Ankara'da Laila fırtınası

Eğlence dünyasının patronlarıyla aram genellikle çok iyidir. Çünkü kimin müessesesine gidip yesem, hesabımı öderim. Yani efendi gibi gelir, efendi giderim. Altı yıldır bir kişi bile ne tartıştığımı ne alkollü halimi görmüştür. Kapıdaki güvenlikten tuvaletteki kadına, yerleri temizleyen komiye varıncaya kadar herkes arkadaşımdır, bununla da gurur duyarım. Kimseyi kırmadığım, işimi de dürüst yaptığım için herkesin de Şenay Abla'sıyımdır. Bu kadar kelamı niye mi ettim? Geçen hafta sonu iki günlüğüne Ankara'ya gittim. Allah dostların eksikliğini göstermesin, hangi bar, lokanta ya da eğlence yerine gideceğimi, kiminle yemek yiyeceğimi şaşırdım. Kankam olan Laila İmparatorluğu'nun kralı Şefik Öztek kısmetse 3 Mart'ta Ankara'da Laila'yı açıyor. Tabii Ankara Laila'yı da ilk görmek ve fikir yürütmek, bana nasip oldu. Ama gidişim biraz maceralıydı. Saat 18.00 uçağı için 17.00'de havaalanındaydım. Ayıptır söylemesi, saç baş yapılıydı, çok şıktım. Kankam Şefik'in ortağı ile tanışacağım, Ankara sosyetesinin ve siyaset dünyasının önemli ailelerinden Düriye-Nejat Arseven ve dostlarıyla yemek yiyeceğim ya. Kendime özen gösterdim. Havaalanında X ray cihazından geçerken paltomu, ceketimi, çantamı, telefonumu kocaman bir kutuya koydum. Valizimi de verip geçtim. Ama öttü. İnsanlık hali, üstümde çok metalli giyecek var, pantolonum, kazağım hep fermuarlı. Kapıda ikisi erkek, biri kadın olan üç polisten kadın olan sert bir sesle "Kemerini çıkar, öyle tekrar geç" dedi. Adı Mehtap Ünsal. Neşeliyim, mutluyum. Bozuntuya vermeden geçtim. Yine öttü. Kibarca "Arayın isterseniz" deyip kollarımı kaldırdım. Sert bir şekilde kollarımı aşağıya indirerek "Saatini çıkar, o gözlüğünü de bırak, öyle bir daha geç" dedi. Mehtap Ünsal Hanım'ın verdiği komutlar dört kez tekrarlandı. O her seferinde ayrı bir komutla ve zevk alırcasına davranıyordu. Sonunda isyan ettim, erkek polislere "Allah aşkına beni siz arayın" dedim. Mehtap Ünsal insafa gelip beni aradı. Aradan yarım saat geçmiş oldu, üstelik biletimi daha almamıştım. Herkes burnundan soludu. Benden sonra iki çok şık hanımefendiye de aynı şeyi yapmış, CIP Salonu'nda anlattılar. Aynı saatlerde orada görev yapan erkek polis memurlarından biri "Şenay Hanım, kusura bakmayın, çok üzüldük" dedi. Yeşilköy Havaalanı Emniyet Müdürü Ercan Çakmak'tan bir ricam var; lütfen bu polis kızımızı bir psikoloğa filan göndersinler, çünkü insanı çıldırtabilir. Benim Sayın Mehmet Ağar, Hasan Özdemir, Saadettin Tantan gibi çok polis büyüğüm, ağabeyim oldu. Kızkardeşim ve eniştem de polistir ama ben böylesini ne gördüm ne duydum. Dönelim yine Ankara'ya. Havaalanından beni alan ve Ankara'da kaldığım sürece eşlik eden Laila'nın Ankara'daki patronu Aysal Çelik'in sağ kolu Serkan tüm tatsızlıkları unutturdu. Muhteşem bir delikanlı. Aysal'ın oğlu Egemen de öyle. Müthiş zeki bir çocuk. Neyse; Ankara'daki evim Sheraton Oteli. Orada çok rahat ediyorum. Özellikle de Towers bölümünde. Zaten oradaki görevli arkadaşlarla çok yakın olduk. Bu kez 2307 numaralı odada kaldım. Oda çiçek bahçesine dönmüştü. Meyva sepetleri ortada, şampanya masada... Kısacası izzet ikramda sınır yoktu. Kıyafet değiştirip Eskişehir Yolu üzerindeki Söğütözü'nde 3 Mart Çarşamba günü açılacak olan Laila'ya gittim. Daha girişteki kapı beni etkiledi. Tuvalete gittim, evinizin salonu kadar şık ve pırıl pırıldı. İçerde çok görkemli bir davet vardı. Gökyay&Toperi Danışmanlık ve İletişim'in dünya şekeri patroniçesi Elvan Toperi düzenlemiş. Elvan, eski büyükelçilerimizden Kaya Toperi'nin kızı. Avustralya, Brezilya, Kanada, Şili, Hırvatistan, Hindistan, Yeni Zelanda, Norveç, Portekiz, Sırbistan-Karadağ, İspanya, Çek Cumhuriyeti, Lübnan Büyükelçileri, Prof. Dr. Feride ve Ahmet Acar, Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzeyde bürokratlar gecenin konuklarıydı. Hepsiyle tanıştım ama terden de sırılsıklam oldum. Konuklar bana biraz 'xlarge' geldi galiba. Şaka, şaka. Evet, şimdi gelelim Ankara Laila'nın starlarına.

