Sevgilim bir gün, “Bir proje mi ne varmış, beni de çağırıyorlar” dedi, sonrasını dinlemedim, nasıl olsa işiyle alakalı sıkıcı sıkıcı şeyler, dinlesem de işime yaramaz diye, “Hıı canım, git ya... O değil de ne olur bir kahve yap” diye geçiştirdim. Meğerse cümlenin devamı “Megan Fox ile tanışacağım” imiş. Şu an kulak zarıma küfür ediyorum
Adam, Megan Fox’la tanışacak yahu, gözlerine bakacak, hatta eminim arkasını döndüğü an poposuna bakacak, bacaklarını süzecek, televizyondaki halinden daha güzelmiş diyecek. Sonra Megan ona doğru dönüp, “Hello” diyecek, sonra gözleri birbirlerinden hiç ayrılmayacak, telefonlarını birbirlerine verecekler. Böyle seksi seksi bakarak, dudaklarını öne doğru 3 buçuk metre uzatıp benim adama, “Sevgilin var mı?” diye soracak. O da hemen “Ya var ama aslında yok, sürekli kavga ediyoruz böyle sürmeyeceği belli. Zaten şu an yurt dışında. Senin eşin nerede?” diyecek, o da boşanma, açık ilişki falan derken eline aldığı krem şanti tüpüyle...
Kıskanmak saçma ama içim fokurduyor
Bir saniye adamın hayaliyle, benim düşüncelerim karıştı pardon. Yani koca Megan Fox kala kala benim manitama mı kaldı ama Adriana Lima bile o koluna sümük sürülmez adamla birlikteyse diye düşünüyor insan ister istemez. Beni Megan’la aldatsa ama var ya ne ekmeğini yerim bu olayın. Üç tane kıçıkırık eski sevgiliye iki kitap yazmış hatunum, ufuuu buna var ya ansiklopedi yaparım be! Gerçi hoş, tanışacak diyorum ama büyük ihtimal uzaktan görüp heyecanlanıp evine geri dönecek bizimki. Kıskanmak saçma geliyor o yüzden ama bir taraftan da içimde fokurdayan ateşe engel olamıyorum. Sürekli o ikisini düşünüyorum ve hep kötü kötü şeyler yapıyorlar.
Ben böyle yaptıkça adam daha bir gaza geliyor, garibim de umutlanıyor sanırım “Benim kız bile böyle düşünüyorsa uu beybi” diye sinsi sinsi ellerini ovuşturuyordur eminim. Kesinlikle bu kıskançlık olayının bir ilacı olmalı bence, yok yani düşünceyle, ohoyyt kendime güveniyorum olayıyla olacak iş değil. Kıskançlık bambaşka bir olay olmalı, bunun derinliği kendine olan güvensizlik değil. Belki kaybetme korkusu olabilir ya da içten içe olan bu durumdan zevk alıp, o zevkten korkmak mesela.
“Hayır, gitme” dersem...
Ya neyse ne sebebi, ben kıskanç, lanet, sorunlu bir hatunum yapacak bir şey yok, Allah beni böyle yaratmış. O da bunu biliyor, öyle ki son kez sordu. “İstemiyorsan gitmem, sorun değil” diye. Ama bu sorunun altında yatan şey “Bundan sonra sen kafana estiği gibi gez dolaş bakalım küçük hanım. Buna vereceğin cevapla senin hayatına burnumu sokma hakkım doğacaktır” durumu. Yani “Hayır gitme” dersem, yarın bir şey olur kalırım, cinnet getiririm evde. O yüzden bütün yapmacıklığımla, “Tabii ki git sevgilim” dedim.
Ahh zamanlama hatası işte, adam ballı, ben Londra’dayım. Orada olacaktım, bir defa kesinlikle yalnız gidemezdi oraya. Yanında beni de götürmek zorunda kalırdı. Ben orada tombik tombik dolanırken, kadına nasıl hayranlıkla baktığını görürdüm ardından, ertesi gün manşetlerdeyim. ‘Türk kızı bizi nasıl rezil etti’, ‘Megan Fox’u hastanelik eden kişi hâlâ bulunamadı’, ‘Önce sevgilisinin bacaklarını kopardı, hızını alamayıp ünlü yıldıza saldırdı’.
Tabii ki böyle bir şey yapacak kadar daha saçmalamadım, adama aşığız ama elin ünlü yıldızını da dövecek değiliz herhalde, en fazla pis pis bakar twitter’dan küfrümü ederdim. Zaten kadına yaklaşana kadar üç korumadan dayağımı yer, paşa paşa otururdum. Çirkefleşmenin âlemi yok, bana yakışmaz.
Allah’ım beni nelerle sınıyorsun bilmiyorum ama Megan Fox ile de sınaman pek hoşuma gitmedi açıkçası...
Yazının Norma’sı:
Tek tesellimiz Megan Fox’un başparmağının çirkin çıktığı fotoğraf. Bu da mı gol değil!