Yeni normalin sağlık tarafını o kadar çok konuşuyoruz ki; sosyalliğine kafa yorarken eksik kalıyoruz. Aşının bulunmasının uzun süreceğini düşünürsek sosyal mesafeli, maskeli bir hayat başladı bile! Moda markaları maskeleri aksesuar gibi gösterecek tasarımlar üzerinde çalışıyor. Uzun süre kullanmak zorunda kalacağımız bu maskelerin adabımuaşeret kurallarında bir yeri olacak mı? Bence olmalı! Nedense bununla alakalı hiçbir makale henüz yazılmadı. Cenevre’de, Montreux’deki leydilik okulları bile bu duruma dair bir fikir üretemedi.
Restoranların açılması an meselesi. Yurt dışında açılanlar kısa sürecek ve en fazla iki kişilik olacak şekilde yemek hizmeti vermeyi planlıyor. Mesela ilerleyen süreçlerde büyük yuvarlak masada dört kişilik bir yemekte maskenin yeri nasıl olacak? Belki de bu dönem sırayla konuşacağız. Konuşan maskeyi çıkarıp geri kalanlar maskesini takacak. Ya da tam tersi! Yemek yerken, bir şeyler içerken bu maskelerimizi ne yapacağız? Çenemize mi takacağız, maske kılıfımız mı olacak? Ya da lakayıt biçimde kulağımızdan mı sarkıtacağız. Peki ya restoranlar? Servis görgülerini nasıl değiştirecekler. Garsonların maske ve siperlikle dolaşacağı kesin...
Servis araç-gereçlerinin tek kullanımlık olması sizce iyi fikir mi? Neticede bu dönem maliyetler artacağı için restoran deneyimi de haklı olarak pahalılaşabilir. İyi bir fiyatta restoran deneyimi yaşamak isteyen müşteri tek kullanımlık servisten keyif alır mı? Hijyen gereği tek kullanımlık servisler mecburiyet olursa, bu deneyim açığını tabakta nasıl kapatacak firmalar?
Robot garson bizde tutar mı?
Güney Kore’de masalara servis yapan robotlar işbaşı yapmış. Bizim gibi servis elemanı tarafından tanınmayı tabaktaki yemekten daha fazla önemseyen bir kültürde, bu robotlar pandemide dahi işsiz kalır. Sosyal mesafede bile olsa o itibarı görmek ister Türk tipi müşteri... Restoranlar hem denetim hem de sorumluluk anlamında titiz hazırlıklar yaptı. Bizim kültürümüze yakın toplumlar İtalya ve Yunanistan’daki yasak sonrası kalabalığı görünce, ‘Belki de restoranlar sokaklardan çok daha güvenilir olacak’ diye düşünüyor insan...
ÇEŞME Mİ BODRUM MU?
Resmi karar açıklanmasa da restoran ve oteller tüm kurgularını haziranın ilk haftası açılacakmış gibi yaptı. Herkesin gözü şehirdeki mekanlardan çok Çeşme-Bodrum hattına çevrilmiş durumda. Online çalışmayı da bahane edenler üç aylık yazlık kafasına geçme hazırlığını yaptı. Kalanlar da kısa sürede otellere rağbet edeceğe benziyor. Pandemi yazında popüler kültürün en sevdiği soru ‘Çeşme mi Bodrum mu?’ rekabeti nasıl olacak? Bodrum’un kuzeyindeki iskeleleriyle meşhur tesisler sosyal mesafeye takılacağa benziyor. Çeşme sahilleri eski üst üste düzenden ferah bir kurguya geçerse Bodrum’a göre daha fazla rağbet görecektir.
Kapılarımızın turistlere ne zaman açılacağına dair belli bir öngörü yok. Ama Akdeniz’deki rakiplerimiz İtalya ve Yunanistan en geç 1 Temmuz’da yabancı turiste açılmayı bekliyor. Bu yıl rekabette sanki bizim tercih edilme sebeplerimiz daha fazla... Mesela masaların üzerine çıkılan tıkış tıkış Mikonos eğlenceleri bu yıl olmayacak. İtalya’nın sempatik iç içe trattorialarında yemek yiyecek cesareti gösterecek turist bulmak da zor olacaktır. Türkiye pandemi sürecindeki yönetimi ve sağlık sistemindeki imkanlarını doğru tanıtırsa, tüm Akdeniz ülkelerinde öne geçebilir.