14.10.2013 - 20:31 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN senem.aydin@milliyet.com.tr
Reklamlar, filmler... Ne oldu da projeler size gelmeye başladı? Sizi farklı kılan ne?
Farklı kılan bir şey var mı bilemiyorum. 15 yıldır aralıksız çalışıyorum ve işimi seviyorum. Ama her şey daha da güzel olacak,
biliyorum.
Kilo vermenizin ardından işler açıldı sanki... Gelen tekliflerde zayıflamanızın etkisi var mı sizce?
Onun da tabii ki etkisi vardır. Ortada 15 kilo fark var. Sizi yıllardır gördükleri resmi değiştiyorsunuz ve bu seyircide merak uyandırıyor. Üstelik olumlu yönde de tepki alınca talep artması çok normal diye düşünüyorum.
“Her rolü oynamak isterim”
“Celal ile Ceren”, “Sen Aydınlatırsın Geceyi”, “Soğuk”, “Patron Mutlu Son İstiyor”... Hayatınızı değiştiren film hangisi?
Bu işlerin hiçbiri bir diğeriyle mukayese edilemez. Bambaşka türlerde filmler hepsi ve çok kıymetli benim için. Ne mutlu ki, çok çok severek çektim ben bu filmleri.
“Patron Mutlu Son İstiyor”un çekimleri nasıl geçti?
Çok güzel geçti. Öyle ki, doyamadım. Kolay değildir başka
şehirde olup da; neredeyse iki ay boyunca işini severek, ev özlemi duymadan yapabilmek. Bizim sette bu oldu. Filmin tüm çalışanları piyasada kendi branşında hatırı sayılır insanlar. Dolayısıyla bu iş başarılı olursa şayet, ki ben çok inanıyorum, sebep; böyle bir ekip kurulmasıdır.
Filmde nasıl bir rolünüz olacak?
Eylül, 30 yaşında Kapadokya’da bir otel işletmecisi. Elinden her iş gelen, sabah 4’ten gece 12’ye kadar arı gibi koşan, cengaver ve zarif bir kadın. Oynaması çok çok keyifliydi.
Farklı bir rol beklentiniz var mı?
Bir oyuncu olarak her rolü oynamak isterim.
“Her şey şahane olacak” Defacto çekimleri nasıldı?
Gayet güzel ve verimli geçti bizim için. Partnerim Alp, ekip yeni fikirlere açık olunca ve en ufak bir eğlence denemesine kahkahalarla gülen bir marka müşterisi olunca,
çekimlerin güzel geçme- mesi imkansızdı.
Siz stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Genelde rahat giyinmeyi
tercih ederim. Yerine göre de çok şık... Ama rahatlık benim için
ön planda.
Stil ikonum dediğiniz biri var mı?
Yok fakat çok severek takip ettiğim modacılar var. Elie Saab, Zac Posen, Alexander Mcqueen, Stella Mccartney gibi. Türkiye’de de bir davet olduğunda, tercih ettiğim isimler Özgür Masur ve Gamze
Saraçoğlu oluyor.
Gündeminizdeki diğer projeler neler? Dizi projesi var mı?
Şu anda net bir şey yok. Hayırlısı olsun, şahane olacak her şey.
ALP KIRŞAN: “Sıradan olmadığım kesin”
Size yakıştırılan “çılgın adam” imajı için ne diyeceksiniz?
Açıkçası sıradan olmadığım kesin. Nedeni, ilk olarak hâlâ bir hiperaktiflik durumu var ve sporun her branşını seviyorum, keyif alıyorum. Bir de nefes aldığım her ana şükür eden bir insanım. Bunlar birleşince sıradan olmuyorsunuz. Bu imajdan memnunum.
Bugüne kadar yaptığınız en büyük çılgınlık neydi?
En büyük çılgınlığım geçmiş dönemde “Jackass” vari programın icraata geçmesiydi. Sadece bir imza atıldı televizyon kanalıyla ama o imzanın ardındaki program gerçeği, adrenalini en yüksek olaydır. O program sayesinde vücudumda tam 12 tane kırık vardı. Bu çılgınlık değil de nedir?
Aşk için yaptığınız en büyük çılgınlık?
Aşk için yapılan çılgınlığın limiti hiç olmadı bende. Burada anlatamam (gülüyor).
“Yetenek Sizsiniz Türkiye”nin çekimleri nasıl gidiyor?
Benim en çok eğlendiğim iş diyebilirim. Çünkü gelen insanlar çok değişik. Çok ütopik dünyalar, çok farklı insanlar var. Bir çok yarışmacıya müdahale edip, daha kısa sürede, daha akılda kalıcı gösteriler için yardımcı oluyorum. Provalarından itibaren yarışmacıların hep yanında, tam destek oluyorum. Muhteşem enerjinin sebebi arka tarafta ortaya çıkan dostluk, kardeşliktir. O yüzden orası çok daha çeşitli ve renkli.
Acun Ilıcalı’nın hayatınızdaki yeri nedir?
Acun Abi hayatımda tanıdığım en enteresan adam. Televizyon camiasında bu kadar iyi, herkesin gönlünü hoş tutumaya çalışan bir insan daha tanımıyorum. Adrenalin bağımlısı olmasına rağmen yaptığı iyiliklerinden, aldığı dualarla ayakta kapı gibi duran, adam gibi adamdır. Acun Abi ben askerden dönünce “Yok Böyle Dans” için haber gönderdi. Düşünmeden “Evet” dedim. Sonra “Survivor”, ardından “Yetenek Sizsiniz” sunuculuğu... Harika bir şirket, harika bir aile... Onlarla birlikte aynı yolda yürümekten son derce mutluyum.
“Ezgi, çok pozitif bir insan”
Reklam çekimleri sizin için nasıldı?
Defacto çekimleri kamera arkasındaki iş ortaklığının başarısıdır. Patrondan tutun da, zorlu set çalışanına kadar
başarılı ekip enerjisi gördüğünüz fotoğraftan çıkan pozitiftir.
Ezgi Mola’nın enerjisi için ne diyeceksiniz? İkinci kez kamera karşısına geçtiniz. Birlikte çalışmak nasıl?
Ezgi, çok pozitif bir insan. Sabahın er-ken saatlerinde bile sete geldiğinde, gülen yüzü ve latifeleriyle çekime damgasını vuran kişidir. Çekimlerde tanıdığım ve artık çok sevdiğim arkadaşımdır.