Bodrum’un kendine has bir havası ve bazı kuralları var. Bunu bir kelimeyle anlatmam gerekirse, tutucudurlar. Gün geçtikçe Bodrum’un yerlisi artıyor; hem İstanbul hem de Ankara’dan ciddi anlamda göç alıyor. Bodrumlu, alıştığı mekana çok sık gider, merkezinde bu tip mekanlar az sayıdadır. 3-5 tane çok tercih edilen yer varsa, bunların başında Marina Yat Kulübü gelir. Orası gerçek bir müdavim ve meraklı yeridir. Birkaç gün kalmaya giden biri bile ya lokantasında bir gece yemek yer, ya da kulübünde müzik dinlemeye gider. Kaymakam olacakken işletme sahibi olan Şenkar Öztüzün, son yıllarda buraya yeni ilaveler yapmış. Şimdi sabahın erken saatlerinden geceye kadar her saat yiyecek-içecek mekanları var. Gün, erken saatlerde kahve ve kahvaltıyla başlıyor, gece 01.00’e kadar müziğin bitmesiyle sona eriyor. Restoran iki katlı; yaz aylarında üst katta otururken sahnedeki sanatçıyı izleme imkanı da bulabiliyorsunuz.
En iyi tarafı, 12 ay açık olması ve özellikle uyguladığı fiyat politikasını değiştirmemesi. Bu nedenle, her kesimden insanlar tarafından tercih ediliyor. 2000 yılından beri düzen değişmeden devam ediyor. Umarım marinanın yeni sahipleri de bunu bozmaz. Ayrıca Açık Deniz Yelken Kulübü, yat yarışlarına yıllardır ev sahipliği yaparak kulübün adını uluslararası arenada duyurmuş durumda.
Türk ve dünya mutfağı karışımı bir menü
Restoranın ‘altın şef’ unvanlı aşçıbaşısı Hasan Hüseyin Erdem’in tanınmışlığı, her gün çıkan tabldot öğle yemeklerinde mekanın Bodrumlu müdavimleriyle olan sohbetlerinden belli. Geçerken her bakışımda, mutlaka damak tadına güvendiğim bir dostun orada yemek yediğini görürüm. Menüsü tam bir Bodrum-Türk ve dünya mutfağı karışımıdır. Tabii bu arada komşudan bazı lezzetler de unutulmamış. Meze çeşitleri arasında öne çıkanlar; ıspanak tarator, dereotlu sosuyla sunulan tahinli humus ve benim favorim olan Bodrum otları kavurması ki, her gittiğimde ilk onu sipariş ederim.
Damak tadımız limonlu avokado püresine alıştı sanırım, hemen hemen her menüde görmeye başladım. Fakat şefin el yapımı marine kılıç ve mevsiminde ton balığını da unutmayalım. Ana yemekte, loş bir ortamda alevlendirilmiş tuz üzerinde büyük bir deniz kabuğunda gelen deniz mahsülleri salatası çok hoş bir tat. Ayrıca somonlu şevketi bostan ve rezeneli bonfile madalyonları da denenebilir. Bu yıl yapılan en büyük yenilikse; kendi sosunda sebzeli incik ve dana yanağı, her ikisi de bu ara ciddi talep görüyor. Bu kadar zengin menüden sonra tahmin ediyorum ki, bir İtalyan sorbesiyle gece noktalanabilir.
Biz milletçe ‘ağzımız tatlansın da, öyle kalkalım masadan’ deriz, o yüzden Türk kahveli krem brüle veya ahududulu ve bitter çikolatalı keki tavsiye edebilirim. Son bir seçenek de günlük yapılan dondurmalı profiterol olabilir. Kısacası Bodrum Marina
Yat Kulübü’nde her gece sizi yemek ve müzik ziyafeti bekliyor.