Annesinin, babasının, eşinin, sevgilisinin hatta onun eski sevgilisinin bile neye alerjisi olduğunu bilip tehlike anlarında çözüm bulan kişidir

Braun’un Özge Ulusoy’la yaptığı ‘B kadını’ yani Braun Kadını projesinde kendi çapımda ucundan köşesinden ben de yer alıyorum. Özge Ulusoy’un yanında tabii varlığımı sorgulamadım dersem yalan olur, gerçi yalan olur ya kadının bacaklarına bakmaktan sorgu suali unuttum. Eve gidince sadece “Bacaklarına bebe yağı sürmüş kesin pasparlak” diye banyoda kafamı yarmaktan son dakika kurtuldum. Küvetin içine dökülünce o yağ acayip tehlikeli oluyormuş.
Braun’un Facebook sayfasındaki uygulamayla, B kadınının profilini çıkartıyoruz. Pratik, akıllı, yaratıcı, çözüm odaklı, trendleri takip eden bla bla bla... Böyle yazınca tabii iş başvurusu ilanı gibi oldu ama bunları tek tek açıklama olayına giriyoruz işte. Önce kendi kafamda toparladım bir B kadını, yani ‘akıllı kadın’ durumunu. Klavyeye harala hürele basa basa yazdım, soluk aldım, durdum ve okudum. Öyle bir kadın profili oluşturmuşum ki benle uzaktan yakından alakası yok. Sokakta şöyle, evde böyle, tavada öyleden başlamışım bir yürüdü mü önünde dağlar eğilire kadar coşmuşum. Tabii yazdığım şeyden kendime dair bir şey bulamadığım için “Demek ki çok akıllı sayılmazmışım” diyerek ezildim ama olsun. Kendi çapımda akıllı kadına dair toparlamalarımın bir kısmını yazayım. Kalanı içinse Braun’un sayfa yorumlarıyla toparlamam lazım. Kendi önizlemem şöyle efendim:
Sabah eşiyle aynı saatte uyanıp, makyaj, yemek, ortalık toparlama, kıyafet seçimi, akşamı planlama, çocuk varsa ona bakma olayını yapıp adamdan önce evden çıkandır.
Tatile giderken bavulunun içerisinde ağrı kesiciden, üç farklı renk ojeye kadar her şeyi en ince detayına kadar düşünendir.
Annesinin, babasının, eşinin, sevgilisinin hatta onun eski sevgilisinin bile neye alerjisi olduğunu bilip tehlike anlarında çözüm bulan kişidir.
Kuaförde çok sıra varsa işi olsun olmasın kapıdan acelece girip “Fön gerekli ama o kadar hızlı olmalı ki” diyerek kendini ön sıralara aldırandır.
Çantasının içerisinde ıslak mendilden, epilasyon aletine; banka kartından dip köşe saklanmış euro’ları olan kişidir.
Cep telefonu adres defterine en yakın eczane, ambulans, taksi durağı haricinde kebapçının da numarasını ekleyendir.
Aldatıldığı zaman kıyametleri koparmak yerine sessiz kalıp çekip giderek, adamı “Ne zaman nereden saldıracak” diye korkutandır.
Bütün diyetleri en az bir defa uygulamış olandır.
Evlenince değişmeyendir.
Düğünü için tango dersi alıp, dayısıyla halay çekendir.
Bir eve girer girmez, hangi odası ne zaman nasıl güneş alır; nem hangi odada fazladır, böcek nereden girer saniye içerisinde kafasından hesaplayandır.
İş yerindeki dolabında babet bulundurandır.
Arnavut kaldırımlarını incecik topuklularla pıtı pıtı yürüyendir.
Bir bakışta bir çantanın orijinal mi sahte mi olduğunu anlayandır.
Solaryumun son üç dakikasında yüzüne havlu koyandır.
Oturduğu yerden çaktırmadan pilates hareketleri yapabilendir.
Üç sene sonra tatile nereye gidecek olduğunu bilendir.
Yaşlanmaktan korkmayan aksine bunu dinlenme, olgunlaşma ve artık bir şeylerin oturmuş olduğunu bilendir.
Vize ve finallere son gün çalıştığı halde derste kafasında kalanlarla sınavlarını verenlerdir.
‘Games of Thrones’u izledikten hemen sonra ‘Umutsuz Ev Kadınları’nı izlediği halde kafası karışmayandır.
Aslında kafası sürekli karışık gibi göründüğü halde önündeki
beş senenin planını çoktan yapan kişidir.

Haberin Devamı

‘Akıllı Kadın’

Haberin Devamı

Yazının Norma’sı

Haberin Devamı

Öyle yayvan yayvan “Havalar ısınsın yae” diyen dilimi klima fanına bağladım. Kışa gelmeden aklı başına gelsin de “Kış gelsin artık, kar görmek istiyorum” diyemesin diye.