14.03.2017 - 13:41 | Son Güncellenme:
Balkan Filmleri kategorisinde yarıştığı sırada festival jürisinin dikkatini ve beğenisini çeken film, “Uluslararası” kategoride de yarışmaya hak kazandı. Öyküsü ve karakterleri gerçeklerden esinlenilerek senaryoya aktarılan Damat Koğuşu, cezaevinde cinsel istismarcıların konulduğu koğuşlardaki mahkumların kuralsız ilişkilerini anlatıyor.
Daha önce çeşitli projelerde oyuncu ve yardımcı yönetmen gibi çeşitli görevlerde bulunan İlker Savaşkurt’un uzun metrajlı ilk filmi olan “Damat Koğuşu (Groom’s Block)” bu yıl 21. kez kapılarını açacak olan Sofya Film Festivalinde gösterilecek. Balkan Filmleri kategorisinde yarıştığı sırada festival jürisinin dikkatini ve beğenisini çeken film, “Uluslararası” kategoriye de alınarak iki kulvarda birden yarışmaya hak kazandı.
İBRE ÖDÜLÜ GÖSTERİYOR
Sofya Film Festivali’nin Avrupa’da gerçekleştirilen film festivalleri arasında önemli bir yeri olduğunu belirten Yönetmen İlker Savaşkurt, geçmiş yıllarda bir çok Türk filminin buradan ödülle döndüğünü belirterek, “Biz de Damat Koğuşu ile Sofya Film Festivali’nden ödülle dönmeyi arzu ediyoruz. Şu ana kadar gelen eleştiriler ve festival jürisinin filmimizin uluslararası kategoride yarışmasına karar vermesi bizi bu konuda umutlandırıyor” açıklamasında bulundu. Dünyanın en önemli film festivalleri arasında gösterilen Sofya Film Festivali, her yıl mart ayında gerçekleştiriliyor. 1997 yılından bu yana festival çerçevesinde 1.600'den fazla uzun metrajlı film ve belgesel gösterildi ve festivalde Türkiye’den Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Özcan Alper ve Emin Alper gibi birçok isim yarıştı.
YILMAZ GÜNEY'İN İZİNDEN
Yapımcılığını Abbas Nokhasteh’in yaptığı ve senaryosunu Mehmet Kala’nın yazdığı Damat Koğuşu’nda Musa Can Pekcan, Diyar Karadaş, Barış Atay, Caner Erdem, İbrahim Aköz, Feyzan Soykan, Halit Karaata, Kirkor Dinçkayıkçı ve Turgay Atalay’ın yanı sıra Münibe Millet gibi isimler rol alıyor. Filmin müziklerini ise Uğur Ateş üstleniyor. Damat Koğuşu’nda izleyici acımasız bir hapishane ortamında değişen dengelerle birlikte, ahlaki ölçüleri yansıtan adalet sistemini, toplumun iç dinamikleriyle ilgili gerilimi ve çelişkilerle dolu bir süreci deneyimliyor. Öyküsü ve karakterleri gerçeklerden esinlenilerek senaryoya aktarılan Damat Koğuşu, son on yılda 10 kattan fazla artış gösteren şiddet, taciz, tecavüz ve cinsel istismar suçları nedeniyle de ayrı bir öneme sahip. Yılmaz Güney’in 1983 yapımı Duvar Filmi’ne de gönderme yapan ve benzer özellikler taşıyan Damat Koğuşu, müzikleri ile de oldukça dikkat çekici özelliğe sahip.