Orkun Bulut

Orkun Bulut

orkunbulut@gmail.com

Tüm Yazıları

Sınırlı ya da kontrollü karantinadan çıkma, bir nevi ‘açılma’ hazırlığında dünya. Bu geçişin nasıl olacağı konusunda herkes fikir sahibi. Bizim gibi kısmi kapanan ekonomilerde bu geçiş nispeten daha kolay olsa da sosyalliğimizin bize dönmesi sancılı olacak. Bir ayrılık şarkısı hüznünde olsa da Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’nın söylediği gibi “Eskisi kadar yakın olamayız.”
50 gündür eve kapanmış güruhun en büyük özlemi açık havada bir kahve içmek! Peki bu kahve size nasıl gelecek? Hazırlanışı, servis edilişine kadar güven nasıl sağlanacak? Oturduğumuz masa hijyenik mi? Ya iki metre mesafedeki yan masa? Hiçbirimiz 50 gün önceki kendimiz değiliz. Obsesif kompulsif bozukluk olarak teşhis edilecek birçok belirti artık hayatımızın bir parçası. Bu durumda biz o kafelere gidecek miyiz? Evet! Hem de eskisinden de çok...

Haberin Devamı

Hijyen değil adaptasyon

Neden mi? Çünkü bu hijyen probleminin sadece misafirin değil; çalışanın da sorunu olduğu için. Bakanlıklar, yerel yönetimler ne kadar denetleme yaparsa yapsın bunun tek çözümü karşılıklı güven olacaktır. Bizim yeme-içme sektörü bu güveni hak ediyor. Çünkü hijyen hep önem verilen bir konuydu. O bayıldığımız İtalyan trattorialarındaki gibi aynı pis bezle masaların silindiği bir düzen hiçbir zaman olmadı.
Hijyenden ziyade bir adaptasyon dönemine giriyoruz. Maskeli, sürekli eldiven değiştiren personelin mesafelerini ayarladığı, kullan-at menülerin çoğunlukta olduğu; belki de plastiğin serviste daha fazla kullanılacağı bir dönem olacak bu.

Rekorlar kırılabilir

Peki ya AVM’ler? İyimser bakış açısıyla sanılan aksine AVM’ler güvenli hale gelebilir. Hastane havalandırma yönetmeliğinde olduğu gibi yapılacak bir revizeyle olası bir bulaş belki de açık havadan daha az risk teşkil edebilir. Mağazacılık anlayışında her müşteri ‘özel müşteri’ statüsünde sırayla alışveriş yapacaktır. Lüks markalar buna hemen uyum sağlayacaktır. Guangzhou’daki Hermes açıldığının haftasında 2.7 milyon dolar’lık satışla rekor kırdı.
Diğer lüks markalarda da durum pek farklı değil. Burada en büyük uyumu sürümden kazanan markalar göstermek zorunda.

Haberin Devamı

ASIL KORKU GAMER’LAR

Spor müsabakaları en belirsiz konu. Sporun kendisinden daha büyük bir ekonomisi olduğu zaten ortadaydı. Şimdi o balonun sönmesine engel olmak için riskli kararlar tüm dünyada alınmaya hazırlanıyor. Sporun bu balon ekonomisinin en kârlı unsuru oyuncular, gerçek rayiç ederlerini kazanmadıkça bu durum kalıcı bir çözüme oturmayacak.
Spor müsabakalarının bu kadar erken başlama isteğindeki bir diğer nedense oyun sektörü. Z kuşağı maçları yavaş buluyor. O yüzden sanal gerçeklikten oyunları daha çok tercih ediyor. Oyuncuların arasındaki maçlar, binlerce kişi tarafından da izleniyor. Jöleli, kaslı Ronaldo’ların yerini, gözlüklü, kendine daha özensiz eli joystick tutan gamer’ların alması pek de uzak değil!