Benim yaptığım melez müzik

Önceki yıl içinde hem Türkçe, hem de İngilizce sözlerin yer aldığı “Don’t Think” (Sanma) isimli şarkısıyla dikkatleri üzerine çeken Atiye Deniz, şimdi Türkiye pazarına yönelik bir albüm hazırladı. Hollanda’da yaşayan ve Türkiye’de yayınlacak ilk albümünün heyecanını yaşayan 20 yaşındaki Deniz, çok heyecanlı olduğunu söylüyor. Kendi bestelerinin dışında Nazan Öncel’den şarkı alan, Teoman’la düet yapan Deniz, hedefini ise şöyle açıklıyor: Küçük adımlarla, kendimi geliştirerek yol almak...

İçinizdeki müzik aşkı ne zaman başladı?
Doğduğumdan beri hayatım müzik ve dansla doluydu. Ama öncelikle dansa âşık oldum diyebilirim. 5 yaşımdan itibaren çeşitli dans türleri üzerine önemli eğitimler aldım. Dansla aşkımız büyüdükçe, aynı zamanda müziğe olan merakım da arttı. Çocukluk yıllarımda darbuka ve piyano çalmayı çok seviyordum. İlk gençlik yıllarımdan itibaren şan dersleri almaya başladım. Farklı müzik türleri ve farklı dansları takip etmek her zaman hoşuma gitmiştir. Sonra bir gün kendi müziğimi ve dansımı yaratma fikri gelişti. Ben bu hayale inandım ve hayata geçirdim. Hayatımı müzik ve dans olmadan düşünemiyorum.

Ailenizdemüzikle ya da sanatla uğraşan birileri var mı?
Ailem hem Hollandalı hem de Türk ve müzikle ve sanatla oldukça iç içeler... Ancak profesyonel olarak müzik veya sanatla uğraşan kimse yok ailemde... Babamın ritim duygusu oldukça iyidir ve müthiş darbuka çalar. Annemin ise müzik kulağı harikadır. Ayrıca dans konusunda çok başarılıdır.

Sizi tanıdığımız “Don’t Think” şarkısı çok beğenildi, danslarınız ve fiziğiniz muhteşemdi. Yurtdışında da Türkiye’deki kadar ilgi gördünüz mü? Tepkiler neler oldu?
Albümüm Türkiye’de yayınlandığı için, yurtdışına oranla daha fazla Türkiye’de tanındım. Ancak albümümle ilgili olarak yurtdışından aldığım tepkiler de çok pozitif oldu. Özellikle yabancılar “melez” dediğimiz müziğimi ve sesimi çok enteresan buluyorlar.
Yolun daha başında olduğumu düşünüyorum. Küçük adımlarla, kendimi geliştirerek başarılı olacağıma inanıyorum. Acele etmiyorum. Yaptığım her şeyi doğru yapmaya çalışıyorum, başarının bunun peşinden geldiğini düşünüyorum. Genç yaşta kendime ait olan bir tarz yarattım. Hayatta gördüklerimi, yaşadığım kültürleri, müzikleri, dansları birleştirmek istedim. Bu insanlara hem değişik, hem yakın gelmiş olabilir...

Yeni albümünüzden biraz bahseder misiniz, kimlerle çalıştınız, içinde kaç şarkı var, kendi besteleriniz var mı?
Uzun ve zevkli bir çalışmanın sonucunda yeni albümüm ortaya çıktı. Albümümün prodüktörlüğünü İskender Paydaş üstlendi. Kendi bestelerimin dışında Nazan Öncel’den aldığım bir parça ve Teoman’la olan düetimiz yer alıyor. Albümün tamamı Türkçe olan remix ve bonus tracklerle beraber 12 parçadan oluşuyor. Benim müziğim, prodüktörüm İskender Paydaş’ın da ifade ettiği gibi melez bir müzik. Bu albümde, İskender’in de fikirlerinin katılımıyla ilk albümüme göre daha rafine ve melodik bir durum var. Albümüm için kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan bir genç kızın aşk ilişkisindeki isyanları ve heyecanları var diyebilirim...

