‘Bize iyi kalbin gerek’ projesi için blogger Styleboom, “Sevgilin ve senin fotoğraflarını çekeceğiz, metrolarda sergileyeceğiz” dedi. “Oleyy, her tarafta fotolarımız olacak, sonunda ünlü oluyorum” diyerek kabul ettim teklifi

Hepimiz çiftleşiyoruz. Neslin üremesi için harekete geçen hormonları cinsellikle dizginliyoruz. Hal böyle olunca karşımıza çıkan kişiler konusunda hata yapabiliyoruz. Neticede hormonları tarafından yönetilen varlıklarız. Hayatımızın geri kalanını etkileyeceğini hiç bilmeden kim bilir kaç prize dokunmak, kaç sosisli ısırmak istiyoruz. Ama işte kazın ayağı öyle değil, öyle prezervatifsiz, korunmasız olaya atlarsak belki de hayat boyunca ona ayak uydurmak zorunda kalacağımız bir durumla karşılaşabiliriz. Üstelik sadece cinsellikle değil, alelade seçilmiş bir kuaför salonunda steril olmayan manikür aletleri; “Bu adam bizi hangi iğneyle boyayacak?”ı incelemeden yaptırılan dövmeler HIV tehlikesi taşıyor.
Olayın farkına sonradan vardım. Zaten hiç sevmediğim ‘İncir Reçeli’ filminin baştan sona kadar yanlış olduğunu söylediler, bir sürü bilgi verdiler. Film boyunca kız her “Aşkooıım” dediğinde dudaklarına banyo terliğiyle vurasım geliyordu, boşuna değilmiş. Fotoğraf çekimi için piknik konsepti bulmuşlar, MAC’den dünya tatlısı Rıfat Yüzüak kollarımıza kocaman kırmızı kurdelamızı çizdi, fotoğrafçımız Dilan Bozyel manitayla aramıza poşet geçirip bizi öpüştürdü. Hani, “Boşuna ürkmeyin ceylanlar, öyle öpücükle geçmez bu olaylar” gibisinden... Şimdi oradan aldığım bilgilerle neyin ne olduğuna gelirsek:
HIV(İnsan Bağışık Yetmezliği Virüsü): Bulaşması sonucunda vücudun savunma gücü zayıflar ve birey bazı mikropla hastalıklara daha duyarlı hale gelir.
AIDS (Kazanılmış Bağışıklık Yetmezliği Sendromu): Tedavi edilmediği durumda HIV’in neden olduğu hastalıklar bütünü. Sonuçta birden fazla hastalık veya kanserlerin ortaya çıkmasıyla AIDS tablosu oluşur. Bu olay öyle sanıldığı gibi çözümsüz olan bir durum değil, bilimadamları 1996 senesinden beri tedavisini yapıyorlarmış.
Virüs; öpüşmek, el ele tutuşmak, aynı bardak/kaptan yemek içmek, aynı banyo ve tuvaleti kullanmak, kondom kullanarak sevişmek, aynı kuaföre gitmek, aynı objelere dokunmakla bulaşmıyor. Kısaca aynı toplum içinde birlikte yaşamaya ve paylaşmaya engel değil. O sebeple, mahallendeki o teyze için ileri geri konuşup, onu gördüğün yerde kaçarsan seni gördüğüm yerde döverim bunu bil!
Maalesef, HIV pozitiflerin en büyük sorunu, toplum ve sevdikleri tarafından dışlanmak ya da dışlanma korkusu yaşamak. Tedavisi olmasına rağmen pek çok HIV pozitifliyi bu önyargılar, izole ederek yalnızlaştırıyor ve öldürüyor. Empati yap! Daha fazla bilgi için: http://pozitifyasam.org/

Haberin Devamı

BiZE iYi KALBiN GEREK

Haberin Devamı

Yazının Norma’sı:
HIV/AIDS değil önyargılar öldürür!