09.03.2013 - 15:46 | Son Güncellenme:
BİRSEN ALTUNTAŞ-MİLLİYET TELEVİZYON DERGİSİ
Ekranda en çok hayranı olan haber yüzlerinden biri Ece Üner... NTV ve CNN TÜRK'ün ardından ekran yolculuğuna HABERTÜRK'te devam eden Üner, geçen ay hayatının en önemli adımlarından birini attı ve meslektaşı Deniz Bayramoğlu ile evlendi. Üner ile iş ve aşk üzerine sohbet ettik.
* Mesleğe nasıl başladınız, ekranda kaçıncı yılınızdasınız?
2000'den beri bu işin içindeyim. Koç Üniversitesi'nde tarih ve sosyoloji çift anadal okuyorken NTV'de stajyerliğe başladım. Irak savaşı patlamıştı ve o dönem iyi bir gazeteciliğin aynı zamanda tarihin taslağını yazmak olduğunu idrak ettim. Bu açıdan bakınca tarih ve sosyoloji okuyan biri için doğru zaman ve doğru yerdi. 2003'te muhabir oldum, ekonomi, diplomasi işleri ağırlıkta birçok alanda çalıştım. 2006'da NTV'den ayrıldım. 4 ay kadar Star TV'de muhabirlik yaptım. Sonra 2006 nisanında CNNTÜRK'e geçtim ve spikerlik-sunuculuk kısmı orada başladı.
* Bunca yıldır medyada olmak en çok neyi öğretti?
Bunca yıldır medyada olmak bana "Hayatımda değiştirebileceğim şeyleri değiştirecek cesareti, değiştirilemeyecek şeyleri kabul edecek kuvveti ve sabrı, bu iki şeyi birbirinden ayırabilecek bilgi ve bilgeliği öğretti.
* Haftada kaç gün yayındasınız?
En az haftada 5 gün, bazen de 6 gün yayındayım.
* Yayın öncesi uğur getirsin diye yaptığınız bir ritüel var mı?
Yayın öncesi uğur getirsin diye yaptığım bir ritüel yok ama gülümsüyorum ne olursa olsun dünya dönebiliyorsa biz hâlâ gülebildiğimiz içindir.
* Yayında neyi giymez ya da takmazsınız?
Parmak arası terlik giymem, fular takmam. (Gülüyor)
* Bugüne kadar en zorlandığınız yayınınız hangisi oldu ve üstesinden nasıl geldiniz?
Canlı yayında beni teknik olarak zorlayan bir haber olmadı. Hiç ancak ölüm haberleri verirken hâlâ boğazım düğümleniyor. Bir insan hayatının sona erdiğini duyurmak her ne şekilde son bulmuş olursa olsun beni çok sarsıyor. Daha o konuda duyarsızlaşamadım. Bir de kadına ve çocuğa şiddet, işkence, taciz VE tecavüz haberleri...
Kadının çilesi sanki okyanus gibi dünyanın 3'te 2'sini kaplıyor. Nedeni basit aslında... Kendi bahçesinde dal olamayanların alayı, girmiş bahçemize ağaçlık taslıyor. Bana hayatı yırtamayanlar gelip bizi yırtıyor gibi geliyor.
* En büyük canlı yayın gafınız hangisi?
CNN Türk'te Orkun Yazgan'la sabah haberlerini sunuyordum. Yeni yayın dönemiydi. En acemi yönetmeni bize vermişlerdi. Haber özetlerini girmesi gerekirken ekrana bizi seçmiş. Bize de söylemeden hani Hollywood filmleri öncesinde bir Metro Golden Mayer aslanı vardır. Böyle döne döne kükrer, işte ben de öyle döne döne başımı döndüre döndüre, ağzımı yaya yaya esniyordum ve bu da aynen ekrana yansıdı. (Gülüyor)
* Siz en çok hangi meslektaşlarınızdan haber dinlemeyi seviyorsunuz?
Banu Güven bana hep ilham vermiştir. Bu işe yani sunuculuğa geçişimde kendime niye yapıyorum bunu diye sorduğum birçok sorunun yanıtını onda buldum. Araştırmacı, çalışkan, entellektüel olunup hem de güzel olunup haber sunulabiliyor diye... Onun haber sunuşunu özlüyorum. Onu da... Çünkü onun karizması da şimdilerde pek kimsede yok.
* Size hayran olan seyircilerle birebir diyaloğa geçiyor musunuz yoksa mesafeli misiniz?
Hayır, hiç birebir diyaloğa geçmedim. Mesela facebook'ta kendime açtığım bir sayfam yok. Orada sağolsunlar benim için bir sayfa açmışlar ve fikirlerini paylaşıyorlar. Arada bakıyorum fikir almak için ama hiç müdahale etmiyorum. twitter'da hayatıma yeni girdi. Ben çok romantik bir tipimdir; posta güvercini uçurarak, dumanla haberleşme o da olmadı olmadı naftalinli mektup hayali kurarım. (Gülüyor) Benim için hayatta her şey aleladenin haricindedir.
