'Doğada olmak besliyor

SENEM AYDIN - Burcu Kara, doğa ile iç içe yaşayan bir isim... İstanbul’daki evinin bahçesinde küçük bir bostan yapan oyuncu, memleketi Bursa’da da köy evini yeniletti. Şu sıralar I’m Natural adlı bebek markasının heyecanını yaşayan Kara ile, özel hayatını ve ekranlara olan özlemini konuştuk.

- Bir süredir İstanbul’dan uzaktınız, hatta ‘Şehri terk etti’ haberleri çıktı. İznik’te günleriniz nasıl geçti?

Arkadaşlarımdan da “İstanbul’a döndüğünde görüşelim” diye arayanlar oldu. Yazın temelli orada olduğumuz için, sürekli de paylaşımlar yapınca insanlarda öyle bir algı oluştu. Tabii ki böyle bir şey yok! İstanbul’a yakın olduğu için çok sık gidip geliyoruz. Bize iyi geliyor.

- Doğup büyüdüğünüz evi de yenilediniz...

Biz aslında İznik’teki ev çökmesin diye bu işe niyetlendik. Ama işin içine girince, ciddi de para harcayınca istediğimiz gibi, yaşayacağımız bir ev yapalım dedik. Başında da durunca İstanbul’dan çok orada yaşar hale geldik. Şimdi Ali’nin okulu başladı, bizim de işlerimiz çok yoğun, o yüzden İstanbul’dayız.

- Doğada olmak nasıl hissettiriyor?

Çok seviyoruz. Geçtiğimiz yıl İstanbul’daki bahçemizde de bostan yaptık. Ben çocukluğumdan beri doğa ile iç içeyim. Ailem de iki taraf zeytinci. Aynı zamanda köyün ilk okumuş çocukları, öğretmen olmuşlar ama bundan hiç kopmamışlar. Şanslıyım Fırat da seviyor. Köyün damadı, eniştesi...

- Pandemi süreci size neler öğretti?

Doğaya bu kadar tutunduğumuz için bizi çok hırpalamadı. İnsanın ruhunu besleyen şeyi bulması çok güzel bir şey. Benim de ruhumu doğada olmak besliyor.

- Anne olduktan sonra hayatınızda neler değişti?

Çocuktan sonra plan kalmıyor, ‘Buna niyet ediyorum, inşallah olur’ şeklinde yaşıyorum. Hayat da çocuktan önce ve sonra diye ayrılıyor.

- İkinci çocuk istiyor musunuz?

Çok isterim ama her gün bu fikirden uzaklaşıyorum. Ne kadar zor ve emek istediğini görünce... Akışa bıraktığımız bir konu.

‘Seyirciyi şaşırtmak istiyorum’

- I’m Natural adlı bebek markanız nasıl hayata geçti?

Bu doğalcılık bana bu kapıları açtı. Meyvelerin kabukları, çiçeklerin yaprakları kullanılıyor. Geçen sene nisan ayında ilk koleksiyon çıktı, şimdi de sonbahar-kış... İnanılmaz geri dönüşler alıyorum.

- Ekranda olmayı özlemediniz mi?

Çok özledim. Ama keşke dijitale olsa... Televizyon izlerken üzülüyorum çünkü çok güzel işlerde de hemen final kararı alınabiliyor. Bakalım, aykırı bir karakter oynamayı çok isterim. Kendimi zorlayayım, seyirciyi şaşırtayım...

- Aynı sektörden iki insanın evliliğinin avantajları var mı?

Fırat eve girdiğinde “Ne yaptın, nasıl geçti?” diye tabii ki sohbet ediyoruz ama hiç ünlü kimliklerimizle yaşamıyoruz. Her zaman, her konuda bana destek oluyor.

- Aşkın heyecanı ilk günkü gibi devam ediyor mu?

Biz bu konuda çok şanslı olanlardanız. Her kapıyı çalışında hâlâ kalp atışlarım hızlanıyor. Çok aşığım, o da öyle, biliyorum.