AKDENiZ’DE YÜZEN ŞEHiR
Dünyanın en yeni, en büyük, en çok personeli ve yolcusunu barındıran bir geminin içinde bir hafta nasıl yaşanır? Sıkılır mısınız? Eğlenir misiniz? Kitap okuyacak sakin bir köşe bulabilir misiniz? Tüm bu sorular arasında en merak ettiklerim, saat 14.00 ile 18.00 arasında yedi bin kişinin bavullarının fiziki kontrol ve aramalardan geçirilmesiyle geminin temizlenip hazırlanmasıydı.
Odamıza geçmek için ne kadar bekleyeceğiz diye düşünürken, Barselona Limanı’nda çok büyük bir terminale geldik. 30’dan fazla kontuar, arama cihazları, danışma memurları ve valizlerimizi alan görevliyle birlikte bütün safhalardan geçtikten sonra
odamıza yerleştik.
İrfan Hürriyetoğulları, son aldığı terfiyle bu geminin müdürlüğüne getirildi ve biz de onun bu seferinin konuklarıydık. Onun detaycılığını bildiğim için her aktiviteyi, restoranı bu gözle izlemeye karar verdim. Gemiyse tam saatinde, 6 bin 787 yolcusuyla hareket etti.
29 Mayıs 2016’da denize indirilen Harmony of the Seas gemisinden birkaç önemli ayrıntı verelim. Burada on kat yükseklikten inen kaydırak, New York’takine benzer Central Park, çocuklar için atlı karınca, okyanusun ortasında bile istediğiniz kokteyli hazırlayan dünyanın ilk robot barı ve özel teknolojisi sayesinde en hızlı internet var.
Aynı zamanda 21 lokanta ve 11 adet butler hizmeti veren kral dairesiyle de değişik bir dünya.
Başarılı Türklerle gurur duymalıyız
Toplam misafir odası sayısıysa 2 bin 800 civarında. Bu gemiyi yönetenler arasında iki başarılı Türk daha var; restoranlar müdürü Mustafa Acar ve yiyecek-içecek servisinden sorumlu Oğuzhan Dinç. Ayrıca Türkçe konuşan personel sayısı, özellikle yiyecek - içecek bölümlerinde hatırı sayılır sayıda. Böyle uluslararası arenada başarılı olan Türk yöneticileri görünce, insanın göğsü kabarıyor.
Şimdi Harmony of the Seas gemisinin ana restoranının menüsünü paylaşacağım. İştah açıcılarda muhteşem bir mantarlı milföy böreği, ördek pate veya acı soslu karidesle başlanabilir. Çorbalarda ıstakoz çorbası tercih etmeyenler, soğan çorbası içebilir. Ana yemekte domates ve soğan soslu tagliatelle, çok beğendiğim portakallı ördek, bir İtalyan klasiği osso buco, yeşil mercimek yatağında Fransız lezzeti fileminyon ve tercih etmeyenler için sebzeli kuskus, alternatif lezzetler.
Tavuk sevenler de unutulmamış. Özel soslarla marine edilmiş ızgara tavuk, istenilen garnitürle servis ediliyor. Tatlılarsa gerçekten çok zengin ve renkli. Tiramisu, profiterol, normal, az kalorili veya şekersiz dondurmalar, taze çilek ve cheese kek de çeşitli aromalarla servis edilen tatlar.
Kısacası her akşam sizi bir ziyafet bekliyor. Genellikle bu mekanların çoğunluğunda Uzak Doğulular hizmet veriyor. Hepsi de çok disiplinli ve saygılı. Bir Amerikan şirketi olan Royal Caribbean Cruise, özellikle son yıllarda denize indirdiği gemilerle hakimiyetini sürdürmeye devam ediyor.