BODRUM’DAN HABERLER

Kışları Bodrum bir başka güzel doğrusu. Bir kere sakin, sadece Bodrumlular yiyor, içiyor ve eğleniyor. Hepsi mutlu mesut. Cuma akşamı neredeyse dopdolu olan Mutfak By Küba’daydık. Geçen yıl Yalıkavak’ta başarılı bir sezon geçiren müzikli steakhouse’un sahibi Adnan Şen ve ailesiyle yeni Bodrum Karski ve Yalıkavak işlenmemiş et mamulleri dükkanını konuştuk. Şen, yaz turizmi için istekli olmasına karşın endişeli.

Bodrum’da yemekler başarılı, fiyatlar kontrollü. Zira müdavimleri belli ve esnaf da bunun bilincinde. İkinci mekanımız soğukta zorlukla masa bulabildiğimiz Marina Kulüp. Cuma geceleri Yasemin Altınel Akman ve eşi Çetin Akman, yılların müzisyeni Yalçın Ateş’le program yapıyorlar.

Ertesi akşam ise ilk adres son zamanların favori mekanlarından Musto. Mustafa’nın kafesi, restaurantı ve barı desek daha doğru olur. Bugünlerde ciddi derecede popüler. Hergün değişik bir tat, yeni bir lezzeti menüde görüyoruz. En son patlıcanlı ahtapot, Fransa’ya yaptığı gastronomi turundan sonra kaz ciğerli bonfile ve ahtapot yahnili ızgara levrek. Bir de Gara Kuzu bira fabrikasıyla ortak kendi biralarını çıkartmışlar, üstelik iki cins. Hasılı Mustafa Yavaş, her gün bir değişiklik yapıyor.

Sabah kahvaltıda Yalıkavak Panorama Pasanda’dayız. İnsan burada manzara mı yoksa yemek mi ön planda diye düşünüyor. Doğrusu ben karar veremedim. Her ikisi de çok güzeldi. Gerçek Bodrumlu rehberimiz Derya Şen’e binlerce teşekkür.

Kendi salamını kendin kes
Son durağımız ağzımızda tadı kalsın diye seçtiğimiz, yılların eskitemediği Zazu. Masaya bir makine geliyor. Kendi salamını, sucuğunu istediğin kalınlıkta kesip ona göre ücretini ödeyebiliyorsun. Kuzu bonfile ise menüye yeni girmiş nefis bir tat. Keşke garnitürleri de buna göre seçilseydi. Son yenilikleri ise orta Anadolu’da mağaralarda uzun süre keçi tulumu içerisinde bekletilmiş peynir. İçecek olarak ise votka saksuma ile yapılan bir cins limoncello, ikram ediliyor.

Vedat Semiz, efsanevi Bodrum otellerinden Ada Otel’in kurucusu. Bu otel bugüne kadar özel uçaklarıyla Bodrum’a gelen yüzlerce yabancı misafiri ağırladı. Sonunda bu işlerden bıkan Semiz, kendini en üst seviyede denizlere vererek, 30 - 50 metre arasında muhteşem lüks yatlar imal etmeye başladı. Şimdilerde ise 1936 yılında okaliptus ağacından yapılan bir tekneyi alıp tamamen yeniliyor. Bütün orijinal parçalarını yeniden monte edip Mehmet Aksona’nın teknesinin yanında sergilemeye hazırlanıyor. Zaten Bodrum’da en çok konuşulan konular siyaset ve teknecilik.

Bodrum, her mevsim yaşıyor artık. Fakat bu güzel turistik şehrin nüfus artışına maalesef yerel yönetim ayak uyduramıyor. Son çıkan yasayla büyükşehre tüm ilçelerin bağlanması da doğru bulunmuyor.

Bir an düşünün; Fethiye’nin beldesinde yaşayan bir esnaf, işi için nasıl Muğla’ya gidecek? İlçe belediye başkanlıkları kalmalıydı ve beldeler buralara bağlanmalıydı. Aslında mühim olan sistemden çok insan ve siyasetin mahalli yönetimlerle iç içe olmaması.