Her ne kadar geçen sezon ‘Survivor’ daha başarılı olsa da, televizyon açıksa Mustafa Topaloğlu’na, iki kilo kalan Alp Kırşan’a ve tabii ki yavru köpek bakışlı Nihat’a gözüm takılıyor. Her seferinde “Allah yardım etsin, ben olsam...”la başlayan cümleler kuruyorum
Es kaza, oldu da oldu, adaya düştük diyelim. Bir kere ben ilk haftadan ya elenmiş ya da ölmüştüm. Ölmediysem bile dayak yerdim kesin. Hem de öyle Allah ne verdiyse, tekme-tokat bir dayak şeklinde. Benim gibi kumandaya basmaya bile üşenen biri için orası cehennem adası olurdu sanırım. Hadi şansım yaver gitti, elenmedim diyelim, adadan ilk elenenler kesin kaslılar olurdu, geriye kalan uzun bacaklı kızlar, unutulmuş ünlüler, hırslı gönüllüler ve bir de şişko Pucca olarak sinir krizleri geçirirdim.
Yorucu anasını satayım, ödül dediğin bir gıdım yemek, bir dilim pizza için koltuk altında beş dönümlük arazi barındıracak kadar ter çıkıyor. Sonra insan üzülür, senin adanda karnın tokken diğer adada çocuklar aç yatıyor, ben salağım ya hakkımı da paylaşırım diğer adadaki kazanamayan garibanlarla. Ya da hep isyan çıkartırdım, hele gönüllülerden olsam off diyorum. Sanki beni oraya zorla götürmüşler gibi, “Acun otelde yatıyor, her şey dahil sistemle yemek yiyor, kimin sayesinde bizim!”, “Geceleri ortopedik yataklarda yatıyor, kimin sayesinde bizim!” “Neden? Bizden biri azıcık para kazansın diye”, “Akıllı olalım arkadaşlar, kendimizi ezdirmeyelim, oteli basalım, Acun’u kaçıralım, yemekleri alalım...” Açlık beni devrimci bile yapabilirdi valla ne yalan söyleyeyim.
Ada dedikodusu
Birkaç gün kameralardan rahatsız olduktan sonra hemen dedikodular döner dururdu kesin. Hele ben, “Sırf bacaklarını göstermek için gelmiş buraya. Hayır, yani biz açıyor muyuz? Bir yengeç kapsa da o etlerini görsem”, “Onlar geceleri buluşup sevişiyor bence, şakalar komiklikler diye diye kız hamile çıkacak buradan”, “Bütün yemeği yiyor ayı, sonra da yatıyor. Tamam ben de yiyorum ama sonra oturuyorum” diye başlardım.
Kıl-tüy meselesi
Hadi ünlüleri anladım, zamanında lazere gitmişler. Ulan bu adaya gelen herkes lazerle epilasyona mı gidiyor? Tamam gittiniz diyelim ama lazerin de tamamen tüy bitirmediği bir gerçek! Biri bana o kızların tüylerine ne oluyor anlatsın! Kaşlara bıyıklara özellikle... En büyük sorunum bıyıklar olurdu benim, iki haftadan sonra, “Aaa adada Hakkı Bulut varmış yahu” derlerdi.
Kızları da geçtim, full lazerle iki senede bitirdiler diyelim olayı, Hasan kardeşimize bakınca bir karış sakal var. İşte efenim adadaki zorluklar, Robinson Crusoe olmalar falan diyorsun ama adamın koltuk altları bebek poposu gibi maşallah. Hasan da mı lazere gitti?
Elenme zamanı
Konsey toplanıyor ve artık eleme saati geldi çattı, kağıtlar açılıyor ve her birinde ‘Pucca’ yazıyor. Yazmakla kalsalar iyi, gençler bir de neden eleyeceklerini anlatıyor:
- Pucca: Oyunların hiçbirine katılmıyor!
- Pucca: Çok yemek yiyor, hatta yemek çalıyor sanırım, kızın kilosunda hiç değişiklik yok maşallah.
- Pucca: Sadece ama sadece yatıyor.
- Pucca: “Ay bende tansiyon var”, “Ay ben güneşte yatamam”, “Ay ben yüzme bilmiyorum”, “Ay ben balık pişiremem” diye diye bizi çileden çıkarttı.
- Pucca: Allah yolunu açık etsin o fesat, ikiyüzlü, çıkarcı çikonun.
- Pucca: Adanın refahı ve huzuru için.