Hayatta ne olursan ol, ama çiftlerin yanındaki üçüncü şahıs olma. Fobiler arasında ilk 10’a giren bu durum; karanlık ve ezik bir profili simgeliyor
Lisede biriyle çıkıyorsan, ilk aşamaları yalnız atlatamazsın. Yanında muhakkak promosyon olarak verilen kuzen, kanka ya da kardeş olur. Bu bir liseli kız kuralı, yapacak bir şey yok. Bu yüzden hafta sonları dershaneden sonra “Annemgillere seninleyim dedim, şimdi seni görürler, ne olur bizle gel” diye yalvaran kızların yanındaki ezik arkadaş çok olmuşumdur. 10 dakika önce bana yalvaran o kızın, sevgilisinin yanına geldikten sonra beni hiç sallamaması ve manitasının benden nefret eden bakışları... Öpüştükleri zaman nereye bakacağımı bilememe hissi, o fazlalıklık, o besleme gibi duran görüntü, o İzel-Çelik-Ercan üçlüsünden, Çelik olma durumu... Yazarken bile kalbim daraldı, işte bu durumdur beni kahreden, yaşarken cehennemi gösteren.
Yaver oldum
Neyse lise bitti de, üniversite, iş hayatı derken üçüncü tekil şahıslık sona erdi. Geçen gün arkadaşımın internetten tanıştığı çocukla buluşması için yanına yaver oldum. “Hangi akla hizmet bu durumu kabullendin?” derseniz, adam sapık, katil, böbrek avcısı çıkarsa bana da eğlence çıkar diye düşünmüştüm. Ama yanıldım, adam bildiğin Don Juan çıktı. Kızla iki aydır her gün konuşuyorlarmış, ‘büyü bozulmasın’ diye de buluşmayalım demişler, sonra gaza gelip “Hadi” demişler. Madem öyle, “Bir kahve içer, adam sapık değilse kalkar giderim” dedim.
Çıt çıkmıyor
Gittik kafeye, adam masada oturuyor. Oturduk falan derken anacım çıt çıkmıyor masada, kimse kimseyle konuşmuyor. Kızda sürekli bi oflama puflama. Adam zaten benden nefret etmiş, ellerini masanın üzerinde tıkırdatıp duruyor. Nefret eder tabii, adam kızın sessizliğini bana bağlıyor çünkü daha dün kamerada memişlerini görmüş, bugün ne hayaller ne umutlarla gelmiştir. Cebinde prezervatifinden tut, yeni aldığı slip dona kadar her şeyi hazırdır. “Aa sen de mi o filmi seviyorsun, benim geniş bir film arşivim var. İstersen bize gidelim, hem hava soğudu sana güzel bir bolonez soslu makarna yaparım. Çok meşhurdur benim makarnam, çok güzel şarabım var, Fransa’dan özel bir bağdan hem de. Muhakkak denemelisin. Merak etme sarılarak uyuruz, aramızda bir şey olmaz” cümlelerini yolda iyice ezberlemiştir. Ama şimdi ben varım, hedef kolay olsa bile yanındayım diye zoru oynayacak kız.
İhale bana kaldı
Onu anlıyorum da bizim kız neden somurttu anlayamadım, baktım olmayacak, aldım kızı tuvalete gittim derdi neymiş diye. “Eski sevgilimi özledim, bununla olmak istemiyorum, gidelim” deyince içeri girdik, karnım ağrıyor gibi yaptım gitmek için. Tam ben, “Biz kalkalım” diyecektim ki, adam “Ben gideyim artık, işim var” dedi.
İşte o cümleden sonra olan oldu, bizim kızın gözleri anime karakterleri gibi büyüdü de büyüdü. Adam gözünde devleştikçe devleşti. Bir anda “Aaa ne olur gitme, otur” dedi. Sonrası kakara kikiri derken el ele tutuşma, ve korkunç sahnelerle yüzleşme: Çpüşmeler, dokunmalar, gece neler yapacaklarının demosu. Tam, “Ben gideyim” diyorum kız, “Gitme, akşam kalmam bunda sana gelirim” diyor. Ama önümde de halvetlerine üç dakika kalmış gibi davranıyor. Artık dayanamadım, “Yaa fragmanı izledim, sizin ilişki iyi olacak. Hadi, makarna şarap faslına geçin burada ben turşu oldum sizin yüzünüzden” dedim. Sonra gülü oynaya gittim eve. İki gün sonra bir mesaj: “Arkadaşlığın bu kadarmış, senin yüzünden hayatımın hatasını yaptım ve adam beni aramadı.” Gerizekalı, kuş beyinli, yaşı 27 aklı 12 olan arkadaşım, iradeni de ben mi kontrol edeceğim? İşim gücüm yok, tövbe tövbe...
Yazının Norma’sı: Büyümek, heves denilen şeyin geçmesi demekmiş meğer...