Sevgilim İngiltere’ye uçtu. Uzun lafın kısası ayrıldık. Annesi, halası, dadısı bir de mesafe derken, bu işin oluru yok

Son günlerde çok tutan bir dizinin, ‘sırf yoğun talep var’ diye uzatılmış sıkıcı bölümlerine benzemişti aşk hayatımız. Benim kendime güvenim yok, elin adamına neden güveneyim! Adam zaten “İşim için, geleceğimiz için, daha sağlıklı nesiller, mutlu Türkiye için, senin için gidiyorum. Gözyaşlarına sakla beni” diye salak saçma zırvalarken aklımdan geçenler; bir tomar Angelina Jolie, İngiltere surlarında benimkini okşayıp, üzerine nutella sürüp sürüp yalıyor. Oradaki kızlar erkeğe açmış, kıtlık çekiyorlar gibi benimkini görünce “Halla halla” diye saldıracaklar gibi hissediyorum. Ben kıskanç, güvensiz psikopatın tekiyim ve bu hayatı ikimize de dar ederim.

Haberin Devamı

Kendimi ayrılığa hazırladım ama...
Ama bu hazırlıktan bahsetmedim tabii çocuğa. Ben sinsi sinsi, “Hele bir git nasıl ayrılcam senden, sürüm sürüneceksin ardımdan, günlerce ağlayacaksın, acından kanser olacaksın gebereceksin PuCCa diye, sümüğümü sürmeyeceğim ama sana, yeni cıvır sevgilimle Facebook’a fotoğraflarımı koyup öldüreceğim seni! Ergenken ‘Kara Melek’ izledim oğlum ne sanıyosun sen beni haaa?” diye planlar kuruyordum. ‘Son günlerimiz güzel geçsin canım mihi’, ‘Annen ne güzel bir kadın ihihih!’ diye yalakalıklarım diz boyu gidiyordu ki, son konuşmayı yaptı benimle.
“Sana beni bekle demeye hakkım yok ” diyerek bütün klişeleri saydı ardı ardına, hatta “Bu senin iyiliğin için” bile dedi. O an aklımdan geçen tek şey, Bihter ’in intiharı gibi sahnelerdi, “Öleyim de üzülsün” dedim, “kahrolsun canı yansın pişman olsun.” “Tamam, ölemiyorum bari bayılayım yahu ya da kanser yap beni Tanrım” dedim durdum. Bir bok olmadı ama “Hala arkadaşız ama ehiehi” yaparak en anlayışlı halimle arkamı dönüp gittim. Ardından da tam tamına 67 tane “Sen hayvanın tekisin, inşallah orada çılgınlar gibi tecavüze uğrarsın, uçaktan iner inmez seni şey ederler, lanet olsun seni tanıdığım güne, yüzüğünü de al, annenin loplerini arasına sıkıştır” türevlerinde mesaj attım. Bir işe yaramadı tabii, gitti.

Haberin Devamı

Boşlukta kaldım
Saçlarımın modelinin, kirpiklerimin, sabah yarım saat dolabın karşısında ne giysem diye düşünmenin, izlediğim filmlerin; hiçbir şeyin anlamı yok. Mastürbasyon yaparken ağlıyorum yahu, daha ne olsun, acı çekiyorum resmen. İstiklal’de dolaşıyorum, yol ayağımın altından kayıyor. Paso çiftler görüyorum yiyişme hallerinde, onları deli gibi dövmek istiyorum. Bir de kaderim midir nedir, aşık olduğum adamlardan ayrıldıktan sonra hiçbir cadde üzerinde karşılaşma ihtimalimiz olmadı. Bir gün karşılaşıp gülümsesem mi sussam mı telaşını yaşamayacağım.
Beni gördüğünde özlediğini anlamayacak ya da verdiğim kiloları görüp “Oha cillop olmuş” ”demeyecek. Tut ki Murat Boz’la sevgili olsak onu bile bilmeyecek, kıskanmayacak.
En acısı da sadece onun için değil, hayatıma giren bütün erkekler için üzülüyorum aslında. Hiç kimse tarafından delice sevilmedim ben, köpek gibi bağlanmadı bir Allah’ın kulu bana. Tam adama alışıyorum, aşk, sevgi, mutluluk, emek falan derken iş ciddiye biniyor, hoop adam kaçıyor. Kuruyup kalcam yemin ederim, ne zaman çıkacak yahu bu beyaz atlı prensim karşıma!


YAZININ NORMA’SI
Beklemediğin otobüs 50 kez geçer ya. Aynı aşk gibi işte bekliyorsan gelmez. Ben de otobüsüm gelmeyince taksiye binerek hata ediyorum sanırım.