26.07.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
ÇEVİRİ: EDA ÜNSÜN
Müziğe verdiği ara ve moda dünyasına attığı adımla adından söz ettiren Rihanna, Interview Magazine’e konuştu. Hakkında merak edilen birçok şeyi anlatan Barbadoslu şarkıcı, şu sıralar şarkı kayıtları yaptığını belirterek, “Klip çekmeye vaktim olmasa bile mutlaka albümü çıkaracağım” dedi.
Bir yandan müzikler bir yandan da güzellik ve moda sektöründeki markalarınızla ilgileniyorsunuz. Nasıl gidiyor?
Eskiden stüdyoya girer, üç ay boyunca çalışır ve bir albüm çıkarırdım. Şimdiyse bir gün modayla ilgileniyorum, ertesi gün iç çamaşırı, sonra kozmetik, ardından müzik... Tıpkı bir sürü çocuk sahibi olup, hepsine bakmak gibi!
Yeni bir Rihanna albümü için ne kadar bekleyeceğiz?
Üzerinde zevkle çalışıyorum. Acele etmenin bir anlamı yok ama bir yandan da çıkarmak istiyorum. Klip çekmeye vaktim olmasa bile mutlaka albümü çıkaracağım. Keşke ne kadar daha bekleyeceğinizi bilseydim.
Kariyerinize başladığınızda, bir şarkıcı olmak mı yoksa koca bir imparatorluk kurmak mı istediniz?
Müziğimin tüm dünyada duyulması hayalim vardı. Ünlü olma kısmını düşünmedim bile! Beni tutkulu ve hayata bağlı tutan şey, yaratıcılıktır. Müzik, sevdiğim işleri yapmama olanak sağladı. Annem de makyözdü. Onun işini de hep sevdim.
Anneniz size de makyaj yapar mıydı?
Hayır, çok uzun süre makyaj yapmama izin verilmedi. Ben sadece izlerdim. İlk makyajımı, Barbados’tan ayrılmadan hemen önce, 16 yaşımda yaptım.
Eleştirilere karşı son derece dayanıklısınız. Kimsenin işinize karışmasına da izin vermiyorsunuz...
Annem ve babam sayesinde... Onlar beni koruyucu yetiştirmedi. Okula başladığımda, tüm çocukların aptal olduklarını düşünürdüm. Belki de bu, Tanrı’nın beni hayatıma hazırlama şekliydi.
Hayranlarınız dünya çapında ‘The Navy’ (Donanma) adıyla biliniyor. Bu isim nereden çıktı?
Sanırım benim ‘G4L’ isimli parçamdan... Orada “Bizler bir orduyuz, bir donanmayız” diyor. Hayranlarım ısrarlı, kalıcı, sadık, koruyucu, savunmacı ve eğlenceliler. Fan sahibi olmak, inanılmaz bir his. Çünkü ben yola çocukken çıktım ve onların da çocuk olduklarını biliyorum. Beraber büyüdük. Onlar da benim kariyerimden ve kim olduğumdan sorumlular ve beni her şekilde destekliyorlar. Hayranlarıma gerçekten borçlu hissediyorum.
Sizin hakkınızda bilinen en büyük yanlış kanı nedir?
İnsanlar benim utangaç olduğumu bilmiyorlar. Çünkü o kadar çekingenim ki karşımdakinin bunu bilmesini istemiyorum ve bazı şeyleri görmezden geliyorum. Onlar da bu tutumum karşısında beni kendine güvenli olarak görüyor. Ama hâlâ ödül törenlerine giderken geriliyorum.
Sabah uyanır uyanmaz yaptığınız ilk şey nedir?
Dua etmek...
Her zaman inançlı bir insan mıydınız?
Hep öyleydim. Yedi yaşında dua etmeye ve oruç tutmaya başladım. Bunu kendi kendime yaptım çünkü New York’a gitmek istiyordum ve Tanrı’yı ikna etmek için böyle bir fedakârlık yapmam gerektiğini biliyordum.
Hiç Tanrı’nın sizi terk ettiğini düşündünüz mü? Ya da inancınızı sorguladığınız oldu mu?
İnancımı değil ama Tanrı’yla eskisi kadar yakın olmadığımızı hissedip onu hayal kırıklığına uğrattığımı düşündüğüm zamanlar oldu. Aslında bunu ‘Anti’ albümümü yaparken hissettim. Çok zor zamanlardı ama şükürler olsun ki üstesinden geldim.
İnancınızın asla kaybolmaz olduğunu mu hissediyorsunuz?
O zaman da kaybolmamıştı. Şeytanın, size yeterince iyi olmadığınızı düşündürterek, Tanrı’nın size yakın olmasına değmeyeceğinizi hissettiren bir yolu var. Bu doğru değil ama bu duyguyla sarıp sarmalanıyorsunuz.