“İstanbul’un son 10 yılda yeşerttiği modern bölgelerden biri Ataşehir nesiyle meşhur?” derseniz, cevabım “Gökdelenleriyle” olur.
Fakat vahadaki su misali bu kaotik yapılaşmanın arasında bir de bakıyorsunuz ki muhteşem bir lezzet mekanı yer alıyor. Bugüne kadar sizlerle bölgeden bazı adresleri paylaşmıştım. Bu kez, aşçı tabağı ile ünlenen, müzik, yemek ve eve servis konularında kendini geliştiren Nevberi’den bahsedeceğim.
Kompleks, iki İngilizce öğretmeni tarafından kurulmuş, aslında anladığım kadarıyla bir hoca, amatör aşçı, dizaynır ve gurme olan Necip Ethemoğlu, eşi İngilizce öğretmeni dershane sahibi, YDS Yayıncılık Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nevin Hanım’la bu kuruluşa can vermişler. İsim de kızları Beril’in de adının birleşmesiyle oluşmuş.
Nevberi’nin enteresan olan bir tarafı; mutfağının da salon kadar büyük ve teşkilatlı oluşu. Izgara gözler önünde pişiriliyor...
Yılların şefi Mehmet Aras balık pişirirken içine enjekte ettiği sos dikkatimi çekti.
Salon bölüm bölüm, davetler için çok uygun ve neredeyse herkes sahneyi aynı açıdan rahatlıkla görüyor.
Müziğe geline...
1982’de Bağdat Caddesi’nde açılan müzikli restoran Pınar, Zeki Çetin ve saz arkadaşlarıyla Kadıköylüleri yıllarca Türk sanat musikisiyle içli dışlı yapmıştı. Daha sonra yeri değişmiş, Zeki Bey’in vefatıyla da sadece ismi kalmıştı bize yadigar. İşte Nevin Hanım ve eşi, bir Zeki Çetin hayranı olarak, bu 20 yıllık ekibi ve solistlerini Nevberi’ye getirmiş. Özgür Koban yönetimindeki Grup Alaturka’nın muhteşem fasılı ve Esra Bozkurt’u dinlerken gözümün önünden eski yıllar geçti.
Aşçı tabağı menüsü
Aile, aşçı lokantalarına gidip değişik tatlardan tabaklarına tadım menüsü almayı adet haline getirmiş; tek şikayetleri yemeklerle soslarının karışmasıymış. Sonunda Necip Bey, iki, üç, dört ve beş bölümlü tabaklar dizayn edip, el işçiliğiyle yaptırmış. Sadece öğleleri geçerli olan menüde sıcak tencere yemekleri, zeytinyağlı çeşitleri, günün salatası ve bazı mezeler bulunuyor.
Aslında çok değişik bir menü mevcut; belki daha mevsimsel, ülkesel şekle getirmek doğru olur. Peynirli su böreği, süzme yoğurt ve domates sos ile sunulan içli köfte son derece başarılı. Mutlaka tadılması gereken ayva ezmeli tarator ile sunulan yaprak ciğer, keşkekli kuzu tandır, güllaç, irmik ve Antep fıstıklı tezpişti ise Ramazan menüsünde...
Bunun yanında dikkatimi çeken tabaklar arasında yuzu soslu dana bonfile ve garnitüleri var. Roastbeef’i de unutmamak gerekir. Ben de dinlenebilir müzik dinleyip, leziz ve makul fiyatlı yemek yenen Nevberi’de bir dahaki sefere bir tema seçip, ona göre yemek isteyeceğim. Çünkü deneyimli mutfak şefi Muharrem Bilginsoy’un yaptığı her tabak ayrı leziz, size de tavsiyem olsun.
Kocataş yalısının lezzet bahçesi
Geçtiğimiz hafta Anadolu mutfaklarından yerel ürünlerle hazırlanan lezzetlerden oluşan iftar menüsüyle dikkat çeken Kocataş yalısını ziyaret ettim. Bahçede ramazana özel Türk sanat müziği performansı, hat ve minyatür atölyeleriyle sıra dışı bir iftar deneyimi sunuluyor. Oruçlar, şerbetler, iftariyelikler ve başlangıçlarla açılıyor. Ardından açık büfe sizleri bekliyor. Benim favorim iç pilavlı tavuk, içli köfte ve döner oldu. Bunların yanı sıra taş fırından pideler de sofraları şenlendiriyor. Finalde binbir çeşit tatlıya ek olarak dondurma menüsünün de sunulduğu bu mekan için size kendinizi özel hissettiren bir lezzet bahçesi diyebilirim.