Bu albüm sadece Türkiye piyasası için mi hazırlandı ve neden?
Yeni albümüm tamamıyle Türkçe ve ilk albümüm gibi Türkiye’de piyasaya çıkıyor. Türkçe albümümle eş zamanlı olarak ve 2009’da Avrupa’da çıkmak üzere İngilizce ağırlıklı bir albümü yine İskender Paydaş’ın prodüktörlüğünde hazırlıyoruz.

Teoman’la da düet yapmışsınız, nasıl tanıştınız ve düet fikri nasıl oluştu?
Albümü bitirmek üzereyken İskender’den Teoman’la düet yapma fikri geldi. Amacımız müzik tarzı benden tamamen farklı olan biriyle müziklerimizi birleştirmek ve böylelikle yeni bir sound ortaya çıkarmaktı. Teoman’la düet bir parçayı albüme koyma fikrini ilk kez duyduğumda kulaklarıma inanamadım. Teoman’ın da bunu sıcaklıkla kabul ettiğini duyunca tabii ki çok sevindim. Çok iddialı bir sonuç çıkacağına eminim...

Teoman’la nasıl bir çalışma ortamı oluştu?
Albümü dinlediğinizde anlayacağınız gibi İskender’in bestesi ve Murat Çekem’in sözleriyle öyle bir parça ortaya çıktı ki, bunu ancak Teoman böylesine etkili yorumlayabilirdi. Düet fikri ortaya çıktığında Teoman’da yeni albümünün hazırlıkları içerisindeydi, zaman ayırdığı için kendisine minnettarım.
İdolüm Sade

Türkiye’deki müzik piyasasını nasıl değerlendiriyorsunuz, kimleri takip ediyorsunuz, en sevdiğiniz sanatçılar kimler?
İyi konserlere gitmeyi her zaman severim. En son Kenan Doğulu, Şebnem Ferah ve Teoman’ın konserlerini izledim. Türkiye’de Sezen Aksu’ya büyük sevgim ve saygım var. Yabancı sanatçılardan kendime örnek aldığım başlıca isim Sade... Sade haricinde Tracey Chapman, Bob Marley, Michael Jackson beğendiğim sanatçılar arasında...

Bu arada Türkiye’de yıllardır Eurovision Şarkı Yarışması tartışması var, kim gitsin, şarkı Türkçe mi söylensin şeklinde... Siz bu konuyu takip ediyor musunuz? Size böyle bir teklif gelse Türkiye’yi temsil eder misiniz?
Eurovision Şarkı Yarışması’nda ülkemi temsil etmek üzere bir teklif alırsam bundan büyük gurur duyarım. Böyle bir durumda Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmek için elimden geleni yaparım.

Sizin gibi yurtdışında doğup büyüyüp Türkiye’de albüm çıkaran bir isim de Hadise, tanışıyor musunuz ve onu nasıl buluyorsunuz?
Sanatçıların karşılaştırılmalarını doğru bulmuyorum. İnsanların karakterleri farklı olduğu gibi, sanatçı olarak da tarzları farklıdır. Ayrıca sanatta doğru ve yanlış kavramları yer almaz. Hadise ile tanışma fırsatım olmadı. Umarım bir gün tanışabiliriz. Sanatla uğraşan herkese sonsuz saygı duyuyorum.

Türk erkekleri çok duygusal ve zeki
* Sevgiliniz var mı, Türk erkeklerini nasıl buluyorsunuz, aşk sizin için ne ifade ediyor?
Şu anda bir erkek arkadaşım yok. Bence bir ilişkide en önemli olan; arkadaşlık, güven, sağlıklı diyalog, karşılıklı destek, dürüstlük ve eşitliktir. İleride bir erkek arkadaşım olacaksa temiz kalpli, olgun ve derin bir ruha sahip olmasını beklerim, ancak şu anda tamamen işime konsantreyim. Türk erkeklerini genelde çok duygusal ve zeki görüyorum. Ancak karakter özelliklerini bu kadar genelleştirmekten yana değilim. Çünkü nereden gelirsek gelelim, nerede yaşarsak yaşayalım, hepimiz olduğumuz gibi farklı ve özeliz...