İnsanoğlu maymun gibi çabuk tırmanırsa arkası açıkta kalır'
* Ekranda çok pozitif ve sakin bir haliniz var. Haber sunum tarzınızı siz nasıl yorumlarsınız?
Hayatta da çoğu zaman pozitif ve sakinim. Yaptığım işi mesele etmeyi sevmem. Sessiz sedasız iş bitirenlerdenim. Bizim piyasada çok az çalışıp yaptığı işe ürününe, o ürünün hakettiğinden fazla önem atfeden, dünya onun etrafında dönüyor zanneden çoktur ama insanoğlu maymun misalidir.
Çabuk tırmanırsa arkası açıkta kalır. O yüzden sakinim, yavaş yavaş acele ediyorum. Bir de şunu çok gördüm zirvede basınç düşük oksijen azdır, orayı mesken tutmak ciğeri yetmeyen için zordur. Bu konuda çok hevesli olanlar uçurumu da düşünmelidir. Pozitif olmaya gelince, ülkenin gündemi korku filmi gibi bazen bir de onu aktarırken negatif olursam, beni izlemek için insanların mazoşist olması gerekir. Pozitif olmak lazım. Dediğim gibi dünya dönüyorsa hala gülebildiğimiz içindir.
* En büyük eleştirmeniniz kim?
Babam.
* Daha sonra kendinizi izler ve eleştirir misiniz?
Zaman zaman yayın sonrası kendimi izlerim ama sık sık kendimi eleştiririm. Zaten benim gibi birinin pek düşmana ihtiyacı yoktur, en büyük eziyeti ve eleştiriyi hep kendi kendime yaparım.
* Siz ekran karşısına geçtiğinizde neler izlersiniz?
Kendimi İZ TV'yi çok izlerken buluyorum. Bütün komedi dizilerini, tv5'i, "Jamie'nin Mutfağı"nı, Conan O'brien'ı, MSNBC'nin Rachel Maddow'unu, tüm basketbol maçlarını ve atletizm yarışlarını...
'Deniz bana iki kere evlenme teklif etti'
* Bu arada bir aşk evliliği yaptınız. En başta kim kimi tavladı ve ilişkiniz ne zaman başladı?
Ben CNN TÜRK'e 2006'da başladım. Deniz'le ilişkimiz 2008'in sonuna doğru başladı. 2009'da da CNN'den ayrıldım. Deniz'in bana söylediği şu; beni CNN TÜRK'e başladığım ilk gün asansörden çıkıp haber merkezine yürürken gördüğünde zaten işte "o" demiş. Sonra benim oradaki en yakın arkadaşımla yakın arkadaştı falan. Bunlar hep planlıymış, ben bilmiyordum. Uzun süre bana belli etmedi, aslında kendince etmiş ama ben farketmedim. Nasıl tavladığının çok basit bir yanıtı var. Hani "Kelebeğin Rüyası" filminde diyor ya şair; "Her kadının bir şiirlik canı var" diye... Ben dokuz canlı çıktım, baştan çıkarması için çok şiir yazması gerekti.
* Nasıl bir evlilik teklifi aldınız?
Deniz bana iki kere evlenme teklif etti. Birincisinde Bozcaada'da kayalıkların üzerinde dolunayın altında, ikincisi bir restoranın terasında Haliç'in şahitliğinde... ikisi de şiirliydi.
* Evliliğe alışabildiniz mi?
Şöyle söyleyim, ben sabah uyanıp işe giderken onun işi bitmiş yolda eve dönüyor oluyor. Benim işim bittiğinde eve dönerken onun yatmış olması gerekiyor. O sabah haberlerini sunduğu için gece 3:30'da evden çıkıyor. Ben de akşam haberlerini sunuyorum. Eh haliyle hasretiz birbirimize... Ama güzel kısmı şu hâlâ birbirimize fragman gösteriyoruz, filmin geri kalanını daha görmedik.
Birbirimize dair en iyi kareler var aklımızda... (Gülüyor) Çok sevdiğim bir Hollywood aktörünün bir lafı var; "Karımla ayrı yerlerde yemek yiyor, ayrı yerlerde tatil yapıyor, ayrı saatlerde evde bulunuyor, ayrı zamanlarda uyuyoruz. Kısacası evliliğimizi ayakta tutmak için elimizden gelen herşeyi yapıyoruz..." Onun gibi. (Gülüyor)
* Yakın zamanda çocuk planınız var mı?
İkimiz de çocuk çok seviyor ve istiyoruz ama önce biraz birlikte vakit geçireceğiz sonra..
* Sizin için aşkın anlamı ne?
Önceleri geçici bir delilik hali sonraları kimin kollarında öleceğine karar vermektir.