"Deli miyim, salgında restorana gideceğim” diyenler de dahi şimdiden rezervasyon için telefonlarına sarıldı. Yasağın hep ekonomik boyutu tartışılırken ruh sağlığına iyi gelen ‘sosyalleşme’ tarafı göz ardı edildi. Yüzde 50 kapasiteyle öğle ve akşamüstü saatlerine yönelik sosyalleşme nasıl olacak? Görünen o ki, aşılanmalar devam etse de bu yıl da bizimle olacak Covid-19. Tüm dünyadaki önlemlere bakılınca virüsü tamamen yenmeyi beklemeden tedbirli şekilde onunla yaşamayı öğrenmek tercih ediliyor.
Kafe, restoranların çoğu geçtiğimiz dönemde de hijyen ve sosyal mesafe konusunda kötü sınav vermedi. Bu kapanmanın verdiği zararı düşünürsek eskisinden de daha tedbirli olacağına eminim. Maalesef ki sorun yine müşteri olacak. Eğitmek, uyarmak; ‘velinimet’ kültürüyle servis alıp, şımartılan müşterilere yönelik uygulamalar şimdiden konuşulmalı.
Şu dönem gösterdi ki o mekanlar olmadan sosyal hayatın neredeyse yarısı boşalıyor. Virüsle başlayan, insanların sorumsuzluğuyla elinizden alınan bu sosyallik yüzünden evlere kapanıp İskandinav dizilerine güzellemeler yapmaya,
Clubhouse’dan saatler süren boş sohbetlere ‘entel’ duruş takınmaktan herkes sıkıldı. O sebeple müşteri sorumsuzluğunun en büyük takipçisi mekanlar değil, yine müşteriler olacak.
Maskeli ‘AdabıMuaşeret’
Güvenli Turizm Sertifikası’yla birlikte bizim mekanlar dünyadaki muadillerine göre çok daha güvenli. İlgili bakanlıklar bu konuda büyük bir adım atmasına rağmen müşterilerin eğitimi ve yönlendirmesi konusunda mekanları yalnız bıraktı diyebilirim. Bu yıl da bizimle olacağı şimdiden belli olan bu virüsle ilgili gerekli ‘adabımuaşeretin’ en ufak bir tavsiye listesi bile hazırlanmadı.
Sağlık Bakanlığı önderliğindeki Bilim Kurulu’nun uzman isimleri mutlaka kafe ve restoranlarda müşteri davranışıyla alakalı tavsiye kuralları hazırlaması önemli. Restorana maskeyle girdik, masamıza kadar geçtik; peki ya sonra? Buradan sonra müşteri kendi özgürlüğünü ilan etmişcesine inisiyatifini alıyor. Dediğim ‘velinimet’ davranış alışkanlığı nedeniyle mekanların uyarıları bu konuda muhatabı kişinin terbiyesine kalıyor. Bu sebepten masaya oturduktan sonrasının maske bağlantılı adabı muaşeret çizgilerinin belirlenmesi işletmenin uyarısı için de yan masadaki diğer müşterinin denetimi için de önemli.
Geleceği satmadan ayakta kalamazlar
Bu yılın en çok kaybedeni oldu restoran ve kafeler. Onların kötü gününde ‘müdavimlerin’ hal hatır sormaktan öteye gitmediğini biliyorum. Sınırlı kapasitede bu saat aralığında kâr etmeleri pek mümkün görünmüyor. Şu dönem yasak olan akşam yemeklerine yönelik ileri rezervasyonlar satılması ve daha sonra hesaptan düşülecek belli bir ön rezervasyon ücreti alınması işletmelerin nakit akışına destek
olacaktır.
Mesela TURYİD bununla ilgili toplu bir hareket başlatabilir. İnanıyorum ki başkan Kaya Demirer’de bu tip fikirler fazlasıyla vardır.
İşin bir diğer olumsuz olma tarafı menü fiyatlarında olabilir. Neticede tüm dünyada gıda enflasyonu aldı başını gidiyor. Son menü revizelerinden bu yana satın alma maliyetleri artacak. Ya fiyatlarlar artacak ya da kısalan menüler, küçülen porsiyonlar olacak! Buna da kimsenin kızmaya hakkı yok.
Havuz problemi
Kısmi açılmalar arasında dikkatimi çeken ilk ‘kırmızı’ havuzların hâlâ kapalı olmasıydı. Yüzme tutkunu biri olmadığımdan çok beni ilgilendirmese de bakterileri öldüren klor yüklü, kulvarda yüzülen havuzların diğer açık alanlara göre daha tehlikeli olmasını pek anlamış değilim.