Halk arasında kısaca anjiyo denilen koroner anjiyografi kalbi besleyen damarların (koroner arterler) görüntülenmesidir. Bunun için iki, üç saniye süreyle koroner arterlerin içi röntgende görünen boyalı bir maddeyle doldurulup filmi çekilir. Damarlarda kan gibi akan boyalı madde, damarın içini, boyutlarını, darlık olup olmadığını çok güzel gösterir. Kalbi besleyen damarları, içinden üç şeritli kara yolu geçen bir tünele benzetebiliriz. Koroner anjiyografi birkaç saniye süreyle tünelin içinde akan trafiğin filminin çekilmesidir.
Tünelin duvarında bir kabarıklık varsa şeritler daralmaya başlar, trafik aksayabilir. Bu benzetmedeki gibi, damar sertliğinin yarattığı kolesterol dolu yumru (plak) damarın içine doğru büyümüşse, boyalı maddeyle doldurulan damarda darlık olarak görünür.
Anjiyo nasıl yapılır?
Kalbi besleyen damarların içine röntgende görülebilen sıvıyı verebilmek için kateter denilen, minyatür bir bahçe hortumuna benzetebile-ceğimiz, ince (2 mm çapında) uzun (120 cm) bir boru kullanılır. Önce kalbe ulaşmak için hangi damarın kullanılacağına karar verilir. Damarın nabzının hissedildiği yer (bu bölge kasıkta, dirseğin içinde ya da el bileğinde olabilir) uyuşturulur. Damara (en sık kasıktaki damara) girildik-ten sonra röntgen ile takip edilerek kalbe kadar itilen kateterin içinden verilen boyayla koroner damar doldurulup filmi çekilir.
Normal koroner damarlar
Kalbi besleyen damarlar bir ağcın (aortun) ilk iki büyük dalı gibi düşünebiliriz. Bunlardan sol ana koroner damar (siyah ok) başlangıcından kısa sonra iki büyük dala ayrılır. Dallarda biri kalbin ön yüzünde yukarıdan aşağıya doğru iner. Adı sol ön inen daldır (sarı ok). İkinci büyük dal –sirkumflex- (mavi ok) kalbin yan yüzüne yayılır. Aortadanın çıkan diğer dal, sağ koroner arter (yeşil ok) ise kalbin sağından dolanıp alt yüzüne ulaşır. Bu üç koroner arter bir ağaç gibi giderek incelen dallar vererek kalbin tüm hücrelerine ulaşırlar.
Daralmış damarlar
Bir insanın yüzünün, önden, sağdan, soldan, aşağıdan, yukarıdan resmini çekebileceğimiz gibi koroner damarların filmini de değişik açılardan çekebiliriz. Böylece damarlarda gördüğümüz darlıkları daha ayrıntılı tanımlayabiliriz. Daralmış damarların henüz tedaviye ihtiyacı var mı, varsa ilaç tedavisi yeterli olur mu, stent mi takılmalı, yoksa baypas ameliyatı mı gerekli sorularına ancak iyi yapılmış bir anjiyo ile cevap verebiliriz. Damar ne büyüklükte, çapı kaç milimetre, ne kadar daralmış, darlık damarın neresinde, daralmış bölge kısa mı, uzun mu, daralan bölgede kireç oturması var mı, damar düz mü, kıvrımlı mı gibi bir dizi özellik, tedavinin planlanmasında çok önemlidir.
Anjiyo yapalım mı?
Anjiyografinin yeterli olmadığı durumlar da vardır. Bu yöntem kanın aktığı alanı yani trafiği ve üstünden geçtiği yolu gösterir. Ama darlıktan geçebilen kanın kalp kasına yetip yetmediği hakkında her zaman kesin bir bilgi vermez. İşte bu nedenle anjiyografi kalp kasının beslenmesinin bozulduğuna ait kuvvetli deliller varsa kullanılmalıdır. Giderek artan veya istirahatte gelmeye başlayan ya da uzun süren kalp ağrıları varsa, ya da Cemil Bey de olduğu gibi anormal efor testi anjiyografiyi gerektirir. Buna karşılık, “bir bakalım” ya da “kalp hastalığı var mı, emin olalım” diye anjiyo yapılmamalı, ilk hastalık şüphesi hemen anjiyoyu akla getirmemelidir. Mutlak gerekmiyorsa, hastayı yok yere riske maruz bırakmak istemeyiz. Lakin, rahatlıkla söyleyebilirim ki, anjiyografi yerinde kullanıldığı zaman eşi olmayan bir yöntemdir.