07.05.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN
Leyla Feray, ekranın parlayan isimlerinden biri... Oyunculuk tutkusunun çocukluktan geldiğini belirten Feray, ‘Camdaki Kız’la birlikte ilk defa bir diziye sonradan dahil olduğunu söyledi. Karakterin yaratım sürecinde de bulunan oyuncu ile projesini, ailesine düşkünlüğünü ve Serhat Teoman’la ilişkisini konuştuk.
- ‘Camdaki Kız’da Pera karakteriyle karşımıza çıktınız. Bu rolde sizi çeken neydi?
Benim için başlangıçtan itibaren çok özel bir proje oldu. Canlandırdığım Pera karakterinin yaratım sürecine dahil oldum, benden ve hobilerimden yola çıkarak oluşturuldu. Dolayısıyla çok kişisel bir yanı da var. Daha önceki işlerimden daha farklı bir başlangıç oldu diyebilirim. Bu karakterin aynı zamanda çok izlenen ve sevilen bir diziye dahil olması da benim için önemli ve heyecanlıydı.
- Pera’nın hangi özellikleri size benziyor? Onun gibi gizemli biri misiniz?
Ben de sanatı, resim yapmayı, kendi başıma vakit geçirmeyi seviyorum. Pera için gizemli demem aslında, olduğu gibi görünen biri. Sadece annesinin onu zorladığı intikam oyunu içinde gizemli olmaya ve bir şeyler saklamaya mecbur kalıyor.
- Sizin gerçek hayatta annenizle ilişkiniz nasıl?
Bizim de bağımız çok güçlü, ben çocukluktan beri sevgi dolu yetiştirildim. Sevgiyle büyümüş olmanın gerçekten ne kadar önemli olduğunu yeni yeni görüyorum ve hissediyorum. Sonrasında hayattaki her alana ve ilişkiye yansıyor çünkü.
- Anneniz Lal Dedeoğlu’nun başlarda oyunculuk yapmanıza karşı çıktığını söylemişsiniz, şu an destekliyor mu?
Karşı çıkmak değil, çevremizde çok fazla sektörden insan olduğu için çocukluktan itibaren hep teklifler gelirdi, annem de çocukken başlamamı istemedi. Üniversitedeyken kamera arkası okumaya karar verince ve meslek olarak seçince ailem hep yanımda oldu. Beni en başından beri destekliyorlar ve mutlu olduğum için mutlular.
- Koç Üniversitesi’nde medya ve görsel sanatlar okumuşsunuz. Oyunculuk hayatınıza nasıl girdi?
Küçüklükten beri hep ilgim vardı sahneye ve oyunculuğa... Yuvadan itibaren her gösteride, okul tiyatrosunda yer aldım. Evde de arkadaşlarımla şovlar hazırlardım. Meslek olarak seçmeye ve oyunculukla ilgilenmeye üniversitedeyken karar verdim, sonrasında da hızla hayatıma girdi.
- Kariyerinize dair hayalleriniz ne?
İleriye dönük plan yapan biri değilim. Hayatın getirdikleriyle ve istediklerimle hareket ediyorum. Kariyerim için doğru adımlar atmaya özen gösteriyorum.
‘Aşk, hayatın olmazsa olmazı’
- Aşk sizin için ne ifade ediyor?
Aşk, çok güçlü bir duygu ve hayatın olmazsa olmazı. Sadece bir kişiye değil, her şeye karşı duyulabilir. Bu duyulan aşk da yaptığımız işlerin ve hayatın güzelleşmesini sağlıyor. En azından benim için öyle.
- Serhat Teoman’la ilişkiniz nasıl gidiyor?
İlişkimiz gayet güzel ve huzurlu gidiyor. Her şey yolunda.
- İki oyuncu birlikteliğinin avantajları neler?
Birincisi çalışırken olan yoğunluğu ancak sektörden birisi anlayabilir bence (gülüyor). Diğer taraftan seninle aynı ilgi alanına sahip olması, birbirinin fikrini almak, yeri geldiğinde eleştirmek önemli ki, Serhat’ın fikrini gerçekten önemsiyorum ve dikkate alıyorum.
‘Gelişimim için projelerimi izliyorum’
- Sette nasıl bir ortam var?
İşini gerçekten severek ve mutlu olarak yapan insanlarla dolu bir ortam. Bu benim için çok önemli. Gayet güzel bir enerji hakim, bu da işin başarısına yansıyor diye düşünüyorum.
- Ekibin birbirine alıştığı bir diziye sonradan dahil olmak zorladı mı sizi?
Açıkçası ilk kez sonradan bir diziye dahil oluyorum, bu da değişik bir süreç oldu. En başta adapte olmanın daha zor olabileceğini düşündüm ama öyle olmadı. Çok profesyonel ve oturmuş bir setle karşılaştım, aynı zamanda tüm ekibi de, oyuncuları da gerçekten sevdim.
- Ekranda kendini izleyemeyen birçok oyuncu var, sizde durum nedir?
Ben izlemeyi tercih ediyorum. Daha okurken ve çekilirken izlemeyi merak ettiğim sahneler de oluyor. Kendimi daha çok geliştirmek adına izlemenin yararlı olduğunu düşünüyorum.