16.04.2021 - 15:19 | Son Güncellenme:
Bodrum Rallisi'nde yaşanan olay sonrası gözaltına alınan ve denetimli serbestlikle salıverilen Mustafa Üstündağ, 'Magazin Noteri'nde gazeteci Ali Eyüboğlu ve Seher Kılıç'ın sorularını yanıtladı. Programa olayların tanığı Ayça Öztürk ve Ralli pilotu Tanju Çelen de katıldı.
Ayça Öztürk, Bodrum’da yaşanan olayı şöyle anlattı:
"81 numaralı araçla yarışıyordu arkadaşımız, ilk yarışıymış. Sol lastiği kopuyor. Etaplarda 400 metrede bir telsizli görevli duruyor, ambulans ve itfaiye ekipleri var. Sol lastik kopunca araç kenara çekiliyor. Sağlık durumuna bakıldıktan sonra araç çekiciyle getiriliyor. 81 araçtan 60’ı yarışı tamamlayabildi. İhmal olsaydı yarışı tamamlayamayan bütün araçlar ses çıkarırdı. Mustafa Bey, servis alanına girmiş dolaşmış. Yarış bittikten sonra toplantı yapıyorduk. Mustafa Bey küfür ederek içeri girdi. ‘Benim kardeşim nerede?’ diye sordu. Kardeşiyle ilgili bilgi verildi. Dışarıya çıktı, sonra tekrar içeriye girdi. Kulübün başkanını sordu, başkanın kolundan tutup ‘Sen çık dışarıya’ dedi küfrederek. ‘Sporcunun sağlık problemi yok, çekicinin üzerinde servis alanına geliyor’ dedim. Asla sakinleştiremedik. Bu yarış Şevki Gökerman’ın anısına yapılıyor. Eşi oradaydı, ‘sakin olun bir problem yok’ dedi. Onu bile dinlemedi..."
"Dışarıya çıkıp birilerini aradı. ‘Ben burada yalnız kaldım’ dedi. 15 dakika sonra lüks bir araç geldi, içinden bir sürü adam indi. Bulunduğumuz merkezin kapısını kapatmaya çalıştım. Kapıyı iterek beni uzaklaştırdılar. Direkt kulüp başkanı işaret edilerek ‘Beyaz gömlekli adam’ denildi ve kulüp başkanının ağzı burnu dağıldı. Medyaya yansıyan görüntüler dışarıdaki görüntüler. Güvenlik görevlisi ‘Polis geliyor hesap vereceksiniz’ dedi, o da darp edildi. Gelen araç kaçmaya çalıştı. Arkadaşlar bariyeri kapattılar. Orada bizim tarafımızdan yaşanan tek talihsizlik arabanın sileceğinin kırılması. Sonra yine adamları arıyorlar 'biz buradan çıkamıyoruz' diye. Vurulan beyaz saçlı beyefendi arabanın yanına geliyor. Bu sırada federasyon yöneticilerinden biri daha darp ediliyor. Silah çekiliyor ve o beyaz saçlı beyefendi yanlışlıklı bacağından vuruluyor. Sonrasında polis ekipleri, hastane süreci..."
"Mustafa Üstündağ darp edildiklerini ve bıçakla saldırıldığını beyan etmiş. Federasyondan ve kulüpten hiç kimse gözaltında tutulmadı ve ifade vermedi. Hiç kimse denetimli serbestlikle dışarıda değil. Biz bir özür beklerdik kendisinden ama maalesef suçlamalara devam ediyor. Bu şahsa yapılmış bir saldırı değil, şahsen hiçbirimiz tanımıyoruz kendisini. Federasyona, spora ve sporcuya yapılmış bir saldırı olarak kabul ediyoruz. Ayrıca Mustafa Üstündağ, ‘Etkinliğin PR’ı için davetliydim’ demiş. Pandemi dolayısıyla kimseyi davet etmedik. Alanda sadece sporcular, görevliler ve basın mensupları vardı. Davet söz konusu değil."
'Magazin Noteri' canlı yayınına katılan sanatçı Mustafa Üstündağ ise şu açıklamayı yaptı:
"Kimsenin şahsına küfür etmedim. Ortaya, duruma küfür ettim. Ayça Hanım benim davet edilmediğimi söylüyor. Ben yarışmacılardan birinin daveti üzerine gittim. Ayrıca spora destek amaçlı, o yarışmacının lastiklerini ben aldım. Saat 17.00 gibi olay yerindeydim. İnsanlarla fotoğraf çektirdim, eğleniyoruz. Saat 17.30 oldu, Tanju Çelen hala ortada yok. Panik oldum. Oyuncu olduğumuz için duygularımızı yüksek yaşıyoruz. Tanju’nun akıbetini sordum. Baktım olay yerinde ambulans yok. Sonrasında ‘Olay yerinde ambulans yok!’ diye video çektim..."
"Hayatımda ilk defa Bodrum’a geldim. Komiteden kimse yardımcı olmayınca 60 yaşında esnaf bir abim var, onu aradım. ‘Hakan abi gel ambulans yok, çocuktan haber alamıyoruz. Burada da yardımcı olmuyorlar’ diye. Aradan 10-15 dakika geçti. Tanımadığım insanlar arasında bir arbede çıktı. Ellerindeki bütün güvenlik kamerası görüntülerini tarafsız bir şekilde yayınlasınlar. Arbede sırasında arada kaldım. Kız arkadaşıma, bir kadına tekme atıldı, bıçak çekildi. Arabamın sadece silecekleri değil farı, dikiz aynaları kırıldı. Arabanın içinde hapsolduk. Kapıyı açıp kız arkadaşım Yağmur’u dışarı çekmeye çalıştılar, tekme attılar. Yaklaşık 40-50 kişi arabanın üstüne çıkıp camları yumrukladılar. Bunları yapanlar federasyonun sporcuları. Ölümle tehdit edildik. Ne anamız, ne bacımız, ne namusumuz kaldı..."
