Daha öncekilere benzemeyen bir yaz sezonu olduğu kesin. Normalde sezonun final ayı gibi görünen şu günlerde bile hala yeni markalar kapılarını açıyor. Özellikle Çeşme-Alaçatı hattının rafine halini sevenler için belki de en yanlış zamandır şu sıralar. Dedim ya; bu yıl farklı oluyor.
Çok konuşulan Isla
Yeni açılan markalar arasında şüphesizki en fazla konuşulanı Isla. Tektekçi ve Korto gibi birçok ekol olmuş markanın kurucusu Berti Palambo’nun eseri. Alaçatı’da yol kenarında bir vaha gibi adeta! Bırakın bölgeyi dünyada bile konuşulacak bir ambiyansa sahip. Birbirleriyle bağlantılı dokuz bar, her yeri sarılmış muazzam botanik örtüsüyle Pınar Hacıarifoğlu adeta ‘Pinterest’lik bir mekan tasarlamış. Yemek ve serviste beklentiyi en üst seviyede tutabilirsiniz. Günlük deniz ürünlerini Peru ve Meksika tarzı dokunuşlarla harika tabaklara çevirdiklerini söylemek mümkün. Yemekle başlayan iyi müzik gece yarısına kadar devam ettiğinden buradan başka bir yere gitme ihtiyacınız da kalmıyor.
Ahali Alaçatı’da
Nişantaşı ahalisi fazlaca bahseder ‘Ahali’den! Daha önce yerinde deneyimleyememişken Alaçatı Çark Plajının o sakin, romantik iskelesinde deneyimlemek varmış! Marka iyi ambiyansla yetinmeyip acayip bir menü çıkarmış. Daha önce Çapamarka mekanlarından tanıdığımız Eren… Kendi reçeteleriyle gerçek anlamda füzyon denemeler yapmış. Özel soslu ızgara enginar, isli labneli fırında pancar, kokoreç ve sardalya taco akla gelen ilk lezzetler.
Ilıca’yı hatırlayan İkon
Yeni açılan İkon Beach’in bulunduğu Ilıca Plajı’na, Shareton kapandığından bu yana ilk kez uğradığımı fark ettim. Brezilya’nın Coppacabana’sından hiçbir farkı olmayan bu doğal sahilin hemen sonunda Happy Moons grubun yatırımıyla ortaya çıkmış. Akşamları da canlı müziğin kilometre taşı diyebileceğim Alex Tartaryan sahne alıyor. Alex’i de eski Çeşme eğlencelerinin adresi Cece müdavimleri iyi bilir. Eski Çeşme hatıralarını özleyenler için iyi gelecek bir mekan olmuş.
Sessiz Paralia
Çok sesli, kalabalık; makyajlı hanımların olduğu plajlardan sıkılanların bölgesidir Çiftlikköy! Burada yeni açılan markalar da kurguyu bozmadan sakin ve doğallığı misafirlerine vaad eder. Bunlardan biri de Paralia. Hemera’nın kurucusu New York JFK havalimanında oluşturduğu Eat&Go konseptiyle Türk bayrağını Amerika’ya diken Hasan Surözü. Hasan Bey bildiği iş olan yeme-içme konusundaki ekip ve tedarik gücünü burada başarıyla uygulatmış.
Romantik ‘Niyazi’
Yenilerin arasında eski hissi vermeden klasik olan Balıkçı Niyazi Pavarotti’den bahsetmeden olmaz. Harika yemekleri ve muhteşem gün batımı manzarasıyla ‘date mekan’ alternatiflerinin başında geliyor. Tarama, Girit ezme, söğüş karides, lakerda, ızgara barbun ve trança mutlaka denenmeli.
Luxury Collection apoletli
Çeşme Alaçatı bölgesinde bir luxury collection’ın olması çok önemli. Reges Resort Çeşme üç yıldır sürdürülebilir şekilde bu standardı başarıyla uyguluyor. Bu operasyonların başındaysa genel müdür Tayfun Başkurt var. Tayfun Bey, Türk otelcilik tarihinde bir çok önemli lüks markanın yapısında önemli görevlerde bulundu. Kendisinin Türk turizminin geldiği noktayı tebessümler eşliğinde en iyi anlatacak kişilerden biri olduğunu söyleyebilirim. Umarım bu tip tesislerin sayısı artar.