12.03.2022 - 07:03 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN
SENEM AYDIN / Öykü Gürman, Burhan Çaçan’ın üne kavuşturduğu ‘Ayaz Geceler’ şarkısını yeniden yorumladı. Sesine yakışan parçaları seçtiğini belirten sanatçı, oyuncu ve şarkıcı kimliğini bir arada devam ettiriyor. “İkisini birbirinden ayıramam” diyen Gürman’la projelerini, Fatih İçmeli ile ilişkisini ve hayatının yeni dönemini konuştuk.
- ‘Ayaz Geceler’ şarkısını yeniden yorumlama fikri nereden çıktı?
Evde dinlenip vakit geçirirken kendi kendime bir anda şarkıyı söylemeye başladım. Çocukken ikizim Berk’le beraber çok arabesk parçalar dinlerdik. Bir anda Burhan Çaçan’ın üne kavuşturduğu bu şarkısı aklıma geldi. Ve ‘Yeniden neden söylemiyorum?’ diye düşündüm. Aranjesi için Sezgin Gezgin’le görüştüm. Söz ve bestesi Kenan Erel’ait, ondan haklarını aldık. Bu zamana ait, çok içime sinen bir şekilde hazırlandı. Dinleyicimin pozitif reaksiyonu ve şarkıyla ilgili yorumları da mutlu etti. YouTube kanalımda yayımladıktan sonra sosyal medyada fazlaca paylaşılmaya başlandı. Sahnede, konserlerde çok istek alıyor. Aslında bu şarkıyı duymayı özlediğimizi fark ettim.
Sözleri itibarıyla şarkı sevgililerin ayrılığını, kavuşmasını anlatıyor. Ve diyor ki aslında kadın erkeğe: Sensiz geçmiyor geceler, yaşanmıyor sensiz, geceler uzun, geceler sessiz, geceler çekilmiyor sensiz... Tek başıma değil de bir partnerle klibimi içeriği gereği çekmem gerekiyordu. Ekiple birlikte Fatih’e sorduk, o da sağ olsun kabul etti. İlk defa kamera karşısına geçmesine rağmen, çok başarılı buldum. Hep beraber tebrik ettik. İyi ki böyle bir paylaşım yaşadık, bize de hatıra oldu.
- Son dönemlerde oyunculuğa ağırlık vermiştiniz. Oyunculuk ve müziği bir arada götürmek zor olmuyor mu?
‘Sen Anlat Karadeniz’, çok güçlü bir projeydi. Her zaman öyle şanslar, iyi ekip, iyi yönetmen, iyi senaryo denk gelmeyebilir. Dolayısıyla öncelikli olarak onu yapmayı tercih ettim. Konser takvimine göre de seti organize ederek sahne çalışmalarına ara vermeden devam ettim. Menajerim, asistanım beni de tanıdıkları için doğru bir planlamayla hiçbir şey zor olmuyor, hepsini bir arada gayet başarılı bir şekilde yürütüyoruz.
- Kendinizi oyuncu mu yoksa şarkıcı olarak mı tanımlıyorsunuz?
Ben hem şarkıcıyım hem de oyuncuyum. İyi bir şarkıcı olduğumu düşünüyorum. Seviyorum şarkı söylemeyi ve yorumlamayı. Kendimce, kendi sesime yakışan parçaları söylemeyi seviyorum. Oyunculuk her zaman yapmak istiyorum ama biraz şans, kader, kısmet. Her zaman öyle iyi bir senaryo, iyi ekip ve oyuncularla bir arada olamayabilirsiniz. Talihsizlikler de yaşanabilir. Bir dizi olsa ne kadar süreceği belli değil, bir sinema filminde de her şeyin aynı dönemde bir arada olması kolay değil. İkisini birbirinden ayıramam.
- 40’a bir kala hayatınızda nasıl bir dönemdesiniz?
Yaş konuşmayı çok sevmiyorum. İnsan hissettiği yaştadır. Fakat harikaymış bu duygu. ‘Keşke şimdiki kafamla 20 yaşımda olsaydım’ diye söyledim geçen gün...
