Popülerliğini bir diziye borçlu olduğu hep anlatılır ülke basketbolunun. Ama bizim jenerasyon için; yani henüz 40 olmayanlar kulübündeyse o aşk Koraç, yıllarıyla pekişmiştir. Okuldan çıkıp Abdi İpekçi’nin önünde saatler süren kuyrukla bekleyen, terlediğinde alnını Naumoski gibi tişörtle silen, yanından geçene Tamer Oyguç gibi duvar olan, havaya zıpladığında “Conrad” diye bağıran çocukluğumuzun takımı; şimdinin Anadolu Efes’inin mutluluğuydu pazar gününün kupası. Geçtiğimiz yıl tamamlanmayan sezonla başlayan ‘yarım kalan hikaye’ bizim gibi 90’larda çocuk olanlar için bitmeyen hikayenin taçlanmasıydı. Fenerbahçe’den sonra basketbolda Avrupa’nın zirvesindeki kupanın tekrar Türkiye’ye gelmesi; hatta son beş finalde mutlaka bir Türk takımının olmasıyla da rahatlıkla söyleyebiliriz basketbolda zirvede olduğumuzu. NBA’den sonra tartışmasız en fazla takip edilen basketbol turnuvası olduğunu da söyleyebiliriz Euroleague için! Sisteme ve koç basketboluna daha fazla ilgili olan basketbolseverler için NBA’den bile daha ilgi çekici. Peki Euroleague kendi potansiyelini ne kadar kullanabiliyor dersiniz? Bardaklarının yarısı kadar bile değil diyebilirim!
NBA’den feyz alayım derken
Pazarlama konusunda NBA’den esinlenmeleri gayet normal! Başarılı bir modelin Avrupa’da bir benzerini kurmak için oluşturulmuş bir yapı neticede. Ama nedense çoğu ünlü iş birliği ve oyuncu koçlarla yaptıkları sezon öncesi filmleriyle kötü bir İspanyol festival komedisi hissi verir bana. Mesela bu yıl her yerde ‘La Casa de Papel’ oyuncusu Darko Peric vardı. Resmi sosyal medya hesaplarında finale kalan takımlar kadar paylaşıldığı yetmezmiş gibi kupa töreni öncesi resmi canlı yayına oyuncuların yanında röportaja çağrıldı. Tabii ki fanları olan diziden bir ismi konukların arasına almanın faydası var. Ama senin liginin Jack Nicholson, Spike Lee, Drake gibi konumlanacak ismi tek başına Peric olacaksa global değil, hâlâ Katalan merkezli bir İspanyol gibi düşünüyorsun demektir.
Ligin büyüklüğündeki en büyük destekçi adıyla var olan Türk Hava Yolları. Milli havayolumuz bu sponsorlukla kendi konulandırmasını harika yapmaya devam ediyor. Euroleague komisyoneri Jordi Bartemou’ya da sadece adıyla değil, reklam-pazarlama birikimiyle de katkı sağlaması Avrupa basketbolunun popülerliği için daha faydalı olabilir. Hali hazırda filmlerini yönettiği Ridley Scott’ı, Mehmet Öz’ü ya da geçmişte çalıştığı birçok ünlü ismi bu konuya nasıl dahil edeceğiyle ilgili deneyimlerini aktarsa...
ASIL MERAK FİYATLAR
Ve nihayet restoranlar dün itibarıyla açıldı. Tabii ki saat sınırlamaları sektörü tatmin etmiş değil. İşin bu tarafının dışında herkesin dilinde olan bir fiyat tedirginliği var. Malum, rakamlar revize edilmek zorunda. 15 aylık pandemide hep yarım yamalak yapıldı menüler. Bekleme maliyetinin dışında tüm dünyada olduğu gibi artan gıda fiyatlarının da tabağa yansıması olacaktır. Bu geçiş sürecinde rakamların kabul edilebilir seviyedeki artışını dengelemek için çoğu restoranda o kitap gibi menülerin yerine tek sayfa göreceğimize eminim. Aslında işin doğrusu da bu!