Merdiven altı güzellik merkezlerine dikkat

Adana’da bir hemşirenin yaşadığı silikon faciasının ardından gözler yasadışı estetik uygulamalarına çevrildi. İnsan sağlığını hiçe sayan merdiven altı güzellik merkezleri kamuoyunda büyük tepkilere neden olurken, MESTDER üyesi alanında uzman hekimler Ankara’da toplanarak konu hakkında görüş alışverişi yaptı.

Yapılan toplantının ardından konuya ilişkin açıklamalarda bulunan MESTDER Başkanı Dr. Devrim Gürsoy, son günlerde kamuoyu gündemini meşgul eden olaylardan birinin ehliyetsiz kişilerce bir sağlık personeline yapılan medikal estetik uygulamasının sonuçlarının olduğunu söyledi. Dr. Gürsoy, yaşanan bu olayın güzellik ve estetik uygulamalarının tıbbi işlem sayılması ve bu işlemlerin ancak Sağlık Bakanlığı'ndan bu alanda sertifika almış hekimler ile uzman hekimler tarafından yapılmasının zorunlu hale getirilmesinin toplum sağlığı bakımından ne kadar önemli ve gerekli düzenlemeler olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti. Sağlık Bakanlığı tarafından verilen eğitimler neticesinde sertifika almış hekimlerin botoks, dolgu, dövme silme, leke tedavisi ve lazer tedavileri gibi uygulamaları yapmaya hak ve yetkilerinin olduğunu belirten Dr. Gürsoy, bu tür uygulamaların yalnızca plastik cerrahlar ile dermatologlarca yapılabileceği iddialarının doğru olmadığını ifade etti.

Dr. Gürsoy, estetik operasyonlarının alanında uzman kişiler tarafından ve doğru fiziki koşullara uygun olarak yapılması gerektiğini vurguladı. Sağlık Bakanlığının çalışma ruhsatı vermediği kuaför, güzellik salonu ve güzellik merkezi adı altında faaliyet gösteren işletmeler hakkında değerlendirmelerde bulunan Dr. Gürsoy, hekim olmayan kişiler tarafından yapılan botoks, dolgu ve türlü enjeksiyon uygulamalarının insan sağlığı açısından ciddi risklere neden olacağına dikkat çekti.

DR. GÜRSOY'DAN İŞBİRLİĞİ ÇAĞRISI

İnsan sağlığı açısından büyük risklere sebep olabilen bu tür merdiven altı işletmelere karşı alanında uzman olan kurum veya kuruluşların işbirliği yapması gerektiğini belirten Dr. Gürsoy, bu tür operasyonların belli kurallar çerçevesinde yapılması gerektiğini savunduklarını kaydetti. Dr. Gürsoy, bu noktada birinci adımın merdiven altı uygulamalarının kamu sağlığını tehdit edici sonuçlarını ortadan kaldırmak olduğunu ifade ederek, “Sonrasında bu alanda çalışan hekimler ister plastik cerrah, ister dermatolog, isterse de medikal estetik hekim olsun bir araya gelip bu konunun standartlarının doğru şekilde oluşturulması konusunda katkı sağlamasını ortaya çıkartmak” diye konuştu.

"YARGININ VERDİĞİ KARAR VE SAĞLIK BAKANLIĞI'NUN KONUYA BAKIŞ AÇISI OLDUKÇA NET"

Estetik operasyonların sadece plastik cerrah ile dermatologlarca yapılabilineceği iddialarını değerlendiren Dr. Gürsoy, Sağlık Bakanlığının Ayakta Teşhis ve Tedavi Yönetmeliğinin geçici 5. maddesinin bu konuya açıklık getirdiğine dikkat çekti. Dr. Gürsoy, “Bu alanda çalışma yetkisi olan hekimler söz konusu uzmanlık dallarındaki hekimlerle beraber sertifikalandırılmış hekimlerdir. Aynı zamanda Sağlık Bakanlığının 2003-2006 yılları arasında bu alanda çalışma ile ilgili olarak oluşturduğu kursa katılmış, Sağlık Bakanlığı tarafından sertifikalandırılmış hekimlerdir. Danıştay üst kurulunun verdiği karar çerçevesinde bunun geri çevrilmeyecek bir gerçek haline gelmesi bir kez daha teyit edilmiş ve bu alanda yetkili hekimlerin kimler olduğu net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Alanın bir anlamda sektörel belli kuralların dışında da işlemesi, bu tür süreçlerdeki olumsuzlukların belli gruplara fırsat yaratılması adına kullanılması ile ilgili davranışlarda bulunuluyor. Gerek yargının verdiği karar, gerekse de Sağlık Bakanlığının konuya bakış açısı oldukça nettir. Bunun dışındaki her türlü yorum toplumu manipüle etmek ve kamuoyunu yanıltmak maksadıyla yapılmaktadır” ifadelerin kullandı.

"BU HİZMETLERİ MUTLAKA HEKİMLERDEN VE RUHSATLI ALANLARDAN ALIN"

Vatandaşları bu tür hizmetleri mutlaka hekimlerden ve Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış alanlarda almaları yönünde uyaran Dr. Gürsoy, aksi takdirde istenmeyen sonuçların ortaya çıkabileceğini söyledi. Dr. Gürsoy, bu sorunların ortadan kaldırılmasının Türk hekimlerine düştüğünü kaydederek, Türk hekimlerine düşen görevin Sağlık Bakanlığının açtığı yolda ve yargının çizdiği koşullar dahilinde mesleğin en doğru şekilde yerine getirilmesi olduğunu anlattı.

Estetik operasyonlarda her işlemin yüze veya vücuda yapıldığına dikkat çeken Dr. Gürsoy, “Bu uygulamayı yapacak kişinin hekim olduğu, hangi sertifikalara, hangi eğitime sahip olduğu, bu işlemin yapılacağı alanın Sağlık Bakanlığına uygun koşullarda olduğunun mutlaka sorgulanması gerekir. Yüz kendi yüzümüzdür. Oluşacak bir zararı ortadan kaldırmak bazen çok uzun sürelere mal olabilir. Bu açıdan her bir vatandaşımızın son derece bilinçli olması ve bunu sorgulamayı bir güvensizlik unsuru olarak görmemesi, tam tersine kendini emanet edeceği doğru hekimleri, doğru kişileri bulabilmesi konusunda ön şart olduğunu algılaması gerekir” uyarısında bulundu.