Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

Prof. Dr. E. Murat Tuzcu

murat.tuzcu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye futbol ligi yıllardır bu denli heyecan dolu olmamıştı. Ölüm kalım meselesi gibi gördüğümüz kritik maçlar, bazılarımız için gerçek anlamda ölüm nedeni olabilir. Bu konuda yapılmış ciddi araştırmalar var. Futbolun ve çok sevdiğimiz takımımızın, kalbimizi ne kadar yorabileceğini bilimsel yayınlara bakıp anlamaya çalışalım.


2006 Dünya Kupası
 Almanya’nın Münih kentindeki bir grup bilimadamı dünya kupası heycanının kalbimizi nasıl etkilediğini araştırdı. 2008’in başında ünlü New England Journal of Medicine tıp dergisinde yayımlanan çalışmalarında çok titiz bir araştırma yöntemi uyguladılar. 2006 Dünya Kupası Finalleri sırasında Münih ve çevresinde acil servislere başvuranları önceden yaptıkları bir plana göre izlediler. Finaller süresince kalp krizi, göğüs ağrısı, kalp çarpıntısı, ani ölüm gibi nedenlerle acil servise getirilenlerin tüm özellikleri, tıbbi bilgileri, tanıları kaydedildi.
Sonucun anlamlı olabilmesi için bu verileri futbol heyecanının olmadığı bir dönemdeki acil başvurularla karşılaştırmak gerekiyordu. Başka bir deyişle, çalışmanın bir kontrol grubu olması lazımdı. Bunun için 2003 ve 2006 yıllarının mayıs, haziran, temmuz aylarından, meteorolojik koşulların ve hava kirliliği ölçümlerinin benzer olduğu haftaları kontrol dönemi olarak seçtiler. Böylece, dünya kupası finalleri sırasında kalp hastalıklarında bir artış veya azalma varsa ortaya çıkacaktı. Araştırmanın güvenilir olması için her şey inceden inceye düşünüldü ama, bir sorun daha vardı. O tarihlerde Münih ve çevresi Almanya’nın ve dünyanın dört bir yanından gelen futbol taraftarlarıyla doluydu. Final döneminde bu yörede bulunanlarla kontrol grubu farklı olduğundan bu nüfusta yapılan araştırma gerçeği yansıtmayabilirdi. Bu problemi çözmek için her iki gruba da acil servise gelenlerden sadece uzun süredir Münih ve çevresinde yaşayan kişileri aldılar.
Böylesine titiz bir hazırlıktan sonra, 9 Haziran – 9 Temmuz 2006 arasında yapılan final maçları sırasında 4 bin 279 kişinin kalple ilgili nedenlerle acil servislere başvurduğunu saptadılar. Kalbe bağlı olayların herhangi bir maç gününden ziyade Almanya’nın maç yaptığı günlerde arttığı ortaya çıktı.

‘Bu takım benim yüreğime indirecek’



Alman-ya’nın ilk rakibi Kosta Rika ile oynadığı gün kalp olaylarının arttığı görüldü (1). Bu artış, son dakika golüyle Almanya’nın galip geldiği Polonya maçında daha belirgindi (2). Bu maçtan sonra tur atlamayı garanti etmiş olan Almanya’nın Ekvador ile oynadığı maçta, acil kalp başvuruları arttıysa da bu artış çok değildi (3).  Buna karşılık, yenilirse eleneceğı İsveç (4), hele hele çok heyecanlı geçen ve sonucu penaltı atışlarıyla tayin edilen Almanya-Arjantin maçında kalp hastalıklarında çok belirgin bir artış oldu (5). Benzer düzeyde artış Almanya’nın yarı finalde İtalya’ya yenildiği maçta da görüldü (6).
Teselli maçı sayılabilecek, Almanya-Portekiz üçüncülük karşılaşmasının kalplere etkisi çok daha azdı (7). İtalya ve Fransa’nın oynadığı final maçı daha az da olsa bir etki yarattı.
2003, 2005 ve 2006 yıllarında, 1 Haziran ve 30 Temmuz arası her gün acil servise kaç hasta başvurmuşsa bir nokta olarak kaydedilmiş. Bu noktalar birleştirilince, başvuruların Almanya’nın heyecanlı maç günlerinde (rakamlarla gösterimiş) arttığı kolayca görülüyor.



