Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

murat.tuzcu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Çarpıntı” bize kalp atışlarıyla ilgili olarak bir şeylerin yolunda gitmediğini bildiren histir. Çoğunlukla, çarpıntı deyince anlaşılan kalp atışlarının hızlanması olsa da, her zaman bu doğru olmayabilir. Koşarken hissettiğimiz çarpıntı, tahmin ettiğiniz gibi kalp atımının normal olarak hızlanması sonucu oluşur. Bazen bu his erken vuru dediğimiz, normal kalp atımları arasında gelen ek atımlara bağlı olabilir. Birçok hastada ise çarpıntı, kalbin hızlı ve de normal ahenginin dışında atması sonucu oluşur. Yani, kalbin ritmi bozulmuş, aritmi oluşmuştur. Bunlar arasında en sık rastlananı, atriyal fibrilasyon adı verilen çarpıntıdır.


Atriyal fibrilasyon nedir?
“Atriyal” demek, kulakçık dediğimiz kalbin üst odalarından atriyumlardan- kaynaklanan demektir. Fibrilasyon ise titreşimdir. Dolayısıyla “atriyal fibrilasyon” kalbin üst odalarının kasılma yerine titreştiği anlamına gelir. Kalbimiz normalde bir saat gibi şaşmadan ahenkli olarak (normal ritim) çalışır. Bunun

Sık rastlanan bir çarpıntı: Atriyal Fibrilasyon
için sağ kulakçığın tavanındaki aküden çıkan elektrik kıvılcımları düzenli olarak, önce kulakçıkları, sonra üst ile alt kat arasındaki trafodan geçip karıncıkları uyarır. Elektrik akımının yayılımını EKG çekip görebiliriz. Üstteki resimde, sarı, kulakçıkların, yeşil ise karıncıkların uyarılmasını gösteriyor. Atriyal fibrilasyon olduğunda, kulakçıkların bir çok yerinden, normalin dışında, yüzlerce düzensiz uyarı çıkar. Bu uyarıların hepsi trafoya gelir. Ancak belli sayıda uyarı aşağıya geçip karıncıkları uyarıp kalp atımıyla sonlanır. Ahengi bozulan (aritmi) kalp, hem düzensiz hem de normalden çok hızlı atar. Alttaki resimde, normal ritimde görülen düzen yok. Yukarı odaların düzenli olarak uyarıldığını gösteren sarı tümseklerin yerini düzensiz titreşimler almış. Karıncıkların uyarılmasını gösteren, yeşil dikenimsi çizgiler ise normal ritmin aksine, daha sık (hızlı) ve düzensiz aralıklarla geliyor.


Kimlerde görülür?
Atriyal fibrilasyon, her türlü kalp hastalığında görülebileceği gibi, kalp normal olsa da diğer bazı hastalıklarda, bazen de görünürde hiç bir hastalığı olmayanlarda da ortaya çıkabilir. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artar.
Atriyal fibrilasyonun en sık rastlanan nedenlerinin başında yüksek tansiyon gelir. Yıllar süren yüksek tansiyon, işini her atımda güçleştirdiği için, kalp kasını kalınlaştırır ve esnekliğinin azalmasına yol açar. Bu durumda, alt odaların, özellikle sol karıncığın kanla dolması zorlaşınca, sol kulakçığa yansıyan yükselmiş basınç bu odanın duvarını gerer ve genişletir. Böylece, atriyal fibrilasyon için zemin hazırlanmış olur.
Kalp kapaklarının hastalıkları, özellikle mitral kapağın iyi açılamaması veya iyi kapanamaması atriyal fibrilasyonun önemli nedenlerindendir.
Bir başka neden de kalp damar hastalığıdır. Özellikle kalp krizinde daha sık görülür. Kalp kasının hastalıklarında, kas ister incelip zayıflasın, ister kalınlaşmış olsun atriyal fibrilasyona sık rastlanır. Hangi sebeple olursa olsun kalp yetmezliği varsa atriyal fibrilasyon riski çok yükselir. Zaten zayıflamış olan kalbin pompalama işi daha da zorlaşır.
Tiroid bezinin fazla çalıştığı durumlarda, akciğer hastalıklarında, bazen ateşli hastalıklar sırasında da bu çarpıntı ortaya çıkabilir.


