Orkun Bulut

Orkun Bulut

orkunbulut@gmail.com

Tüm Yazıları

İstanbul’da Michelin yıldızlı restoranları beklerken, Michelin yıldızı apoletli şefler Bodrum’da pop-up konseptleriyle boy gösteriyorlar. Paco Roncero Tomas Bühner, Anthony Genovese, Yoji Tokuyoshi, Anatoly Kazakov gibi şefler Türk tedarikleriyle kendi şef menülerini uyguluyorlar. Kendi restoranlarında dahi 15 gün üst üste göremeyeceğiniz bu şeflerin mutfağın başında, misafirlerle direkt temasta ve Bodrum’da olması çok kıymetli.

Aslında hikaye Be Premium’un bünyesine Michelin yıldızlı bir restoran katma fikriyle başlıyor. Hepimizin bildiği o büyük restoranlarla temasa geçerken “Acaba birkaç tanesini mi getirsek?” deniyor. Otelin executive şefi Veli Bayraktar’ın da fikriyle ‘pop-up’la beş şef performansına dönüştürmeye karar veriyorlar. Gastronomi dünyasındaki uluslararası çevresiyle bilinen Gökmen Sözen’le birlikte hummalı çalışmaya başlamışlar. Yaklaşık altı ay boyunca onlarca şefle hem tarih hem de konseptlere olan uygunluk üzerine titiz bir çalışma gerçekleştirdiler.

Haberin Devamı

Kazakov’un menüsü

İlk konuk şef iki Michelin yıldızlı şef Paco Rancero’dan mutfağı teslim alan Rus Şef Anatoly Kazakov, 15 gün Bodrum’da olacak. Her ne kadar Rus olsa da İtalyan restoran geçmişi olmasının tabaklarına etkisi görülüyor. Moskova’daki restoranı Selfie’de 20 çiftçiden gelen tedarikle çalışan Antonov kendi şef menüsünü bire bir Be Premium Notias Restoran’da sunuyor.

Tabii bu şefleri kendi restoranlarındaki gibi konforlu bir mutfakta çalışmalarını sağlayan, Michelin yıldızını aldıkları titizlikteki tedarik takıntılarını eksiksiz kendilerine sunmayı başaran Veli Bayraktar’a da ayrı bir parantez açmak lazım. Aslında kendisini tanıyan, Türk turizminin globalleştiği ilk dönemlerdeki başarılarıyla hatırlar. Mesela Kaddafi zamanı Arap Birliği zirvelerini Libya’da ekibiyle birlikte eksiksiz yerine getiren, 2014 Soçi Kış Olimpiyatları’nda açık alan mutfak direktörü olan gerçek anlamda şefler için bir ilham hikayesi. Dokuz yıldır danışman şef olarak birçok uluslararası projeyi yönetmeyi devam ederken tutkusu onu ele geçirdi ve bu yıl önlüğünü yine Be Premium için giymeye karar verdi. Otel içerisinde de kendisini beyaz önlük dışında görmeniz mümkün değil. İşini bu kadar sevince de biraz takıntılı denemeleri misafiri mest ediyor. Büyük kapasite her şey dahil bir konseptte her şeyi ekibiyle hazırlayan bir kurguda ilerletiyor.

Haberin Devamı

MICHELIN’DEN ÖNCE ŞEFLERi GELDi

Bu Momo başka Momo

Türk sahillerinin son 20 yıllık derbisi gibidir Çeşme-Bodrum. Sohbetlerde bile ya iki beldeye de gitsen mutlaka takım tutar gibi birini savunursun. Bu yıl ilk kez Çeşme’de doğmuş başarıya ulaşmış bir marka aynı başarıyı Bodrum’da da yakalıyor. Doğru konseptin kısa sürede nasıl müdavim oluşturacağına örnek oluyor Momo. The Edition Bodrum’la Marriott Bonvoy içerisinde örnek model oluşturan Marc Mater’in hayaliyle, Burak Başer’in Momo DNA’sı birebir uymuş. Bodrum’un Çeşme’den göze çarpan en büyük farkı akşam kurgusuna verdikleri önem. Gündüz yediğiniz harika yemekler akşam ambiyansı ve servisle işi başka seviyeye taşıyor.

MICHELIN’DEN ÖNCE ŞEFLERi GELDi

Bu kez kalıcı

Global markalar için kırılma anıdır Hakkasan’ın ilk İstanbul’a gelişi. O dönemden beri köprünün altından çok sular aktı! Cafe de Paris terk (!) lüks algısı şimdi dünyayla yarışır seviyede. Hakkasan’ın dönüşü de o şekilde oldu diyebilirim. Mandarin Oriental içerisindeki harika konumu ve mutfağının yanında muhteşem bir ekip de markanın Türkiye’deki serüvenini perçinleyecek gibi. Başta Alp Güler olmak üzere salonda işine ve misafire hakim çok iyi bir personel var. Lezzetlerin hepsi birbirinden denenesi olsa da karışık Dim-Sum yani bir nevi Çin mantısını tavsiye ederim…

Haberin Devamı

MICHELIN’DEN ÖNCE ŞEFLERi GELDi

Dim-Sum (Hakkasan)