Maç heyecanı kalbi yoruyor
Verilerin tümüne baktığımız zaman, dünya kupası sırasında acil kalp olaylarının normalden neredeyse üç kat fazla olduğunu görüyoruz.  Bu dönemde, daha önceden bilinen kalp hastalığı olanlarda dört kat, hiç kalp hastalığı olmayanlarda iki kat fazla acil durum gelişiyor. Futbol heyecanının yaraladığı kalplerin çoğu erkeklere ait. Almanya’nın maçları sırasında acile gidenlerin yüzde 70’i erkek. Halbuki normal zamanlarda bu oran yüzde 50’nin biraz üstünde.
Öyle görünüyor ki takım kazansa da kaybetse de, eğer maç çok heyecanlı geçmişse, kalbimiz sıkışıyor. Acaba neden?
Bu sorunun cevabını çok iyi bilmiyoruz. Lakin bu araştırmanın verilerine baktığımız zaman bir şeylerin tetiği çektiğini görüyoruz. Acile geliş saatlerini incelediğimizde kalp problemlerinin maçtan önceki saatlerde arttığı, en çok maç sırasında olduğu, etkinin azalarak da olsa sonraki saatlerde de devam ettiği ortaya çıkıyor. Bu bulgular, heyecanlı bir maçın, hele tur atlamanın ya da elenmenin penaltılara veya son dakikaya kaldığı, gerilimli karşılaşmaların stresini gösteriyor. Stresin kalp hastalıklarının tetiğini çektiğini biliyoruz. Strese ek olarak, maçlar sırasında ve öncesinde yenen yemeklerin kandaki yağ ve şeker düzeylerini tehlikeli ölçüde yükselttiğini söyleyen bilimadamları var. Bir de buna, birbiri ardına içilen sigaraları eklerseniz, kalp krizi için mükemmel bir ortam hazırlandığı anlaşılır.

‘Bu takım benim yüreğime indirecek’


Maç süresiyle öncesi ve sonrasındaki 12 saat

Almanya’nın oynadığı maçlar sırasında, maç başladıktan sonraki ilk iki saat içinde 50’den fazla kişi kalp sıkıntısıyla  acile başvurdu. Maçtan önce ve sonra da acil kalp hastalıkları normalden fazla.


1996 Avrupa Şampiyonası
‘Bu takım benim yüreğime indirecek’

1996 Avrupa Şampiyonası Çeyrek Finali’nde Fransa’ya karşı mücadele eden Hollanda’da nüfusun yüzde 60’ı maçı televizyondan izledi. Maç, normal sürede ve uzatmada 0-0 berabere bitti. Penaltı atışlarında Fransa’ya mağlup olup elenen Hollanda taraftarlarında kalp krizi ve inmelere bağlı ölümlerin yüzde 50 oranında arttığı görüldü. Buna karşılık aynı dönemde tur atlayan Fransa’da yapılan benzer bir araştırmada ölüm oranının artmadığı görüldü. En çok zarar görenlerin yenilen takımın taraftarları oduğu anlaşılıyor.

Amerika’da durum
ABD’nin Los Angeles kentinin futbol (Amerikan futbolu) takımı 1980’de finale kaldı ve son anına kadar çok çekişmeli geçen bir maçtan sonra kendi sahasında oynadığı maçı ve şampiyonluğu kaybetti.
Maç günü ve sonrasındaki iki hafta süresince kent ve çevresindeki ölüm kayıtlarına bakıp, başka yılların aynı haftalarıyla karşılaştırınca, genel ölüm oranının ve kalp-damar hastalıklarından ölümlerin artmış olduğu görüldü. Buna karşılık, dört sene sonra şampiyonluğu kazandıklarında ölümlerde bir azalma dikkati çekti.
Öyle anaşılıyor ki, maç ne kadar heyecanlı ve sonuçları ne denli önemliyse yarattığı stres ve kalbimize etkisi o kadar fazla. Takımımızın galip gelmesinin, şampiyon olmasının yarattığı neşe, rahatlık ve gevşemenin de muhtemelen yararları var. Maç heyecanı bir çok başka etkenin üstüne biniyor ve farklı koşullarda farklı sonuçlara yol açabiliyor. Ama fark yarattığı kesin. Özellikle 40 yaşın üstündeki erkeklerin, hele bilinen kalp hastalığı varsa veya zaten riskleri yüksekse dikkat etmelerinde yarar var. Zaten benimsemeleri gereken sağlıklı yaşam tarzına özen göstermeli, aşırı heyecandan uzak durmalılar ki uzun yıllar keyifle takımlarını destekleyebilsinler.