Genç sanatçıları koleksiyonerlerle ve sanat- severlerle buluşturmak için Mamut Art Project, BASE, Step İstanbul gibi birçok ulaşılabilir sanat girişimi var.
Geçen yıl pandemi nedeniyle birçok sanat fuarı dijital edisyonlarıyla da karşımıza çıktı.
BASE’in kurucuları daha sonra Kolekta adlı online sanat platformu ve arşiviyle yine başarılı bir işe imza attı.
Şimdi ise Trendyol Sanat’la karşımıza çıkıyorlar, yeni oluşumları Artoloji iş birliğiyle.
Bulaşık bezinden kedi mamasına, hayatımızı kolaylaştıracak her türlü alışverişin yapılabildiği bir e-ticaret sitesi Trendyol.
Peki ama gerçek bir sanatçı eserini böyle bir platformda sergiler mi, ya da gerçek bir sanatsever böyle bir platformdan sanat eseri alır mı?
Elbette, sanatın ulaşılabilir olması, demokratikleşmesi, geniş kitlelelere ulaşması hepimiz için olumlu bir gelişme.
Ancak unutmamak lazım, sanatçının konumlandırması da, sanat eseriyle obje arasındaki fark da çok önemli.
Nasıl Trendyol’da bir fine dining restoranın karşımıza çıkmasını beklemiyorsak, aynı şekilde iyi bir sanatçının da iyi bir sanat eserinin de Trendyol’da karşımıza çıkmasını beklemiyoruz.
Dev bir e-ticaret firması sanatla ilgili bir girişimde bulunmak istiyorsa, bunun başka birçok yolu var.
Ama kolay olan seçilmiş, “Kolekta ve Base kurucularının yeni oluşumu Artoloji iş birliğinde hayata geçen Trendyol Sanat ile 150’den fazla sanatçının binin üzerinde eserine Trendyol üzerinden ulaşılabilecek. Trendyol, sanatçıların resim, baskı, gravür, fotoğraf, heykel, cam, seramik, illüstrasyon ve grafik alanlarında eserlerine ev sahipliği yapacak” diyorlar açıklamalarında.
Hiç şüphesiz, Trendyol kendi alanında son derece başarılı.
Ama kendi alanının dışına çıkarak, BASE ve Kolekta’nın kurucularının iş birliğiyle, kendi konumlandırmasını başka bir seviyeye taşımaya çalışırken, hiç istemeden de olsa, sanatın ve sanatçının konumlandırmasını yerle bir ediyor.
Fringe’den açık çağrı
Dünyanın en önemli tiyatro, dans ve performans festivali: Fringe.
Her yaz Edinburgh’ta gerçekleşen ve sayısız gösterinin izlenebildiği festival 2019’da İstanbul’a da uğramış, İtalya, Macaristan, Yunanistan, Belçika, Tayvan, Fransa, Polonya, ABD, İsviçre, Hong Kong, İran ve Türkiye’den tam 20 ekibi ağırlamıştı.
Son yılların sevilen dizisi Fleabag’in de ilk kez izleyicilerle buluştuğu Edinburgh Fringe, geçen yıl 7-31 Ağustos tarihlerinde gerçekleşecekti.
Ancak Fringe yönetimi pandemi nedeniyle festivali tamamen iptal etti, 2021’de 2020’yi telafi edeceklerini de ekleyerek.
Geçen yıl dijital edisyonuyla 30 bin kişiye ulaşan Istanbul Fringe Festival ise şimdi üçüncü edisyonu için açık çağrı açtı.
Bu çağrı 28 Mart’a kadar devam edecek.
Istanbul Fringe Festival, bu sene 18-26 Eylül tarihleri arasında hibrit bir festival olarak gerçekleşecek. Sanatçılar, fiziksel üretimleri için fiziksel kategoride, dijital platformlarda üretilmiş işleri için çevrimiçi kategoride başvurabilecek.
Istanbul Fringe Festival 2021Hybrid dokuz güne yayılacak programında dans, performans, tiyatro gösterilerinin yanı sıra çocuk oyunları ve atölye çalışmalarına da ev sahipliği yapacak.
Festival programında ayrıca sanatçı buluşmalarının ve partilerin de yer alması planlanıyor.