Sürdürülebilirlik, geri dönüşüm, atık krizi ve çevre duyarlılığı! Uzun yıllardır markalar tarafından basın bültenine dönmekten öteye geçmeyen içi boşaltılmış o kadar çok iş gördük ki! İçerisinde bulunmamıza rağmen görmezden geldiğimiz iklim kriziyle mücadeleyi ‘göstermelik’ yapan markalar alfa kuşağının öncülüğünde saygı görmüyor. Tabii gerçek anlamda konuyla ilgisi olan, bu işi dert edinmiş markalar projeleriyle karlarında vazgeçip, sürdürülebilir bir dünya için çalışıyor.
Atık yok!
Bu markalardan biri de Big Chefs! Kurucusu Türk kadınına ilham veren büyük figürlerden Gamze Cizreli. Kadın üreticiye destek veren, yerel çiftçiyi destekleyen, şehir gastronomilerini kendi restoranlarında tanıtan kurgudan sonra şimdi de atıksız mutfak felsefesine hazırlanıyor. Atıksız mutfak prensibiyle tanınan, hatta bu konuyla Michelin Yıldızı bulunan şef Tomasso Arrigoni’yle ortak bir menü çalıştı marka! Big Chefs mutfaklarının baş şefi Murat Aslan’la birlikte özenle çalışılan geniş menüde tedariğin hiçbir kısmı boşa gitmiyor.
Mesela menüde bulunan levrek filetoda, levreğin ayıklanan kemikleri balık çorbasında kullanılıyor. Kullanılan sebzelerin sularıyla soslar oluşturuluyor! Menüdeki birçok kalemi denemiş biri olarak, oldukça lezzetli buldum. Şimdilik sadece Zorlu Center’daki Big Chefs şubesinde…
KARAKUŞ DOKUNUŞLU YEREL MENÜ
Hatay’ın UNESCO gastronomi ağına dahil edilmesinin ardından belediye tarafından tanıtım amacıyla açılan Hatay Gastronomi Evi, kendi mutfağını şehrin dışında, ünlü şef Umut Karakuş’un Muutto’suna taşıdı. Kendi mutfağına ‘göç’ temasını benimseyen ünlü şef, iki ara sıcak, beş meze, salata, ana yemek ve tatlıdan oluşan Hatay yemekleri yorumunu, geçtiğimiz pazar davetlilerle paylaştı. Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş’ın katılımıyla gerçekleşen bu ilk yemekte sunulan menü, 22 Ocak’a kadar Muutto Galataport’a deneyimlenebilecek.
VITTORIO’NUN TEDARİK ÖNCELİĞİ
İtalyan şefler arasında Türkiye’deki mazisi en bilinen isimlerden biridir Vittorio Sindoni! Başarılı şef, bir süredir şehrin konum olarak en güzel manzaralarından birine sahip olan Mövenpick Hotel Bosphorus’un çatı katında kendi ismiyle taçlandırdığı harika bir konseptle hizmet veriyor. Klasik bir İtalyan restoranı beklentilerinin tamamının karşılandığı Da Vittorio, algıda pizza/makarna olarak oturan konseptlerin aksine özündeki gerçeğe; tedariğin önemine uygun bir menü çalışmış. Sindoni için her şeyden önce geliyor doğru malzeme! Mesela bu dönem kılıç balığını inanılmaz iyi işliyor şef! Carpaccio’su, penne yorumu ve buğlamalı ana yemeği muhteşem. Restoran ambiyans olarak da New York’taki çatı katı konseptlerine oldukça benziyor.