Sosyal medya şöhretleri denilince akla gelen tek şey; aforizma yazıp takipçi toplayan, markaların düzenlediği partilerde fink atarak onların reklamlarını yapan kişi. Ama bu son Van depremiyle anlaşıldı ki kazın ayağı öyle değil

Twitter’da yapılan trend topik olayları bana hep hava civa geliyordu, gideceği nokta bile yok diye düşünüyordum. Depremzedeler için bir anda toplanıp, organize olunduğunu görünce resmen kendi dediğimi yuttum diyebilirim. Moda bloggerları bir yandan, Styleboom’u, Koray Caner’i, tutup Van’a giden Deniz Eslek’i; Kutup Zencisi’nden tut, Ege Bamyası’na, CeriLevis’inden, Ferdi Carrefour’a, Evrim Güvenç, Zodyaklı ve rumuzunu sayamayacağım binlerce insan, orada günlerce o kadar çırpındı ki yardım etmek için. Ve onca uğraş işe yaradı, en güzeli de bu oldu. Sadece parti parti dolaşıp popomuzu göstermiyormuşuz yani markalara. Haa hâlâ var onlardan ama onları da ben adam yerine koymadığım için sorun değil.

Haberin Devamı

Şişli Belediyesi çok çalıştı
Evde kışlık namına ne var ne yoksa kalın kazakları, montları hatta yeni kitap için hazırladığım eşantiyon battaniyelerimi kolileyip, Şişli Belediyesi’ne götürdük. Mustafa Sarıgül sağ olsun, çok iyi karşıladı, her gelenle ayrı ayrı ilgilendi, neredeyse sabaha kadar orada bekledi, telefonları bile adam açtı. Mustafa Sarıgül denilince eskiden aklıma sadece solaryum makinesi (?) gelirken, şimdi bambaşka şeyler gelecek.

Kötülüğün bile bir şerefi vardır
Herkes bu denli çalışıp, orada ailesini kaybetmiş çocuklar; çocuklarını kaybetmiş babalar için en azından bir kazak onu ısıtsın diye uğraşıp, belediyede kolileri toparlarken, bazı kolilerin içinden çıkanlara inanamazsınız. Ağzıma gelebilecek olan bütün küfürleri saydım diyebilirim onları görünce.
İki büyük ve ağır koli bıraktı arabanın biri, içini bir açtık, içi sırf taş, taşın üstünü de dalga geçer gibi beyaz örtüyle kapatmışlar. Başka bir kolinin içerisine kombinezon ve tüylü kelepçe koymuş... Neyse bir şey derdim ama. Eski bikinilerini yollayan gerizekalı kadının o an ne düşündüğünü çok merak ediyorum. Yani kılını kıpırdatmayan, hiç yardım etmeyen biri için ağzımı açıp tek kelime etmem ama bu yardım yoluna da engel koyan, dalga geçen içi gerçekten kötülükle dolu insanlar için çok pis laflar hazırlardım! Kötülük bile değil bence bunun adı, kötülüğün bile bir şerefi vardır, en azından yapan kişiye sağladığı bir çıkar vardır. Bunda öyle bir şey de yok, engel var tam tersi. Ama yine de yıldırmadı kimseyi bu durum. Aksine o taşları gördükçe markete gidip daha fazla çocuk bezi alan insanlar oldu. Ünlüsü ünsüzü neredeyse herkes oradaydı, benim gördüklerimden Melisa Sözen o kadar çok çalıştı ki kız bayılıp gidecek sandım bi yerde, BKM oyuncularının uğraşı, Nurgül Yeşilçay’ın topuklu ayakkabılarla dolanması. Herkesin tek bir amacı vardı, bir kişiye bile olsa yardım etmek.


insanlık sınavı

Yazının Norma’sı:

Twitter’dan okuduğum kadarıyla, koyduğu montun cebine telefonunu yazan kişiye, cevap olarak “Abi montun üzerimde. Bir gün düşersen ben de senin elinden tutacağım” yazan deprem-zededen sonra, deprem vergileri nerede bilmi-yorum ama en azından yollanan montlar onların üzerinde, onu bilmek bile rahatlatıyor insanı.