2000’lerin Türkbükü popülerliğinin tahtına tamamen oturmuş durumda Yalıkavak. Mega yatların yanaşabildiği marinadaki dünyaca ünlü restoranlar, Yalıkavak’ın popülerliğini iki yıldır marinanın dışına, Tilkicik Koyu’na taşıyor. Koydaki lüks algısından bahsederken bu algıyı oluşturan ilklerden The Galliard Cove House’dan bahsetmeden olmaz.
Markanın Vadiİstanbul ve Emaar’daki mekanlarını biliyorsanız, onları unutun. Yalıkavak’taki bu konsepti mimarisinden mutfağına Londra, New York ya da Dubai’ye aynı şekilde koysanız, yine aynı ilgiyi göreceğine eminim. Hep ekibiyle konuşulsa da kurgunun gerçek mimari kurucu Ahmet Uras.
Yazılımcılıktan Galliard’a
Tüm ailesi hekim olan Uras’ın mutfak yolculuğu ananesiyle geçirdiği çocukluğa dayanıyor. Malum; anne-baba sürekli nöbette olunca o da ananesinin ev davetlerinde ona mutfakta yardımcı oluyor. Altı yaşında yaprak sarmayı öğreniyor. Asıl işi yazılım! Hem de finans konusunda uzman. Düşünün, Goldman Sachs gibi bir kuruluşta hızla yükselirken, tek çocuk özlemiyle çağrılmasına dayanamıyor; harika mevkisini ve bol sıfırlı maaşını bırakıyor. Geldiğinde hayali olan restoran sektörüne giriyor.
Yazılımcı kafasıyla doğru fizibilite ve teknolojiyi markalarına herkesten önce entegre ediyor. The Galliard’ı Dubai’ye bile taşıyor ve belki de dönemin popüler mekanı oluyor. Bodrum’da da Dubai’deki konseptindeki algıya erişmeyi başarmış.
Ürün ve reçete
Mimarinin coğrafyayla bütünleştiği harika ambiyansta yemekler de titizlikle reçetelendirilmiş. Zaten girişte kabuklular için yaptırılan özel ‘fine de claire’ havuzunu görünce tedarik konusundaki hassasiyeti anlıyorsunuz. Menü oluşumundan malzeme seçimine kadar Uras’ın titizliği hissediliyor. Mezelerin hepsi anında hazırlanıyor. Zahter piyazı, isli acılı atom ve ısırgan otlu mücver, Türk mutfağının modern yorumunu hissedebileceğiniz lezzetler. Karides ve ahtapotuyla deniz ürünlerini de birçok farklı damağa hitap edecek şekilde görebiliyorsunuz. Paylaşımlık paella ise müdavimlerin en ok tercih ettiği lezzetlerden. Yemek sonrası eğlence algısında elektronik müziğin iyi DJ’leri kabine geçiyor. Bar tarafında Kun isimli markayla iki yıllık iş birliği yapılmış.
Bohem ruhlu Yazz
Galliard’ın coğrafi güzelliklerinden bahsederken içinde bulunduğu Yazz Beach’den de bahsetmek gerekiyor. Neredeyse 30 yıllık olan tesis 2017 yılında geçirdiği renöveyle bohem ruhunu harika pekiştirmiş. Hiç öyle Mikonos, Tulum havası gibi itici benzetmeler yapmayacağım. Hele ki lobisi; tam bir Bodrum bohemi olmuş. Sadeliğin iyi hissi, kendine ait koyu ve yormayan detayları muazzam. Burada da başarının arkasında insan hikâyesi var.
Kuzenlerin gustosu
Çocukluğu birlikte geçmiş kuzenler Elif Sünget ve İnanç Işıklar, aileden ikinci kuşak olarak işi devralmış. Düşünün, dört metre derinlikteki havuzun kazımında Sünget, beş yaşındaymış! İnanç Bey, AVM’ler üstüne gayrimenkul geliştirme işiyle uğraşırken, kariyerini bırakıp, tesisin başına geçiyor. Elif Hanım da otomotiv sektöründeki kariyerinden vazgeçiyor. İkisiyle tanışınca İtalyan turizmci ailelere benzer yapılarını görüyorsunuz. Bilgi ve görgülerini doğal şekilde işlerine de yansıtmışlar. Verano isminde de harika bir beach restoranları var. Tabii ki lüks markalara da ihtiyaç var ama keşke Yazz gibi ailelerin elinde olan sade bohem tesislerin sayısı Bodrum’da artsa. İşte o zaman turizm kültürümüz kalıcı olarak oturur.