31.01.2012 - 20:34 | Son Güncellenme:
Röportaj: Funda Erkoç/Sivridilli.com
* ‘Popstar Aydan’ olarak ilk jüri karşısına çıktığınız gün aklınızda nasıl bir gelecek vardı?
Anın heyecanıyla kafanızda bir gelecek kurmuyorsunuz. Daha sonraları geleceğe dair bazı şeyler kafanızda şekillenmeye başlıyor ama o ilk jüri karşısına çıktığınız an o gün söyleyeceğiniz şarkı dışında isteseniz de başka bir şeye odaklanamıyorsunuz. Yarışma, beni hedefime yavaş yavaş götüren keyifli bir platform oldu.
* Dizi oyunculuğu da yaptınız.
Oyunculuğuma dair tahsilimi tamamlayıp üniversiteyi bitirdim. Bundan sonra her iki yolda da emin adımlarla yürümeye devam edeceğim.
* Bazılarına göre kolay olan yolu neden seçmediniz?
Kesinlikle kayıp bir zaman değildi. Bu süreçte kendimi geliştirdim. Yaptığım işi nasıl daha iyi hale getiririmin yollarını aradım. Belki daha önce projeler çıkarsaydım bu kadar başarılı olmayacaktı, bu kadar beğenilmeyecekti ve ben burada olmayacaktım. Geçen süre zarfında insanlar beni çok daha iyi tanıdı. Yaptığım müziğin ve yorumculuğun daha farklı ve değişik olduğunu fark ettiler. Kolay olan hep vardır, önemli olan zoru başarmak.
* Albümde kimler size yol gösterici oldu?
Çok fazla isim var ama başından sonuna kadar her aşamasında yanımda olan, beni çekip çeviren kişileri özetlemek gerekirse Süheyl Atay, Ahmet Çelenk (Dokuz Sekiz Müzik) ve müzik direktörüm Olcay Anar’ı diğerlerine göre az da olsa ön plana çıkarabilirim.
* Zorlu bir piyasa girdiğiniz şu günlerde hedefiniz neresi?
Bir hedef koyup “Ulaştım, ulaşmadım” mücadelesine girmektense “En tepede nasıl olurum?”, “En iyiyi nasıl yaparım?” mücadelesi içerisinde olmak beni daha mutlu ve azimli kılıyor. Kısacası günün değişen şartlarına ayak uydurmak ve her seferinde hedef yenilemek bana daha uygun.
n Bugün yine bir ses yarışmasına katılır mıydınız?
Bugüne kadar bu tarz yarışmalar çok tekrarlandı. Artık bir esprisi kalmadı ve yurt dışı örneklerine göre çok daha sıradan, günü kurtarmaya ve rating amaçlı olarak yapılıyor. Bugün teklif edilse katılmazdım. ‘O Ses Türkiye’nin de bir farkı olduğunu düşünmüyorum. Umarım ben yanılırım ve şu sıralar yıldız çıkarmakta zorlanan piyasaya birkaç önemli ses katılır.
n Türk pop müziğinin durumunu nasıl buluyorsunuz?
Sadece Türk Pop Müziği değil, tüm dünyada bütün müzik türlerinde bir tıkanmışlık söz konusu. Üretkenlik ve değişkenlik azaldı, aksine artan şey hızlı tüketim oldu. Piyasaya çıkan sanatçı ve ürün sayısı epey fazla ama kulağa yeni gelen, duyduğunuz anda sizi heyecanlandıran eser sayısı çok azaldı. Türk Pop Müziği’nin durumu da farklı değil.
n ‘Ses değil görüntü’, ‘sanat değil sansasyonel bakış açısı’ için ne düşünüyorsunuz?
Bu yaklaşımların geçmişte geçerli olduğunu düşünen bir kesim vardı
ama sanırım onlar da bu işlerin böyle yapılamayacağına kanaat getirdiler. Halen bu şekilde bir yerlere gelebileceğini düşünenler varsa umarım kısa sürede bu sevdadan vazgeçerler ve doğruyu bulurlar.