12.03.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
SERCAN KISMET
Şahan Gökbakar’ın sosyal medyadan keşfettiği Yasemin Sakallıoğlu, kadınlara teşekkür ediyor. Daha çok hemcinslerinden destek gördüğünü belirten sosyal medya fenomeni, “Çocuklarını okula bırakıp, akşam yemeğini yapmayıp filme gittiklerini yazıyorlar. Bunlar çok güzel fedakârlık. Onlara minnettarım” diyor. Sakallıoğlu’yla projesini, hayallerini ve hayranlarıyla iletişimini konuştuk.
- İlk sinema filminiz, neler hissediyorsunuz?
Çok heyecanlıyım. Her anlamda kendimi bütünüyle sunduğum bir iş oldu. Daha önce hem yazar hem başrol hem de kendi tiplememin yer aldığı bir projede oynamamıştım. “40-50 yıl sonra utanmayacağım bir film olsun” demiştim, öyle de oldu.
- Yönetmen koltuğunda Şahan Gökbakar oturuyor, yazım aşamasında fikir danıştınız mı?
İlk defa uzun bir senaryo yazdığım için zamanımı aldı, o yüzden vizyona biraz geç girdik (gülüyor). Çok fazla birlikte ilerlediğimiz bir senaryo oldu. Sürekli ona danıştım.
- Şahan Gökbakar ilk defa bu projeyle yönetmen koltuğuna oturdu...
İlklerin filmi oldu. Bu hikayenin içinde olduğu için onun yönetmesini istedim. Zengo dinamik bir karakter, o enerjinin hakkından Şahan’ın geleceğini düşündüm. Doğaçlaması bol bir set oldu.
- Karakterin Recep İvedik’e benzetilmesini doğru buluyor musunuz?
Genelde bağıran bir insan gördüklerinde Recep İvedik’e benzetiyorlar. Her filmin, farklı bir kimyası var. Zengo’nun, Recep İvedik kadar sevilmesini isterim. Gişeye takılmıyorum. Bazı filmler az izlenir ama çok sevilir. İnsanların bu projeyle bağ kurmasını istiyorum.
- Nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Hiç beklemediğim kadar gündüz seanslarına gidenler var. Çocuklarını okula bırakıp ve akşam yemeğini yapmayıp filmi izlediklerini yazıyorlar. Bunlar çok güzel fedakârlık. Kadınlara minnettarım.
- Şahan Gökbakar’la eşi Selin Ortaçlı’nın sizi sosyal medyadan beğenmesiyle tanıştınız. Kadınlarla nasıl bir iletişimiz var?
İlk taşı kadın attı. Hemcinslerimle daha sıcak bir iletişimim var. Bana sosyal medyadan filme gidip, mesaj atanların neredeyse tamamına video göndererek, yanıt veriyorum. Çünkü hayranlarıma kendimi borçlu hissediyorum. Az uyuyan bir insanım, tüm takipçilerimle hepsiyle iletişim halindeyim.
- “Nereden nereye” diyor musunuz?
Eski bir bankacıyım. Belediye tiyatrosuna girmek için mesleğimi bıraktım. O yüzden cesur bir kadınım. Yöneticim bankadan ayrılırken, “Altın bileziğini bırakıyorsun” demişti. Şimdi bana, tebrik mesajı atıyor. Bu beni mutlu ediyor.
- Ekranda olmak gibi hedefiniz var mı?
Önce dijital platforma dizi yapmak istiyorum, bu komedi olacak. Dram yazarsam, ağlarım diye kaleme almıyorum. Bir arkadaşımın derdini yazmaya çalıştım ama psikolojim bozuldu. Bir delinin hikayesini yazarsam deli olurum (gülüyor). Çünkü ne yazıyorsam, onu yaşıyorum.
- Sektöre geç girdiğinizi düşünüyor musunuz?
Sektöre 25 yaşında girdim. 17-18 yaşında girseydim, kafayı yiyebilirdim. Çünkü hakkımda çıkan ilk haber, “Cem Yılmaz’a rakip oldu” diye yazılmıştı. Karakterimin oturduğu bir yaşta olduğum için, zamanın doğru olduğunu düşünüyorum.
- Sosyal medya olmasaydı, bu sektöre girmek için çabalar mıydınız?
Zor girerdim. Belediyeye bile kendimi atamadım (gülüyor). Birilerinin beni keşfetmesi gerekiyordu. Beni bu noktaya Türk halkı getirdi. İzleyici kitlem az olsaydı, Şahan Gökbakar da keşfedemezdi.
‘Anne olmak istiyorum’
- Türkiye’de kadın komedyenlerin az olduğunu düşünüyor musunuz?
Gülse Birsel ve Gupse Özay’ın filmleri milyonlar izleniyor. Komik erkek ve kadın yoktur, senaryo vardır. Yoksa onca iyi oyuncuların işleri neden tutmuyor? İçerik önemli...
- Stand-up nasıl gidiyor?
Film nedeniyle ara verdim ama devam edeceğim. En büyük hayalim Türkiye’de, ‘en çok kişinin karşısına çıkmış’ komedyen olmak.
- Burak Yırtar’la nişanlısınız, evlilik ne zaman?
Filmden sonra nikah masasına oturacağım. Anne olmak istiyorum.