Hanımının zoruyla doktora gelen Cemil Bey’de kalp hastalığı olabileceği düşüncesiyle EKG çekilmesini ve kan tahlilleri yapılmasını istemiştim. Kısa adıyla EKG diye bilinen elektrokardiyogram, 100 yıldır kalp hastalıklarının teşhisinde kullanılan bir inceleme yöntemidir. EKG, kalbin çalışmasını tetikleyen elektrik akımlarının kağıt üzerine yazdırılmasından başka bir şey değildir. Kalbin kasılması için, arabanın motorunun çalışmasını sağlayan kıvılcım gibi bir elektrik enerjisi gerekir. Kalbin de arabanın aküsüne benzeyen bir enerji kaynağı ve elektriği taşıyacak kabloları var. Elektrik dalgalarını, resmini çekermişcesine kağıt üzerine yazdırdığımız zaman hem elektriği taşıyan kablolar hem de elektriğin yayıldığı kalp kası hakkında fikrimiz olur. Ne kadar çok açıdan resim çekersek, kalp hakkında o kadar çok bilgi ediniriz.
Akü ve kablolar
Kalbin aküsü sağ üst odasının tavanına yakın bir yerdedir. İlk elektrik kıvılcımı buradan kaynaklanıp üst odalara yayılır. Bu da EKG’deki ilk küçük kabarıklığı oluşturur. Eğer yukarı odalar genişlemişse, elektriğin dolaşması daha uzun zaman alacağından, bu kabartı da normalden daha büyük gözükür. Üst katla alt kat arasında kontrol noktası diyebileceğimiz bir elektrik istasyonu vardır. Kıvılcım buraya geldiğinde biraz duraklar ve alt odalara dağıtılmak üzere aşağıdaki kablolara geçer. Bu sürenin uzayıp uzamadığını ilk kabarıklıktan sonraki çizgiye bakarak anlarız.
Sağ ve sol kablolar yoluyla kalbin alt katına ulaşan elektrik iki odanın kastan duvarlarına yayılır. Yayılan bu elektrik dalgasını EKG’de yukarı ya da aşağı doğru uzanan bir diken gibi görürüz. Bu kablolardan biri koparsa veya kalp kası kalınlaşırsa elektriğin kalbe tam olarak yayılması daha uzun zaman alacağı için bu diken de daha büyük, daha geniş görünür.
Diken gibi görünen bu dalgadan sonraki düz çizgi ve hafif tümsek, elektrik geçtikten sonraki derlenip toparlanmann işaretidir ve çok önemlidir. Kalp damarlarndan biri daralıp tıkandığında bu çizgi ve tümseğin düzeni alt üst olur.
Kalp çarpıntısı
Her kalp atımı EKG’de, elektrik kıvılcımının tetiklemesiyle başlayan küçük kabarıklık, ardından bir diken ve tümsekten ibaret çizgi şeklinde görülür. Tabii bu anlattıklarımın hepsi akünün yerli yerinde durduğu ve kalbin her köşesinin tepedeki akünün hükümranlığını dinlediği zamanlarda geçerlidir. Bazen yukarı odaların duvarlarında daha hızlı kıvılcım çıkartan bağımsz odaklar hükümranlığı ele geçirip esas aküyü bastırarak hayat tehdit edici olmasa da çok rahatsız edici çarpıntılara neden olabilirler. Bunu da birbiri ardına gelen kıvılcımların çizdirdiği çizgilerden anlarız. Sık rastlanan bir problem de yukarı odaların dört bir yanından bir sürü kıvılcım çıkmasıdır. Bazen dakikada 400- 500 uyarının çıktığı olur. Çok şükür ki iki kat arasındaki trafo en fazla 180-200 tane kıvılcımın alt katlara inmesine izin verir. Bu hal yine de müthiş rahatsz edici çarpıntılara yol açar.
Belanın büyüğü, alt kattan çıkan çarpıntılardan kaynaklanr. Tek tük çıkan kıvılcımlardan yani erken vurulardan söz etmiyorum. Ard arda gelen ve kalbin normal ritmini bastıran öldürücü olabilecek çarpıntıları kastediyorum. Bütün bunların kaynağını EKG’ye bakarak tahmin edebiliriz.
12 farklı poz
EKG’yi böylesine zengin bir bilgi kaynağı yapan özellik, kalbe tam 12 noktadan bakmasıdır. Bir benzetme yapmak gerekirse, yürüyen bir insann 12 açıdan fotoğrafının çekilmesidir diyebiliriz. Aynı anda çektiğimiz 12 pozu, tekrar tekrar çekersek, kişinin ne kadar hızla yürüdüğü, ahenkli yürüyüp yürümediği, vücudunun herhangi bir yerinde aksaklık olup olmadığı hakkında fikir sahibi oluruz.
Tıbbın en zor yanlarndan biri de her kuralın bilinen veya bilinmeyen istisnalarının olmasıdır. EKG’den örnek verecek olursak, büyük bir kalp krizinde EKG’de pek bir değişiklik görülmeyebilir, ya da sapasağlam bir kalpte kalp krizini düşündüren çizgi sapmalar görülebilir.
Bu kadar lafı Cemil Bey’in EKG’sine bakarken yazdım. Normal aküsü ahenkli olarak çalışıyor. Hem büyük dikensi çizginin iri olması hem de ondan sonra gelen yatay çizginin çökmüş görünmesi ve tümseğin de ters dönmüş olması bana kalp kasının kalınlaşmış olabileceğini düşündürttü.
Bu değişiklikler kalbi besleyen damarlar daraldığında da görülebilir. Bundan emin olmak için Cemil Bey’i efor testine gönderdim.