CaddeHollywood’da bir ‘mit’ yıkıldı mı?

Hollywood’da bir ‘mit’ yıkıldı mı? 

28.05.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:

‘Rocky’ ve ‘Rambo’ filmleriyle bir güç simgesi olarak hafızalara kazınan Sylvester Stallone’nin şimdi ailesiyle reality şov yapması, Hollywood’da yaratılan imajları tartışmaya açtı.

Hollywood’da bir ‘mit’ yıkıldı mı

Efnan Atmaca - ABD’de pop art akımının ünlü sanatçısı Andy Warhol, “Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak” dediğinde henüz ‘60’lı yıllardaydık... Sosyal medya ile internetin hayatımıza körlemesine girişiyle Warhol’un bu kehanetinin ne kadar doğru çıktığını gördük, görüyoruz. Artık şöhret olmak için uzun ve dikenli yolları bir bir aşan isimlerin hikâyesi demode oldu. Peki, kendine sağlam bir kariyer yapmak için onca yıl uğraşanlar günümüzün modasına ayak uydurduğunda, onları saran gizem atmosferi aralandığında hayranları hayal kırıklığına uğruyor mu? İşte bu soru Hollywood’dan çıkıp dünyayı saran “güç” simgesi, aktör Sylvester Stallone’nin korunaklı kalesini terk edip, özelini bir reality şov aracılığıyla halka açmasıyla yeniden gündeme geldi. 

Haberin Devamı

Sektöre ihanet mi? 

Rambo” ve “Rocky” filmleriyle tanıdığımız, “Acı yok” diyerek, insanların sınırlarını zorlayan Stallone, namıdiğer Sly; kızları ve günlük yaşantısıyla farklı bir kulvarda ünlü artık... İkinci Dünya Savaşı’nda geçen, futbolun gücünü “Zafer” nidalarıyla Paris’ten dünyaya yayan “Zafere Kaçış”ın aktörü aslında bir kahraman değil, sıradan biri olduğunu gösteriyor “Stallone Ailesi” adlı bu reality şovla. Kimilerine göre “baba” olma damarı ağır basıyor; çocuklarını birer yıldıza dönüştürme çabası dolayısıyla üç kızına bir gelecek kurma amacı mazur görülebiliyor. Kimilerine göre ise Hollywood’un “yüceliği”ne bir ihanet onunki. Ne kadar dürüst olduğu ise bu soru işaretlerinin en büyüğü. 

Haberin Devamı

Hollywood’da bir ‘mit’ yıkıldı mı

Sylvester Stallone, ilk filmi 1982’de çekilen “Rambo” serisinde savaşmak için tek başına Afganistan’a girecek kadar güç gösterisi yapıyordu. / Sylvester Stallone, 1976 yapımı “Rocky” filminde de namağlup bir şampiyon boksörü canlandırıyordu.

Ailesiyle sahnede 

YouTube üzerinden yayımlanan programda Sly, Oklahoma’da çektiği suç draması “Tulsa King”in setinde çıkıyor karşımıza. 25 yıllık karısı ve üç kızının annesi Jennifer Flavin’e geri döndüğünü görüyoruz önce. Sonra da bu aşkın nasıl başladığına tanıklık ediyoruz. ‘80’lerden günümüze uzanan büyük bir aşk... Ardından üç kızı çıkıyor sahneye. Hepsi birbirinden çekici üç kızla tanışıyoruz. Bu kez Sly’ı, kızlarına sabahın beşinde şınav çektiren, boks eğitimi veren ve askeri disiplinle çocuklarını büyüten bir baba olarak tanıyoruz. Satranç ve şiir okuma vakitleri de var. Yani hem fiziklerini, hem ruhlarını hem de beyinlerini geliştiriyor çocuklarının... 

Şov devam etmeli!  

Gururla izliyor üç kızını Sly. En büyükleri Sophia, babasının mantıklı yönünü almış, ortanca Sistine, babasının “korkusuz”luğunu taşıyor, en küçük olan Scarlett ise, iki dünyanın ortak kümesi. Sly’in kendine özgü espri yeteneği de onda zuhur etmiş. Üçü de mükemmel görünüyor, gösteriyi sürdürmek ve güçlü kişisel markalar oluşturmak için yeterince özelliğe sahipler. Karşımızda kendilerini sevgi dolu olarak tasvir eden bir aile var. Bunun üzerini öyle güçlü çiziyorlar ki, bir gariplik olduğu hissi geliyor seyredenlere. Ama biliyoruz ki bu şova denk gelen günlerde Sly, “Onu gördüğüm her an içimde kelebekler uçuyor” dediği karısına boşanma davası açmış. O arada ne oldu bilinmez, boşanmaktan vazgeçmişler. Ancak şovda bu kısım yok, çünkü onlar şovda sevgi dolu bir aile olarak görünüyorlar. Sophia’nın erkek arkadaşıyla yaşadığı sorunlar hakkında dertleşmesi gibi sahneler de bu imajı perçinliyor. 

Haberin Devamı

Bu bir imaj yaratma meselesi 

Elbette hiç kimsenin, özellikle ünlülerin neler yaşadıklarını harfi harfine sergileme zorunluluğu yok ama yapılan işin adında “reality” yani gerçeklik kelimesi varsa, neden sadece makyajlı tarafın gösterildiği ciddi bir tartışma konusu. “Günlük hayatımızı sizinle paylaşıyoruz” derken, aile içinde yaşanan sorunlar herkes tarafından bilinirken saklanıyorsa, akıllara bu tip programların amacının yeni bir imaj oluşturma kaygısı olduğu geliyor. Yani kirleri, çamaşırları havalandırırken kendini nasıl istiyorsa öyle konumlandırma çabası. O zaman bu şovlarla yıllarca emek verdiği şöhreti tartışılır hâle getirmenin ne mantığı var? Onun cevabı belki başında da dediğim “baba yüreği”. Kızlarının yolunu açma, işlerini kolaylaştırma isteği. Tüm bunlar porno filmlerle başlayan kariyerini doruk noktasına ulaştıran Sly’ın tırnaklarıyla yarattığı Hollywood mitini yıkmasını haklı gösterir mi, hayranlarına kalmış. Bize bu hikâyeden düşen her gördüğümüze inanmamak ve hayranı olup,  arşa çıkardığımız ünlüleri hayal kırıklığına uğramamak için oralarda bırakmak galiba.