Bana göre ‘ilişkinin sağlıklısı’ diye bir şey yok. “Saygı ve sevgi çerçevesinde” diye başlayan bütün cümleler tırı vırı. İki farklı insan yan yana geldiği an muhakkak birbirilerine mikrop bulaştırıyor
Asıl önemli olan, bağışıklık sistemini çökertmemek. İşte en basitinden hastalıklara geçiyorum:
Gaz sancısı: Tam hayatına yön vermeye karar verdiğin bir anda adamın biri karşına çıkar ve kurduğun bütün planlar alt üst olur. Çok uzun zamandır da erkek yüzü görmeyince, onun seninle ilgilenmesi, “Kooperatiften ev alsak, yazlığı da Foça’dan yapsa, çoluk çocuk rahat eder” hayallerine sürükler. Hah, işte sen bu hayalleri kurarken herif seni aramaz! Yanındayken canciğer kuzu sarması, yanından ayrılınca ara ki bulasın! İşte bu gaz sancısı gibidir, kısa süreli ama ağır hoşlanmanın sonucu beklenen telefonlar. Sanki önemli bir ağrı gibi karnınızda belirir ama sabahına bir şeyiniz kalmadan hemen iyileşirsiniz.
Romatizma: Deli gibi aşıksın, her gün yolunu gözlüyorsun, yanlışlıkla sana doğru baksa karnında filler kolbastı oynuyor, sabah akşam hayal kuruyorsun onunla ilgili. Yalnız bir durum var ki er kişinin bu çırpınışlarından haberi bile yok! Hatta sen haricinde bütün dişi varlıklarla birlikte olmuş, hepsinin reçellerine şerbeti dökmüş, bir senin çekirdeğe merak edip bakmamış. İşte bu durum romatizma gibidir, yaşamınızı sürdürmeniz, onunla birlikte yaşamanız mümkündür ama önlemlerinizi almadığınız zaman bu acı çekilmez hale gelebilir.
Mantar: İmkansız aşkların verdiği heyecan var ya hani, bütün diziler, filmler, romanlar bunun üzerine kurulu hatta. Ya arkadaşınızın aşkına, ya aşkınızın arkadaşına aşık olmuşsunuzdur, hele bir de bir parça umut varsa, o içindeki kıpırtılar, o gizli gizli bakışmalar, o kimse duymasın konuşmaları... İşte bu durum tam anlamıyla mantar gibidir, tatlı bir kaşıntı kaplar sizi, kurtulmak istersiniz ama kaşımak keyifli gelir.
Diş ağrısı: İlişkinin uzatmaya girdiği an vardır ya böyle, bir ayrılıp bir barışmak, sürekli kavga gürültü, bir gelecek planlayıp, bir türlü geleceği görememek... İşte bu durum kesinlikle diş ağrısı. Kimsenin anlamadığı bir sancı bu durum, dertleşmek istediğiniz arkadaşların hiçbiri empati kuramaz, size destek olamaz “Ayy siz yine barışırsınız” diyerek kestirip atarlar derdinizi. Ağrı kesiciyle geçiştirebilirsiniz fakat o diş oradan çekilmediği sürece bilirsiniz ki o ağrı her daim tekrarlayacak.
Migren: Karşınızdaki muhakkak evlidir, ilişkiniz saçma sapan bir hal, gereksiz bir acı ve umutsuzluk üzerine kurulmuştur. Kaçsanız kaçamazsınız, bir son yazmaya çalışsanız tutmaz, hep bir tutarsızlık mevcuttur. Ta ta ta tam! Sizi migreninizle tanıştırmaktan onur duyarım. Ağrı kesiciler, ilaçlar geçici çözümler...
Bahar alerjisi: Bazen öyle bir ilişkinin içerisinde oluyor ki insan “Dünyanın en mutlu kişisiyim yahu” diyor. Bu dönem genellikle cicim aylarında oluyor, adam göze süper yakışıklı, anlayışlı, hayatı sol kolu olarak geçirebileceği biri gibi geliyor. Tam bu noktada bir şey çıkıyor, ‘hıtıklıyor’ içten içe sizi. Bir partide ona sulanan uzun bacaklı bir yosmaya samimi davranması, ona asılan bir kadının mesajlarına cevap vermesi, işyerinde cillop gibi kızların varlığı ya da eski sevgilisi denilen ucube! Bir kıskançlık oluşuveriyor bünyede ister istemez. Onu çok sevmenize rağmen bu kaşıntıya engel olamamak... Evet, evet biliyorum işkence işte bu, bahar alerjisi bütün lanetiyle burnu kıpkırmızı yapıyor maalesef.
Yazının Norma’sı:
Şimdi sen elmayı seviyorsun ya; Allah o elmanın da senin de belasını versin! Onu seveceğine beni sevsene geri zekalı!!!!