"Polisi arayan biziz. Benim, Yağmur’un telefon kayıtlarında var. Yedi defa ben aradım, 10 defa Yağmur aradı. Benim aradığım Hakan abiler olaydan yaklaşık 40 dakika sonra geldiler. Bodrum’u bilmiyorum ama aşağı yukarı Kadıköy kadar bir yer. Onlar da ağır aksak geldiler. Sonra 60 yaşındaki kalp hastası adamı yaklaşık 10-15 kişi bir güzel dövdüler. Yanımdaki arkadaşımı da dövdüler. Aldığımız darp raporlarında var. Sonra polisle beraber karakola gittik, ifademizi verdik. Sonra ne hikmetse kadınlara tekme atan, bizi darp eden adamlar serbest bırakıldı biz kaldık."
Bodrum Rallisi’nin Koordinatörü Ayça Öztürk, "Kulüp başkanını nasıl darp ettiklerini de anlatsın. Kendisinin azmettirmesiyle çağırdığı adamlar darp etti. Bu söylediğiniz yalanlar sizi kurtarmaya yetmeyecek. Ben sizin içeriye nasıl girdiğinizi, nasıl küfrettiğinizi gördüm. Bizzat ben oradaydım. Güvenlik görevlilerini nasıl darp ettiğinizi gören benim. Oyuncu olduğunuz için role girip çıkamamak diye bir şey var. Bütün güvenlik kayıtları emniyette. Zaten siz bunun için gözaltında kaldınız, denetimli serbestlikle dışarıdasınız. 'Nasıl oldu da onlar dışarıda' diyerek emniyet güçlerini zan altında bırakıyorsunuz. Bu yalanlarla bu işten kaçamayacaksınız!" şeklinde konuştu.
Mustafa Üstündağ, "Sadece yurt dışı yasağım var. Denetimli serbestlik almadım. Velev ki ben suçluyum. Yanımızdaki kadınlar niye gözaltına alındı? Heyecanlı davrandım, kabul ediyorum. Fevri davrandım. Ama ne kimseye vurdum ne kimseyi tehdit ettim. Sinirlendim, kötü cümleler kullandım. Ben kamu görevlisi değilim, aktörüm. Limon satar yine geçinirim. Kimseye minnet eylemem" dedi.
Olayda ismi geçen Ralli pilotu Tanju Çelen de olayın nasıl yaşandığını anlattı: Bitiş çizgisine 100-150 metre kala kaza yaptım. Bir araç beni gelip almadı. Kurtarıcılar geldi arabayı almaya, beni de bitiş çizgisine kadar bırakabileceklerini söylediler. Servis alanıyla yarışın olduğu yer arasında 30 km var. Kendi başıma servis alanına gitmem gerektiğini söylediler. Benden 400 TL para istediler çekiciler. Servis alanından arkadaşımdan istedim parayı. Kurtarıcılara verdim ve hızlı bir şekilde yürümeye başladım. Gittiğimde tartışmayı gördüm. Ortam savaş alanına dönmüştü. Mustafa Abi’yi ben bindirdim arabaya. Bu arada etaplarda ambulans vardı ama servis alanında ambulans yoktu. Bu benim ilk yarışım değil, kupalarım var. Ben bu camiayı çok seviyorum. Ama bu olaydan dolayı zan altında kaldım. Eşim kanser hastası onu onurlandırmak için girmiştim yarışa. Polisi yine biz aradık. Her şey kayıtlarda ortada. Benim kızım var dokuz yaşında. Gözümün içine bakarak kızıma küfür ettiler.
Ali Eyüboğlu, ralli pilotu Tanju Çelen’e emniyetteki ifadesinde "Mustafa Üstündağ’ı tanımıyorum" demesini sordu. Tanju Çelen, "Çok uykusuzdum. Emniyetteki ifademi vermeden önce masanın üzerinde uyuyordum. Eşim ifade verdikten sonra 'Uyandırmayalım zaten ifadelerimiz aynı' demiş. Sosyal medya hesaplarım açıktır, senelerdir nasıl dostluğumuz olduğunu herkes bilir. İfademiz alındıktan sonra bırakılacağımızı düşündüm, gözaltına alındık. Korumak amaçlı gözaltına alındığımızı düşündüm. Sabah Mustafa Abi’nin savcılığa çıkacağını şaşırarak öğrendim. Basında dolanan görüntülerle güvenlik kameralarının ilgisi yok. Mustafa Abi’yi davet eden benim. Yarışa kısıtlı imkanlarla girdim. Mustafa Abi bana çok destek oldu, otel masraflarıma kadar ödedi. Şu an işime gidemiyorum, psikolojim yerle bir. Eşimin engelli kartı olmasına rağmen sabaha kadar gözaltında kaldı. Tedavisi kötü etkilendi. Belki hayatım boyunca beni yarıştırmayacaklar" ifadelerini kullandı.