Çocukken ‘Yasemin’in Penceresinden’ programını izleyip, hep hayal kurardım. Bir gün ben de ünlü olacağım, bu programa çıkacağım o sandalyede oturup heyecanla beklerken ilkokul öğretmenim gelip beni orada anlatacak, sonra ilk aşık olduğum çocuk gelecek o da anlatacak, bi muhabbet bi lay lay lom sevmeler durumu olacak. En büyük ama asla gerçekleşemeyecek hayalimdi bu benim. Madonna’ya rakip olacak kadar şöhret sahibi bile olsam, gerçekleşmesi imkansız; halamları bir çağırsalar programa, ölürüm, o an biter zaten benim hayatım. “Bu dombili ünlü oldu ama hâlâ evlenemedi. Allah günah yazmasın, yeğenimiz tamam ama çok çirkin di mi? Seksi seksi dans etmeye çalışmış garibim klipte, nasıl üzüldüm, nasıl içim acıdı izlerken yazık günah yahuu. Asansöre nasıl işedin de yönetici seni yakaladı bak o yöneticiyi de bulduk çağırdık senin için.”
İşe kardeşimle başlıyoruz
Bırr, korku filmi gibi yemin ederim, bu işin öğretmeni, eski sevgilisi, komşusu, borçlusu da olunca biraz abuk bir hayal olmuş benimki. Ben de o yüzden en azından hayalimin bir kısmını gerçekleştirmek adına kendi penceremi kendim açayım dedim. Biraz torpilli de olsa etrafımdaki insanlara beni sorayım istedim. Hoop kardeşimden başlıyoruz olaya:
* PuCCa’nın kardeşi olmak nasıl bir duygu, heyecanlanıyor musun onun kardeşi olmaktan? Onu bize anlatsana nasıl biri? Bir de bulaşıkları yıkadın değil mi, bak yıkamıyorsun sonra tezgah pis pis duruyor.
Pucca’nın kardeşi olmak eğlenceli bir duygu, sürekli gülüyoruz evde beraber. Abla-kardeşten öte zaten arkadaş gibiyiz aramızda çok az yaş farkı var. Ama bulaşıkları hep ben yıkıyorum, onun sebebini bir türlü anlayamadım nedense... (gülüşmeler)
* Onun eşyalarını kullanmaktan zevk alıyor musun? Neden parfümlerin kapaklarını sürekli açık bırakıyorsun?
Zevk alıyorum ama bazen kıyafetleri kokuş kokuş bırakıyor, ondan rahatsız oluyorum. (tiksinmeler) Yemiyor, içmiyor kendine gidip bir şeyler alıyor, ne yapabilirim ben de kullanıyorum. Ayrıca yemediği halde kilo almasını da anlamıyorum, bizden gizli dışarda yemek yediğinden şüpheleniyorum. Bir de kendine şeker kokulu parfüm al, o kokuları çok sevemedim ben.
Doğuştan celebrity
Onu bulaşıklarının yanında bırakıp, ev arkadaşıma doğru yol alıyorum;
* Nihan, aylardır PuCCa ile beraber yaşıyorsun, onu bize anlatır mısın, evde nasıl biri, dağınık mı, düzenli mi, sinirli mi?
Fotoğraf koyacaksan mini eteğimi giyeceğim bak, pijamalı fotoğrafımı koyarsan oraya halanları arayıp PuCCa olduğunu söylerim! Tamam, şimdi başlayabiliriz. Efendim PuCCa ile yaşamak çok eğlenceli, her daim başımız belaya giriyor. Her gün evde bir atraksiyon yaşanıyor. Makyajsız gezdiği zamanlar korku filmi kuşağı gibi oluyoruz ama olsun ona da alıştık. Bir de PuCCa gerçekten doğuştan bir celebrity maşallah. Ne temizlik biliyor, ne yemek, ne ütü. Utanmasa sırtını bile bize keseletecek. Hepimizin dünyaya geliş amacının evde ona hizmet etmek olduğunu zannediyor. Biz şımarttık onu, biz bu hale getirdik ne yapalım, çekiyoruz cezamızı. Sorsak toz bezlerinin yerini bile bilmez valla bak, sor bak biliyor mu?
Ya tamam be tamam burada kesiyoruz muhabbetimizi, toz bezlerinin yerini bilmez mişim sanki kendisi 7/24 kloraklıyor etrafı. En azından ben temizlikçi abla gelmeden odamı topluyorum ayıp olmasın diye kadına. Hayır, bir de deterjanlara alerjim var ondan yani yanlış anlaşılma olmasın. Şimdi de sevgilime soru sormak için yanına gidiyorum. “Sevgili PuCCa’nın sevgilisi beyefendi düğün ne zaman? Şişşt sana sordum, nereye gidiyorsun yahu, dursana kaçmasana yaa şaka yaptım tamam yok düğün müğün dur koşma valla evlenmeyeceğiz gelsene yaa...”
Yazının Norma’sı:
“Biraz kendinizden bahseder misiniz” kadar insanı tedirgin eden bir cümle yok sanırım. İşin ucu kaçsa narsist, alçak gönüllü olsan yetersiz gibi görünürsün.