Geçen hafta, kalp krizi geçiren Levent Bey’in şikâyetleri gece başlamış olsa da sabah zorla ikna edilip taksiyle hastaneye götürüldüğünü, doktorların tıkalı kalp damarını açmak için zamana karşı nasıl yarıştıklarını yazmıştım. Bir hastanenin kalp krizi tedavisindeki başarısı tıkalı damarı ne kadar çabuk açtığıyla ölçülür. Hastanın acil servise başvurduğu andan, damarın balonla açılmasına kadar geçen süre ne kadar kısaysa hastane o kadar başarılı sayılır. “Kapı-balon süresi” denilen bu zaman dilimi 1.5 saati aşmamalıdır. Bu tavsiyenin altında yatan bir çok bilimsel veri var. 2006 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin çeşitli hastanelerinde tedavi edilen yaklaşık 30 bin kalp krizi hastası incelendi. Kapı-balon süresi iki saatin üstüne çıkınca ölümler neredeyse iki kat artıyordu. Gecikmeyi önlemek için, ister pıhtı çözücü ilaçla, ister balon ve stentle, tıkalı damarı bir an önce açmak gerekiyor.
Lakin, basit gibi görünen bu hedefe ulaşmak hiç de kolay değil. Kalp krizini bir an önce durdurmak için hastanedeki ekibin hızla harekete geçip damarı açmaya çabalaması yeterli değil, hastanın da şikâyetlerinin farkına varılıp bir an önce hastaneye getirilmesi gerekir. Araştırmalar bu iki noktada da çok başarılı olunmadığını gösteriyor.
Beş yıl önce, ABD’de 365 hastanede yapılan bir araştırmada, kalp krizi geçirenlerin sadece üçte birinde kapı-balon süresinin 90 dakikanın altında olduğu görüldü. Anlı şanlı üniversite hastanelerinde ve ünlü kalp merkezlerinde bile bu sürenin iki saat, hatta daha uzun olduğunun ortaya çıkması şok etkisi yarattı. Bunun üzerine, kalp krizine kısa sürede müdahale edebilen hastanelerin bu işi nasıl yaptıkları araştırıldı. Hastayı getiren ambulanstaki görevlilerle acil poliklinikteki doktorların iletişim kurmalarının süreyi kısalttığı görüldü. Hastanın şikâyetleri kalp krizi ihtimalini düşündürtüyorsa hiç beklemeden EKG çekilmesini sağlayacak bir sistemin varlığı da önemli bulundu. Hastayı ille de bir kardiyoloğun görmesi yerine acil servisteki nöbetçi uzman doktora yetki veren hastanelerde, işlerin daha hızlı yürüdüğü saptandı. Başarılı olan hastanelerde işlemi yapacak kardiyolog, hemşire ve teknisyenler ya hastanede hazır bekliyor ya da telefon emrini alır almaz 20 dakikada işbaşında olabilecek yakınlıkta oturuyordu. Bu ve benzer gözlemleri inceleyen doktorlar, hastane yöneticileriyle el ele vererek, kalp krizi acil tedavisinin her aşamasında değişiklik yaptılar. Böylece, kapı-balon süresi ABD’nin hemen her yerinde kısaldı.