03.01.2011 - 01:00 | Son Güncellenme:
Röportaj: Barış Kuyucu
Benim de bu oyunda anlattığım şey, bu olağanlaşmanın nasıl olduğu. Bunu anlatırken de, aşktaki yanılsamayı alıyorum, bunu da anlatabilmek için işi yanılsama olan bir adamı anlatıyorum. O da bir sihirbaz” diyen bir adam ve daha önce illüzyonla ilgisi olmamasına rağmen 20 günde kolundaki topu uçurabilen bir kız... Dileğim, bu röportajdan tek parça dönebilmek!
* Yaptığınız iş tam olarak nedir Kubilay Bey?
Kubilay QB Tunçer: İnsanları kandırmak. Yanlış anlaşılmasın; insanlar da kandırılmaya geliyor zaten. Ben de onları iyi bir şekilde kandırıyorum.
* Bu biraz da, penaltı kullanırken, “Şu köşeye atacağım!” diye gösteren bir futbolcunun dediğini yapmasına benzemiyor mu?
QB: Biraz öyle tabii. Ancak, bizim iş asla berabere bitmez. Tiyatroda da durum farklı değil. Mutlaka bir sonuç olmak zorundadır. Bizim iş, sahne sanatları açısından en kazık olanıdır. Marifet açısından değil; ortada bir iddia olmasından.
* Bu sihir aşkı çocukluktan mı geliyor?
QB: Yoo! Küçükken sihirbazlık diye bir meslek olduğunu bile bilmezdim. 1992-1993 yıllarında bu işe başladım. Amerikalı sihirbaz bir kıza âşık oldum. Dünyam değişmedi, ama mesleğim değişti.
Begüm Kütük Yaşaroğlu: (Makyaj masasından müdahale ederek) Oğlum evlisin, evli! Bu beyanatlarda bulunurken evli olduğunu unutma.
QB: Yalan mı? Kıza asistanlık yapmaya başladım. Hep, “Bunları öğreneyim de, sinemada ve tiyatroda uygularım” diye düşündüm. Yaptığım işi çok sevdim; sevince daha da ilerledim. Bir de rahmetli Metin And hocamdı. Onunla sihirbazlık çalıştık. Sonrasında da devamı geldi.
* Kıza ne oldu?
QB: Kız, hâlâ devam ediyor. Amerika’da ünlü bir sihirbaz. Onunla tanışmamız da çok ilginçti, her şey tesadüftü. Bazen durup kendime sorduğum oluyor: “Ne yapıyorsun sen?” Yanıt: “Sihirbazlık!” Aslında çok komik bir şey. Yabancılaşıyorum.
* Mesleki bir algı olarak mı?
QB: Evet. Mesela her yıl sihirbazlık kongreleri olur. Düşün, İngiltere’de oluyor, yüzlerce sihirbaz gitmiş, stantlar açılmış. Birisi bağırıyor: “Kız kesmede damping!” Mirgün Cabas benim uzaktan kuzenim ve çok yakın arkadaşım. Onunla bir gün böyle bir kongreye gitmeden önce konuşuyorum. Dedi ki; “Abi, düşünsene, sizin kongreye bombalı saldırı oluyor. Ertesi gün manşetler basılıyor: ‘Sırlarıyla öldüler!’”
* Begüm ile Kubilay, bu oyun için nasıl bir araya geldi?
BKY: Altın Portakal Film Festivali dönüşü, bu oyun için teklif aldım.”‘Kubilay’ın haberi var mı?” dedim. Sonuçta arkadaşım, ama adamın oyunu, kendisi oynuyor; belki istemez diye. Ancak, Barışçığım benden önce kimlere kimlere gitmiş teklif!
QB: Ne yapalım, parada anlaşamadık!
BKY: Sonra da Kubilay ile konuştuk. “Beni alacaksın, baştan öğreteceksin her şeyi” dedim. O da,“Begümcüğüm, bir şey insanın içinde ya vardır ya da yoktur” dedi. Sonra da buralara geldik. Ancak, şu gerçek ki, Kubilay olmasaydı bu işlere asla kalkışmazdım.
* Neden oyununuzu Bursa’da oynuyorsunuz?
QB: Nilüfer Belediyesi çok iyi, acayip bir belediye. Bir kilometrekarelik bir alanda üç tane kültür merkezi var. Haftanın yedi günü, konserler, etkinlikler, halka açık kurslar. Her şey var. Aynı Norveç gibi. Seyircisi de çok iyi.
* Peki, biz ne zaman izleyebileceğiz oyunu?
