01.03.2019 - 11:37 | Son Güncellenme:
Filiz Erkal'ın, '2. Sayfa' canlı yayınında yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle:
"Allah kimseye yaşatmasın, çok zor bir durum. Çok da ani oldu. İki yıl geçti ama o şoku üzerimden atlatamadım. Acılarınla bir şekilde yaşıyorsun, acı zamanla yerini özleme bırakıyor.
Vefat ettiği gün kızımın kontrolü vardı, 12 günlüktü. Kontrole götürdük birlikte İbrahim’le, hiçbir şeyi yoktu ama garip bir heyecan vardı. Eve geldik akşam da arkadaşlarımız gelecekti bebek görmesine. İbrahim, ‘Ben bir dışarıya çıkayım geleyim’ dedi, 'gitme’ dedim. İlk defa ona ‘gitme’ dedim. Gece 12 gibi uyuyakalmışım bebekle birlikte, normalde ararım. Güvenlik aradı ‘İbrahim Bey otoparkta baygın’ dedi.
Ne oldu, ne bitti anlamadım. Hastaneye yatırdık. Acayip bir korku geldi içime. O anda gittiğini hissettim. ‘Yaşayacak’ falan dediler ama... Bir sürü doktor değiştirdik maalesef vefat etti. Vefat ettiği günün sabahında kızımın kıyafetlerini götürdük, koklattık o gece vefat etti. Oturduğumuz evden taşındım, yaşayamadım. Eşyaları benimle, oğluma sakladığım eşyaları var İbrahim’in.
Ölüm nedeni yüksek tansiyon, beyin kanaması. Bir hafta önce hastanedeydik tansiyon kontrolleri yaptırıyorduk. Alkol falan bunlar ölüm sebebi değil. Sadece sitenin güvenlik sorunu var, 2.5 saat boyunca güvenlik hiç dolaşmamış, bakmamış. Sitenin güvenliğine dava açtım.
Vefatından iki gün önce konserden geldi, bana sarıldı ve ‘Seni benden daha fazla kimse sevemez’ dedi. İki kez tekrarladı bunu, ben de kendi kendime ‘ne oluyor’ dedim. O iyi bir eş, iyi bir arkadaş, iyi bir dosttu. Beni hiçbir zaman üzmedi. Onun isminin unutulmaması da beni çok mutlu ediyor. İbrahim’i hiç unutmuyorum, özlediğim zaman da rüyalarıma giriyor.
İbrahim gizli gizli çok yardım yapmış. Bana insanlar telefon açıp ‘İbrahim Bey bizim kiramızı ödüyordu, oğlumuzu okutuyordu’ dediler. Çok duygulandım.
Ailem İbrahim’le evlenmeme karşıydı, ama onu tanıdıktan sonra babam ‘keşke İbrahim öleceğine ben ölseydim. İbrahim beni utandırdı, çok yanılmışım’ dedi. Babam da 7 ay sonra vefat etti.
Hayat standartlarımızda hiçbir şekilde değişiklik yok, aynıyız, sadece eksik İbrahim! O kadar iyi dostlar biriktirmiş ki manevi olarak dostlarımız beni hiçbir zaman yalnız bırakmadılar, çok büyük destek oldular.
Bu dünyaya bir daha gelsem tercihim yine İbrahim olurdu. İnsanlar bana ‘gençsin evlen’ diyorlar. O sözü duyduğum zaman bana hakaret gibi geliyor. Benim zaten üç çocuğum var, başka neye ihtiyaç duyayım? Hiçbir zaman evlenmeyi düşünmedim, düşünmüyorum da.
Çocuklarıma baktığım zaman acım daha da artıyor, babalarıyla çok zaman geçiremediler. Onu anmadığım hiçbir gün yok hep aklımda. İbrahim giderken en büyük hediyeyi bana bıraktı, küçük kızımı. 12 günlüktü, kızımla ilgilenmekten acımı unuttum. 7 ay sonra da babam vefat edince iki sene çok zor günler yaşadım.
İbrahim ablamın komşusuydu, ben ablama giderken beni görüyor. Kayınvalideme ‘anne sen evlen’ diyorsun ‘Filiz nasıl’ diyor, annem de ‘o çok güler yüzlü evlen’ diyor. Bana ‘seninle evlenmeyi düşünüyorum, olmazsa da sen bu evin bir kızısın istediğin zaman gelip gidebilirsin’ dedi. Sonra nişan düğün hepsi bir arada yapıp evlendik.
Bir ay boyunca yanına bir kez girdim, elini tutuğumda da gittiğini anladım. Ondan sonra girmedim yanına, çünkü ben onu evden çıkarken haliyle hatırlamak istedim. Kabullenemedim."