlence sektörünün önde gelen isimlerinden Şenkar Öztüzün. Mektebi mülkiyeden sonra kaymakamlık yerine mekan işletmeciliğini seçen ve işe Bodrum Avlu Bar’la başlayan yönetici, 2000’de eşi Hayriye Hanım’la Marina Kulüp işletmesini aldı. O zamandan beri de başarıyla yürütüyorlar.
Aynı zamanda bir sporcu
Şenkar Bey, gençlik yıllarından beri enerjisinin büyük kısmını milli yelkenci olduktan sonra gençleri yetiştirmeye ve yelken okulu açmaya harcamış bir sporcu aynı zamanda. Adeta iş onun için hobi, şimdilerde ana meşgalesi, kurucuları arasında bulunduğu Açık Deniz Yelken Kulübü. Bodrum Yat Yarışları’nda hem yöneticilik yapıyor, hem de her türlü desteği veriyor. Her yıl yaptıkları yeniliklerle Bodrum’da sürekli oturanların ve mevsimlik müdavimlerin sosyal, kültürel ve sportif bir mekanla buluşmasını hedefliyor.
Menüye bir göz atalım
İtalya’dan gelen danışman şefle marinanın ‘altın şef’ ünvanlı aşçıbaşısı Hasan Hüseyin Erdem’in birlikte hazırladığı İtalyan - Bodrum yöresel yemeklerinden oluşan menüye gelin bir göz atalım.
Menü meze çeşitleriyle başlıyor, daha çok bölge özelliklerini taşıyan bu bölümde ıspanak tarator, dere otu sosuyla sunulan tahinli humus, mutlaka tadılması gereken sarımsaklı yoğurtla yenen Bodrum otları kavurması bulunuyor.
Nar ekşili bulgur salatası, limonlu avokado püresi, balık mezeleri arasında ev yapımı marine kılıç ve ton balığı, sarımsak, dereotu ve zeytinyağı sosuyla doğal kral yengeç, modaya uyarak yapılan marine levreği de unutmayalım.
Ana yemeklerde, alevler içinde getirilen deniz kabuğunda karışık deniz mahsülleri çok beğendiğim tatlar arasında (kalamar, levrek, karides, ahtapot, patates, taze soğan, peynir, domates püresi sosuyla)
Somonlu şevketi bostan, rezeneli bonfile madalyonlar, özel kızarmış patatesler, şarap çektirmeli kırmızı soğan, parmesan peyniriyle mutlaka denenmeli. Taze kekikli patates püresi, barbekü sosla dana kaburga konfit, enginarlı kalamar… Maseretti Marina Yacht Kulüb’ün bir spesiyali de masaya heybetiyle gelen tuzda balıklar.
Ağızlar tatlansın
Tatlılara gelince; çikolatalı browni, ahududulu ve bitter çikolatalı tart sayılabilir. İtalyan ağırlıklı restoran olunca, tabii ki portakallı tiramisu da var. Bu yıl açılan Caffe del Corso ise dondurmaları ve kahveleriyle ünlü. Hindistan cevizli dondurma ve limon sorbetli iki kup mutlaka tadılmalı: Tartufo ve Antika.
Yemek saatlerinde iştah açıcılarda kıtır börek üçlüsü, bresaola, mozerella’lı domates (caprese), salatalarda ise mevsim yeşillikleri, ceviz, keçi peyniri, kruton, nane ve frambuaz sos eşliğinde del corso salata bulunuyor. Tavuklu sezar salatayı da unutmamak gerekir.
Makarnalarda bolonez soslu lazanya gerçek tadında. Deniz mahsullü risotto, ricotto peynirli ve pazılı porgeolotti, kremalı sosla sunulan pan zerotti, karışık Bodrum otları ve gorgonzola peynir dolgulu ravioli menüdeki seçenekler arasında. Şef Hüseyin Erdem’in alışılmışın dışında sunduğu spesiyali ve pesto soslu penne…
Ana yemeklerde rezeneli bonfile, dana roberspier ve efsanevi Anadolu tadı kuzu incik, mantarlı risottosu ile gayet başarılı. Ve şefin spesiyali olan del corso bonfile.
Pizzalar da gayet çeşitli. Bilhassa öğle yemekleri için salatalarla beraber bölüşülebilir, zira porsiyonlar bayağı büyük.
Hayriye - Şenkar Öztüzün ikilisi, gönülden sevgilerini vererek bu işi yapıyorlar. İşletme müdürü Mehmet Özdemir ve kulüp yöneticiliğindeki başarısını mikrofonda da gösteren Barış Yıldırım, arkadaki isimler. Fakat unutulmaması gereken biri daha var; Ankara’dan transfer olan pazarlama ve halka ilişkiler müdürü Banu Kurşuncu.
Kısacası burası, Bodrumlular’ın makul fiyatlar ödeyerek gittikleri, kalitesi değişmeyen gerçek bir kulüp.