BKY: Ocakta İstanbul’dayız. Kubilay’ın kızı Simya doğunca da İzmir’e geçeceğiz.
* Seyirci oyunda ne bulacak?
QB: Kendini hiç önemsemeden, yaptığı işi çok önemseyen ve malzemeden çalmayı sevmeyen bir ekibin hüzünlü ve neşeli bir paylaşımını bulacak.
QB’nin sihirli dünyası
* İllüzyon bilen bir adamın kendi hayatında, gerçek senaryosunda neler değişiyor?
QB: Sihirbazlıkta sıkıcı olan kısım şu: Biz seyircileri kandırırken eğlendirmek için çok uğraşıyoruz. Ancak; hayatta insanlar birbirlerini kandırmaya çalışırken o kadar basit davranıyorlar ki. Bir de sürekli yaptıklarımızın sırrı sorulur.
* İlk gerçekleştirdiğiniz numara neydi?
QB: Asistandım, kutuya girdim ve beş parçaya bölündüm. Benim uzmanlık alanım kabare sihirbazlığı. Merlin ödülümün de sebebi o.
* İnsanlar sizden en çok hangi gösteriyi istiyor, neyi daha çok merak ediyor?
QB: En çok kız kesmeyi ve uçmayı merak ederler. Çünkü; herkes rüyasında uçar ve kesme ile birleştirme için ‘yeniden doğuş’ göndermesine giderler.
* İleride sizi illüzyonun hangi alanında göreceğiz?
QB: Ben, yaşla birlikte, Bertrand Russel’ın, ‘Erkekler yaşlandıkça, siyasete dönerler’ sözüne uyacağım galiba. Büyük ihtimalle neo-klasiğe döneceğim. 19’uncu yüzyıl sihirbazlığına.
Begüm’ün büyülü geleceği
* Olağan Mucizeler ile birlikte hayatında ne değişti?
BKY: İçimdeki sınırsız enerjiyi sahneye aktarabildiğimi görüyorum. Daha önce illüzyonla hiç ilgim yoktu. Kubilay sayesinde kendimi çok güvende hissediyorum.
* Ben senin inanılmaz futbolcu olduğunu bildiğim için, oyun içinde nasıl bir pozisyonun olduğunu merak ediyorum?
QB: (Ayağa kalkarak) Quaresmaaaaaaa!!!
BKY: Şu anda benim teknik direktörüm. Ondan sonra kaptan, şu an Kubilay her şeyim.
QB: Ben Guti’yim, pası ben veriyorum golü de o, Holosko atıyor!
SiHiRBAZ BİR ARAÇ
Kubilay QB Tunçer:“Anlatış tarzı olarak, ‘Trapezci’ filmine benzer. O film de bir sirkte geçer. Konusu trapezci olsa, belgesel olurdu. Sihirbazı ve sahneyi ele almak da bu... Bir de sihirbazlığı bir anlatım aracı olarak kullanıyoruz. Mesela sinemada anında flashback kullanılır, tiyatroda mümkün olmuyor. Ancak, biz bunu gerçekleştiriyoruz. Böyle bir yeniliğimiz de var.”
GERÇEKTEN ZOR BiR OYUN
Begüm Kütük Yaşaroğlu: “Oyunumuz bir illüzyonist ile onu izlemeye gelen bir seyirci arasındaki aşkı ele alıyor. Joy karakteri kendinden emin, neşeli, hayattan keyif almasını bilen, iyi eğitimli bir genç kız. Bir akşam sihirbaz Saturno’yu izliyor. Sihirbazın gösterisinden çok etkileniyor ve tebrik etmek için kulise gidiyor. Aralarında çok hoş bir elektrik oluşuyor. Joy da Saturno’yu yemeğe davet ediyor. Yemekte çok güzel bir aşk başlıyor. İlk perde sonuna kadar bu aşkı izliyoruz. İkinci perdede ise, hayatta her şeyde olduğu gibi, aşkta da ikinci bir yüz olduğunu görüyoruz. Joy da Saturno’nun çok daha iyi gösteriler yapması için uğraşıyor, ona sürekli destek oluyor; daha fazlasını yapabileceğini düşünüyor. Saturno ise “Ben buyum, daha fazlası değilim!”’ diyor. Daha çok zorluyor; hatta onunla sahneye çıkmaya başlıyor. Ancak, her şey değişiyor. Benim ciddi bir illüzyon gösterim yok, Kubilay’ın var. Mesela, ağzından iğnelerin olduğu uzun iplikler çıkartıyor. Gerçekten zor bir oyun.”