Sevgililer Günü denilen şey, sadece erkeklerin kadınlara çılgın gibi hediye alıp, oraya buraya gezmeye götürüp, onları şımarttıkları gün olmalı
Yarın Sevgililer Günü ve ben adama hâlâ hediye almadım. Özel günleri kutlamayı sevmeyen entel ayağına yatmayı düşünüyorum ama sanırım bunun için de geç kaldım. En son “Bana yükte hafif pahada ağır hediye almazsan başına gelecekleri sen düşün” diyerek kıyameti koparmıştım.
Erkeğe hediye mi alınırmış yaa, hem çok zor hem seçenek az. Çakmak ve Küçük Prens kitabını hediye etmediğim manitam kalmamıştır herhalde. İlginç bir şey olsun diye günlerdir düşünüyorum, orayı burayı karıştırıyorum ama yok, bütün ilginç ve mutlu edecek şeyler kadınlar için yapılmış sanki. Hayır, bir de sınırı da yüksek tuttuk, adama şekilli şemalli komikli don alayım desem olmayacak, karşılığında pırlanta istemişiz. Hadi kol düğmesi alayım desem onu da takmayacak sonra ben sinir olacağım.
Atkılar bana dolandı
Her Türk kızı gibi atkı öreyim hem ucuz hem benim elimden çıktı diye düşünmedim değil. Düşündüm ama bundan önceki bütün sevgililerime ördüğüm atkı benim boynuma dolandı. Uğursuzluk getirirmiş meğersem atkı örmek. Belki de bu yüzden evde kaldım diyerek atkıyı kafadan eledim bu seferki ilişkimde. Oyun konsolu alayım desem, zamanında birine almıştık sağolsun sonra adamın yüzünü göremedik. Herif topladı eve bütün amele arkadaşlarını, varı yoğu oyun oldu. Lan memesi olan benim adam yine de gidip kıllı böğürlü heriflerle oyun oynuyor. En son evden atmıştım o oyunu, dayanamadım... Sonrasını anlatmayayım o da benim bütün makyaj malzemelerimi atmıştı geri zekalı.
İşin ucuz yolu
Yani öyle ki, adama alacağım hediye bizi birbirimize bağlamalı, koparmamalı diye düşünerek acaba fotoğraflarımızdan bir şeyler mi yapsam dedim sonra anında vazgeçtim bu korkunç düşünceden. Aslında en mantıklısı seksi çamaşırlar alayım, yatağı güllerle mumlarla süsleyip “Beni sana hediye ediyorum” diyeyim. Adam öküz değilse zaten sonra “Nerede hediyem?” demez sanırım. Ben derim, ben öküzüm çünkü o ayrı.. Evet, evet bu kez işi hem ucuza hem zevke getirip güzel bir Sevgililer Günü geçiririm.
O değil de umuyorum adam, peluş bir oyuncak ayı alıp gelmez. Allahım o nasıl korkunç bir hediyedir; sevimli desen sevimli değil, işe yaramaz, lüzumsuz, evde fazla yer kaplıyor. O oyuncaklar sadece eve misafir geldiğinde çocuğu mocuğu varsa eline alsın da sussun diye veriliyor. Bunun dışında kızların yataklarının üzerini süsleyen iğrençlikten öteye gitmiyor bence. Yani onu alacağına hiç almasın gelsin, “Bütün sene burnumdan getir sevgilim” desin daha iyi.
Yazının Norma’sı: Bir kızın yatağının üzerinde ne kadar çok oyuncak ayı varsa, o kadar salak sevgilisi olmuştur...