Alkollü içkilere dikkat
Alkollü içkiler atriyal fibrilasyonun oluşmasında önemli bir yer tutar. Her gün çok miktarda alkol tüketenlerde kalp kasının zayıflaması sonucu olarak bu çarpıntı ortaya çıkabilir. Daha önemlisi, her gün içmese de, hafta sonunda büyük miktarda alkollü içki içenlerde, kalpleri sapasağlam olsa da atriyal fibrilasyon görülebilir. Bu durumun tek çaresi aslan sütü yerine su içmektir.


Ne zararı var?
Sık rastlanan bir çarpıntı: Atriyal Fibrilasyon
Atriyal fibrilasyon sonucu kasılma işlevini yitiren kulakçıklar, içlerinde toplanan kanı karıncıklara pompalayamaz. Karıncıklar, sadece kapaklar açılınca pasif olarak akan kanı vücuda ve akciğerlere pompalamakla yetinmek zorunda kalır. Haliyle, bu durum kalbin içindeki kanın daha yavaş ve daha cılız akmasına yol açar. Bu durum baharda çağlaya çağlaya akan nehrin, sonbahara yakın tembel tembel akan bir çaya dönmesine benzer.
Karıncıklar tam dolamadığı için vücuda ihtiyacı olan kanı gönderemez. Buna ek olarak bir de kalp hızlı arttığından, karıncıkların doluş süresi kısalıp atım başına pompalanan kan daha da azalacağından, durum iyice sarpa sarar.


Pıhtı riski
Hızlı akan nehirde birikinti olması çok zordur. Oysa, akıp akmadığı belli olmayan bir çayda toz, toprak, dal parçalarından oluşan birikintiler olur. Bu örnekte olduğu gibi, atriyal fibrilasyonda da, kan durağanlaştığından kolay pıhtılaşır. Daha çok sol kulakçıkta gelişen pıhtıdan kopacak parçaların vücudun herhangi bir yerine, özellike beyine gitmesi, inmeye yol açabileceğinden pıhtı oluşmasını önlemek son derece önemlidir.


Belirtiler
Atriyal fibrilasyon bazen hiç bir belirti vermeyebilir. Doktor nabız sayarken veya kalp dinlerken, düzensiz ve hızlı kalp atımını tesadüfen teşhis edebilir. Hastaların bir kısmı, göğüslerinde hızla kanat çırpan bir kuş varmış gibi bir histen söz ederler. Bir çok kişi de, kalpten atılan kan miktarı azaldığı için, genel bir yorgunluk hissi ve halsizlikten yakınır. Yokuş, merdiven çıkarken nefes darlığı ortaya çıkabilir. Aynı sebeple, çarpıntı sırasında baş dönmesi, baygınlık hissi oluşabilir. Hatta altta yatan ciddi bir kalp zayıflığı varsa bayılmalar bile olabilir. İyi tedavi edilmekte olan bir çok kalp hastası yakınmaları olmadan, normal bir hayat sürerken, birden bire ortaya çıkan hızlı ve düzensiz çarpıntıyla kendilerini çok kötü hissedebilirler. Göğüs ağrısı, nefes darlığı şikâyetleri ortaya çıkabilir.
Daha önce bilinen hiç bir hastalığı olmayan insanlarda, atriyal fibrilasyonun ilk belirtisi, kalpten kaynaklanan bir pıhtının birden bire yarattığı felç olabilir. Çeşitli araştırmalar, inme geçiren her 6-7 hastadan birinde, atriyal fibrilasyonun varlığını göstermiştir. Çok tehlikeli olabilecek bu durum atriyal fibrilasyonun inme riskinin ne kadar ciddi olduğunu gösterir.
Başlangıçta atriyal fibrilasyon gelip geçici olabilir. Çarpıntı ataklarının süresi ve sıklığı hastadan hastaya değişir. Bir süre sonra, bir çok hastada kalp devamlı atriyal fibrilasyon ritmi ile çalışır hale gelir.

Tedavi
Atriyal fibrilasyonu nasıl tedavi edelim? Bozulmuş kalbin ahengini nasıl düzeltebiliriz? Tek çare ahengi düzeltmek mi? İnme riskini nasıl azaltılabilir? Bunların hiçbiri kolay sorular değil. Cevap verebilmek için doktorlar her hasta için uzun uzun düşünür. Bu konulara önümüzdeki haftalarda değineceğiz.