Bu olgunluğa erişmek çok güzel. Daha kabulleniyorum. Geçmişe takılı kalmıyorum. Kimsenin ne yaptığı ile çok ilgilenmiyorum. Hep ileriye doğru bakıyorum. Bence bu bir mutluluk şifresi. Kendi yoluma bakıyorum. Yarışım kendimle, kendimi geçmek adına. Kendimin daha iyi bir versiyonunu ortaya koymak istiyorum. Spor yapıyorum, beslenmeme dikkat ediyorum. Çok müzik dinleyip, kitap okuyorum. Bunlar iyi hissettiriyor. Bu zamana kadar Kovid-19 geçirmedim çok şükür. Her şeyin başı sağlık. Ona dikkat ediyorum. Sevdiklerim yanımda. Kendiyle barışık, kendini seven, kompleksi, egosu olmayan biriyle birlikteyim. Bu da mutluluk veriyor. Kimseyi düzeltmek adına uğraşmıyorum.
‘Evlilik teklifi spontane oldu’
- Paris’teki evlilik teklifi nasıldı?
Çok güzeldi. Konsere gitmiştik, evlilik teklifinin geleceğini hissetmemiştim. Menajerimin cebinden bir kutu Fatih’in eline doğru giderken anladım ve heyecanlandım. Mutlu oldum. Beklemediğim bir andı. Beni çok özel hissettirdi. Doğaçlama gelişmesi tam da bana göre oldu aslında. Böyle şeylerin, plan program dahilinde abartılı yapılmasını seven biri değilim. O yüzden çok sade ve doğal spontane gelişti.
- Düğün ne zaman?
Herkes soruyor. Özellikle sosyal medya hesabımdan bu ana ait fotoğrafları paylaştıktan sonra daha da fazlalaştı. Düğün ile ilgili bir tarih henüz belli değil. Bu teklif çok spontane oldu. Ben de biraz içime sinsin istiyorum. Aceleye getirmek istemiyorum. Birazcık zamana yayarak, istediğim şekilde o süreci mutlulukla tadına vara vara geçirmek istiyorum. Bu fikre göre de bir tarih elbette belirleyeceğiz.
- Nasıl bir aşk sizinki?
Bizim aşkımız paylaşımcı ve güven dolu. Birbirimize karşı anlayışlı, hoşgörülü bir ilişki. Ben çok mutluyum. Bu anlamda işimi, mesleğimi, huylarımı, karakterimi, hayata bakış açımı anlayan ve buna destek veren, özellikle işimi yaparken her zaman yanımda olan, beni koruyup kollayan, gerçekten mutluluğumdan mutlu olmayı seçen, bunu başarabilen biri Fatih.
Bizim ilişkimizde kimse diğerini düşünmeden hareket etmez. Bu da sohbetle, anlayışla, diyalog kurmakla gerçekleşebiliyor. İnsan biraz daha yaşadıkça olgunlaşıyor, büyüyor. Bu bir öğreti. Hepimiz kendi seçimlerimizle varız. Hayatta tabii ki keşkeleriniz, pişmanlıklarınız da oluyor. Ama onlarda da bir hayır var. İyi ki var. Çünkü neyi isteyip istemeyeceğinizi daha iyi anlıyorsunuz.
- Anne olmak hayallerinizi süslüyor mu?
Anne olmak hayallerimi süslüyor. Biyolojik olarak da, yaş olarak da geç kalmadan anne olmak isterim. Bu biraz da nasip kısmet işi.
‘Bilinçli bir ara değildi’
- İkiziniz Berk Gürman’la sekiz yıl aradan sonra yeniden bir çalışmanız oldu. Neden bu kadar ara verdiniz?
Bilinçli olarak verilmiş bir ara değildi. Kendisi İspanya’da yaşıyor. Niran Ünsal’ın bize söylememiz için yolladığı bir parça vardı. İkimiz de çok beğendik. Sözlerini Niran Ünsal yazıp, bestesini Berk’le beraber yaptılar. Adı ‘Unutuldum mu Yani’. Berk’le bu şarkıyı çok sevdiğimiz için üçümüzün ortak kararı benim söylememdi ve parçayı yayımladık.
Berk’le müzikal olarak bakış açımız da bir değildir. O iyi bir flamenko gitaristi, şarkıcı, aranjör, şarkı yazarı. Bir sürü hünerleri kendisinde birikmiş. Kendi müziğini yamayı tercih etti, ben de saygı duydum. Tekrar bir araya geliriz, bir şeyler yaparız, ben her zaman istiyorum.