Belki de pandemi yıpranmasından bilimsel verileri fazla magazinel yorumlar olduk. Komplo teorileriyle günümüz gerçekliğinden kopacak kadar hepimizin psikolojisi bozuldu!
Tüm ülkelerde olduğu gibi bizde de en büyük sorun ‘aşılanma’ gibi duruyor. Bu kadar komplo teorileriyle zihni kirlenmiş kitleleri aşıya ikna etmek için yeteri kadar çalışıyor muyuz? Tabii ki her yönüyle bu durumu tartışmalıyız.
Ama pandemi bu noktaya gelmişken aşıyla alakalı genel bir olumsuz tepki vermek tam anlamıyla ahmaklık!
Dünyadaki aşı karşıtlığı hiç de az değil. Gelişmiş ülkelerde zorunluluk olmasa da aşı yaptırmayan kişilerin sosyal ortamlardaki durumu, seyahat etme özgürlükleri haklı olarak kısıtlanacak. Sürü bağışıklığı fikriyle yola çıkan İngiltere, aşıyı herkesten önce uygulayan ülke olacakken, teşvik mesajlarını sağlık personeline değil; fenomenlere verdiriyor.
Görünen o ki bu durumu halka anlatırken siyasilerin, profesörlerin mesajlarından fazlasına; yazının başında belirttiğim gibi biraz ‘magazinleşmesine’ ihtiyaç var! Malum bizdeki fenomenler ‘yukarı kaydır’ odaklı olduğundan dizi oyuncuları pandemi döneminin başındaki gibi efektif kullanılmalı.
Karantinaya özel paket
Sınırlı karantinanın ikinci dönemi ilkine pek benzemeyecek gibi. Değme şeflerin elinden çıkan reçeteleri mutfakta yapıp sosyal medyada paylaşanların yerini sevdiği restorandan sipariş verenler aldı.
Evde yemek yapmayıp, lezzetli ev yemeği isteyenlerin saysı da hiç az değil. 7 catering’in sahibi Ebru Erberdi özellikle bekarların ilgileneceği özel bir konsept oluşturmuş. Kısırı, bulgur pilavı, patlıcanı olan da zeytinyağlı ve et protein olan yedi günlük paketlerle işini karantina döneminde evirmiş.
Kutlamak için bahane çok!
Sanırım ilk kez farkını vardık Türk kahvesinin kutlamaya değer bir öneminin olduğunu... Belki dönemsel sebeplerden sokaklarda kutlanamadı ama geçen hafta neredeyse tüm dijital toplantılar, oturumların başrolündeydi telveli lezzet. İçmek için bahanesi çok adı altında Arçelik ve Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği Aret Vartanyan, Saffet Emre Tonguç ve Cenk Girgin’in sohbetine Kalben’in ‘Kahveyi Kavururlar’ türküsünü yorumlaması şahane oldu. Bu tip inovatif işler yeni neslin kültürümüze sahip çıkması için önemli...
Travmatik kişiliklerin sahiplendiği vahşilik!
Her gün bir psikopatın hayvanlara uyguladığı işkence ve şiddetle ilgili video’lar önümüze düşüyor. Maalesef ki cezalar yeterince caydırıcı değil. Bir de işin diğer tarafı; hayvan sahiplerinin sorumluluklarının hiç konuşulmaması. Özellikle köpekler her canlı gibi yetiştirildiği kişiye göre davranışı şekilleniyor. Doğası gereği vahşi olan Pittbull, Dogo Argentina gibi yabancı birini sevmeyen köpeklerle alakalı ‘vahşet’ haberleri yapılıp geçilir!
Geçtiğimiz hafta Caddebostan sahilinde yarım saat içinde beş vahşi köpeğin insanların arasına gezdirilmesine şahit oldum. Hem de ikisinin tasması dahi yoktu! Haklı olarak korku duyan ve tepki gösteren insanlara tepki ‘siz bir şey yapmazsanız, onlar yapmaz’ oluyor.
Yahu böyle sorumsuzluk, aymazlık olur mu? Bu köpekler yapısı gereği insanların kendi menfaatleri için başka türlerle çiftleştirilerek oluşan ve vahşileşen türler. Genelleme yapmak yanlış olabilir ama bu tip köpekleri besleyenler kendindeki eksikleri ve öz güvensizliklerini köpeklerinin vahşiliği üzerinden kapatıyor. Özellikle halk içinde travmatik kişilikler tarafından yetiştirilmiş vahşi tür köpeklerin gezdirilmesiyle ilgili mutlaka bir düzenleme gerekiyor.