10.08.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN
Jessica May Drociunas, ‘Yeni Gelin’ dizisiyle oyunculuğa adım attı. Brezilya’da tatildeyken projenin kendisine geldiğini söyleyen Drociunas ile diziye başlama serüvenini ve İstanbul’a olan düşkünlüğünü konuştuk.
- Brezilya’dan İstanbul’a uzanan hikayenizden bahseder misiniz? ‘Yeni Gelin’ için teklif nasıl geldi?
Süreç Film’in cast direktörü Feyza Hanım, yaptığım bir işten beni fark edip, Türkiye’deki menajerlik ajansım Edit Management ile kontağa geçiyor. Sonrasında yönetmenimiz Ersoy Güler’le görüşmüşler. Bu arada ben Brezilya’da ailemin yanında tatildeydim. Edit Management arayıp, böyle bir teklifin geldiğinden bahsetti ve kendimi tanıttığım bir video istedi. Ardından apar topar İstanbul’a geldim, görüştük ve imzalar atıldı.
- İstanbul’a alıştınız mı?
Özellikle gezmeye başladıktan sonra daha da iyi anladım, Türkiye gerçekten çok güzel bir coğrafya. Siz İstanbul’a alışmak istemeseniz bile, İstanbul sizi kendinize alıştırıyor. Bence insanlar bu yüzden geldikten sonra geri dönemiyor. Buranın büyülü tarihi ve gizemi insanı içine çekiyor. Durmayan hareket şehri vazgeçilmez yapıyor sanırım. Brezilya’dan kopmayacağım ama bir ayağım hep burada olacak.
- İlk projenizde başrol oynuyorsunuz. Nasıl bir sorumluluk hissediyorsunuz?
İş büyüdükçe sorumluluk artıyor, başrol gerçekten büyük sorumluluk. Daha önce dizi oyunculuğu yapmadığım için biraz gergin hissediyordum. Kafamda “Yapabilecek miyim?”, “Farklı bir dil, ya ezber yapamazsam” gibi sorular vardı. Ama dizi başladıktan sonra bu gerginlik azaldı ve yerini daha çok heyecana bıraktı. Çok çalışıyorum ve özellikle ekip arkadaşlarım çok yardımcı oluyor.
- Türkiye’deki set ortamını nasıl buldunuz?
Çekimim olmadığı zaman bile kamera arkasında ekiple kalmak istiyorum. Çünkü sette gerçekten çok eğleniyoruz. Ekip arkadaşlarımızın güzelliği de balla kaymak oluyor.
- Sokakta tepkiler nasıl?
Boş kaldığım zamanlarda çok gezerim ve bir şekilde iletişim kurduğumuz insanlardan çok güzel yorumlar alıyorum. Bu beni inanılmaz mutlu ediyor. Birilerinin kalbine dokunmak gerçekten güzel bir his.
- Türkçeyi çok iyi konuşuyorsunuz. Kaç yıldır burada yaşıyorsunuz?
Altı yıldır gidip geliyorum. Türkçeyi ilk duyduğumda, kulağıma çok hoş gelen ama neden bahsettiğini anlamadığım bir müzik dinliyormuşum gibi geldi. Yani birisi yanımda konuştuğu zaman anlamadığım bu sesler kulağıma güzel geliyordu. Bu da benim dili öğrenmeye başlamama sebep oldu.
‘Brezilyalılar ve Türkler çok benziyor’
- Sosyal medyada sizi Ezgi Asaroğlu’na benzetmişler. Sizce benziyor musunuz?
Daha önce çalıştığım birçok yönetmen ve tanıştığım kişiler Natalie Portman’a benzediğimi söylüyordu. Dizi başladıktan sonra sosyal medyada Ezgi Asaroğlu ile fotoğraflarımızın yan yana koyulduğu bir sürü kare gördüm. İnsanlar bu kadar benzetiyorsa, demek ki benziyoruz.
- Türk kızları mı güzel yoksa Brezilyalılar mı?
İki ülkenin de genlerini beğeniyorum. İki ülkede de çok güzel kızlar var. Zaten Brezilyalılar ve Türkler birbirine çok benziyor. Bu konuda da birbirimize çekmişiz.
- Bir Türkle evlenmeyi düşünür müsünüz?
Neden olmasın (gülüyor)...