Yeni koleksiyonunu ilk kez Milliyet 2000 için sergiledi
     Â
Ünlü modacının transparan ağırlıklı yaz koleksiyonunda tende görünmeyen kumaşlar var      Türk modasının duayenlerinden Yıldırım Mayruk, 21 Nisan’da Swiss Otel’de tanıtacağı “Fantasia" adlı 2000 yaz koleksiyonunu ilk olarak Milliyet 2000 için sergiledi.
      Mayruk’un “Koleksiyonun en çarpıcı üç kıyafeti" dediği giysileri, nisan ayındaki defilede de görev yapacak olan top model Sema Şimşek sundu.
Bir elbiseye 300 saat
      “Fantasia" adlı toplam 50 parça kıyafetin tanıtılacağı 2000 yaz koleksiyonunda modellerden her birine ortalama 300 saat emek verildiğini vurgulayan Mayruk, şunları söyledi:
      “Fantasia’nın tüm işlemeleri Barbaros Şansal’ın tasarımları ile sekiz kişilik ekip tarafından bin iki yüz saati aşan el işçiliği ile hazırlandı.
      Fantasia’nın tamamında ise 130 kişilik bir ekip, geceli gündüzlü çalışıyor.
Yılan derisi
Kumaşları dünyanın en ünlü üreticilerinden seçtim. Sarı, lila, pembe, mavi, kahverengi, siyah, beyaz, ebru, bej, mor ve kırmızının hakim olduğu koleksiyonu başta el boyamaları ve empirmeler olmak üzere brodeler, yılan derileri ve tüyler süslüyor.
      Bu koleksiyonda hakiki yılan derisi ve pijon tüyleri de kullandım. Türkiye, Imisible (görünmez) kumaşlarla ilk kez bu defile ile tanışacak.
      Defile gelinlikle açılacak ve yine gelinlikle kapanacak. Finalde Svetlana’nın tanıtacağı 150 metre ipek kumaştan binlerce çiçek yaprağı ile süslü petal gelinlik ile Deniz Akkaya’ya giydireceğim tığ işlemeli transparan gelinlik büyük ilgi çekecek.
Adına müze yapılıyor
Yıldırım Mayruk’un 2000 Yaz koleksiyonunu Paris’ten gelecek ünlü modeller; Rebecca Adams ve Svetlana Corbier ile İstanbul’dan Deniz Akkaya, Sema Şimşek, Deniz Pulaş ve Ebru Ürün sunacak.
      Pop müziğin ünlü yıldızı Yeşim Salkım da, “Aşkın Çingene Büyüsü" adlı dans şovu ile defileye renk katacak.
      Mayruk, bir yandan da, adını taşıyacak olan Türkiye’nin ilk moda müzesi projesine hazırlanıyor.
      Mayruk, defilenin yemeğinde açıklanacak olan bu proje için UNESCO’nun insanlık mirası ilan ettiği tarihi Balat’da üç katlı bir evi restore ettirdiğini belirtiyor.
Gönül Yazar’ı sildim
     Â
GÖNÜL Yazar’a çok emek verdim o ise beni çok suistimal etti. Onu tamamen sildim. 28 yıllık dostluğumuz vardı, bitirdim. Artık Gönül Yazar diye birini tanımıyorum.
      HER defile öncesi heyecandan ağlarım. Defile sırasında çok gergin olurum ve durmadan bağırır, kuliste tam anlamıyla terör estiririm. Defile sırasında yerim çıkış kapısının yanıdır. Giydiricilere bile yardım eder, son rötuşları bizzat yaparım. Her şey iyi gidiyorsa defile boyunca bütün konuşmalarım opera tarzı olur. Çoğu defilenin final sahnesinde mankenler selamlamaya çıkarken, kuliste boylu boyunca yere yatar, sakinleşmeye çalışırım. Hayatımın en zor anını ise mankenlerle birlikte selamlamaya çıktığımda yaşıyorum.
      FUNDA Güngör benim belalım. En kaprisli, en çekilmez ve en vazgeçilmez mankenim. Bir keresinde defilenin başlamasına beş dakika kala geldi. Onun yüzünden yarım saat geç başladık. Bir defilede de kimseye sormadan kendine yakıştığına inandığı saç modeli ile podyuma çıktı. Tam anlamıyla yaka silkiyorum ama yine de ondan vazgeçmem imkansız. 40 bedendir ama 46 beden bir elbiseyi de kusursuz taşır.
      BİR yerde oturduğum zaman elim, hiç farkında olmadan kadın silüeti çizmeye başlıyor. Lokantalarda masa örtülerine, peçetelere ve hatta dizlerime de, farkına bile varmadan durmadan model çiziyorum.
Eski mankenlerde iş ahlakı yoktu
      HAYATIM atölyemde geçiyor. Kendi giyimim için alışveriş yapamıyorum. Prova odasına girme fobim var. Dükkanın ortasında soyunuyorum. Omuzum dar olduğu için vatka kullanıyorum. Belim kalın olduğu için de pantolonlar dar geliyor. Prova sırasında yere otururum. Müşteri de beni kravatlı sevmiyor.
      ESKİ kuşak mankenlerde iş ahlakı yoktu. Hülya Yiğitalp, Esra Sümer, Semra Tınaz ve Merih Akalın dışında hiçbiri manken değildi. İsmini vermek istemediğim iki mankenim vardı. Kuliste bile kavga ederlerdi. Podyumda itişmesinler diye aralarına tampon olarak Esra Sümer’i koyardım.
      1980’den beri bütün moda koleksiyonlarını izliyorum. O senenin en iyi moda koleksiyonu beni mutlaka ağlatır. Y.S. Laurent’in koleksiyonları 20 yıldır istisnasız beni hüngür hüngür ağlatıyor. O modelleri gördükten sonra hep “Artık bu işi yapmayacağım" diye karar alıyorum.
      TÜRK kızları çok dişi giyinmeye çalışıyor. Abiye düşkünlükleri var. Giyim zevki konusunda çok sivri uçlarda dolaştıkları için de, pek başarılı değiller.
      KIYAFETLERİMİ mankenlerimi hayal ederek tasarlıyorum. Türk kadınlarını onlarla aynı ölçülerde gibi hissediyorum.
      TÜRK modacılarından Hayri Akduman, Canan Yaka ve Vural Gökçaylı ile asistanım olan Barbaros Şansal’ı çok takdir ediyorum. Deniz Pulaş, Ebru Ürün, Sema Şimşek ve Deniz Akkaya, dışarıda rahat iş yapabilir.