Ankara Laila'yı iki gün süreyle gezdim. Üst kattaki Laila Lounge gençler ve genç kalmasını bilenler için ideal. Buranın idaresi İstanbul Laila'dan çok yakından tanıdığımız Kemal Gedik'e ait. Halkla İlişkiler İlgen İlden'de. Zeynep Eres, Zehra Akıncıoğlu ise güzel barmaidler. Garsonların kimisi kadın. Laila Lounge; Şenay, Yeliz, Sanem, Murat, Nevzat ve Mehmet'e emanet. Girişte, tam ortadaki kocaman bar ise Murat, Serkan, Özgür ve Erdem'in yönetiminde. Çok şık bir yer. Geniş kocaman koltuklar ve masalar var. Laila'nın dekorasyonu iç mimar Ebru Eşrefoğlu'na ait. Laila Lounge'ın mönüsü az ama öz. Fesleğen, Fransız usulü balık çorbası, armutlu peynir tabağı, tartar soslu somon füme soğuk antreler arasında. Sıcak antreler karidesli mantar dolma, makarnalar. Ana yemeklerde et ve balık çeşitleri. Sonunda da muhteşem tatlılar geliyor önünüze. Burası sabaha kadar servis verecek. Levent'teki İş Kuleleri'nin altında yer alan Mirror, Ankara Laila'nın iddialı restoranlarından. Mirror; Şef Önder Benendi, garsonlar Ekrem Çiftçi, Ali Birgil ve İlker Kıraç'a emanet. Halkla ilişkilerde ise İstanbul'dan tanıdığımız Didem Parsak var. Patronlardan sevgili Gürhan Ersin oradaydı. Mönü çok zengin, fiyatlar normal. O yüzden sevgili Ankaralılar, korkmayın. Ev yapımı makarnalar, çorbalar, çeşit çeşit salatalar, pizzalar, ana yemeklerde et, balık ve tavuk. Yazın Laila'nın içinde yer alan, kışın da Etiler Hillside'da hizmet veren Yazı Kebap'ın mönüsünü ise zaten biliyorsunuz. Sevgili Gürhan Ateş ve Yılmaz Erdoğan'a ait olan Ankara Yazı da kebapseverlerin değişmeyen adresi olacak. O gece aynı masayı paylaştığımız Turan Ceylan söyledi; Ceylan Ailesi başta olmak üzere Ankara'da yaşayan Güneydoğulu iş adamları Yazı'yı sabırsızlıkla bekliyormuş. Kalitesinden asla ödün vermeyen ve çeyrek asırdır İstanbullular'a hizmet veren Park Şamdan'a ise o günden rezervasyon yaptıran varmış. Ağır grip geçirdiği için o akşam Ankara'da olmayan sevgili Ersoy Çetin ile telefonda konuştum. İstanbul mönüsünü zenginleştirmişler. Mönüden şunları seçtim; Sezar salatası, somon füme tabağı, biberli karides, havyarlı erişte, kurbağa bacağı, kokoreç, biberli bonfile, portakallı ördek, Park şiş, erişte üzerinde cızbız köfte, bademli keşkül, kaymaklı ekmek kadayıfı... O akşamın özel konukları Laila'ya bayıldılar. Görüşlerini sayfamda bulacaksınız. Ankara Laila'nın tel numarası (0312) 287 99 99.

Ankara'da çok kısa bir süre kaldım ama yine kırk kapının ipini çekmeyi ihmal etmedim. Hem de Şefo (Şefik Öztek) ile birlikte. Cumartesi akşamı çok sevdiğim ve saygı duyduğum dostlarım, ANAP'lı eski bakan Nejat Arseven, dünya güzeli eşi Düriye, güzel kızları Başak Ceylan, yakın dostları Amber-Altınok Esen, Ayşın Topsakal, Elvan Toperi, Bediz-Mehmet Ökten ile birlikte Kavaklıdere Tenis Kulübü'nde keyifli bir akşam yemeği yedik. Ardından Ankara'nın en meşhur eğlence yerlerinden olan Çayyolu'ndaki Salata Bistro'ya gittik. Tıklım tıklımdı. En popüler yerlerden biri olan Wok'a da uğradık. Otele döndüğümde saat 05.00'di ve ben bitmiştim. Bu arada Ankaralı bir dostum, manken Şenay Akay'ın Ankara Sheraton'da Şefik Öztek'in konuğu olarak üç özel ve güzel gün geçirdiğini söyledi. Şenay ise Ankara'ya gittiğini ama Şefik ile birlikte olmadığını söylüyor. Ankara'da, yardımcısı Ayda Özatar ve asistanı Doğukan Jonker ile aynı odada kalmış. Şefik şimdilik yorum yapmamayı tercih ediyor. Bakalım Şenay'ın bu kaçamağının devamı gelecek mi? Ankara'daki son günümde sabah Arjantin Caddesi'ndeki Börek Evi'ne gittim. Aman Allah, o neydi öyle? Peynirli, kıymalı su böreği, kol ve Arnavut börekleri, ev baklavası, taze sıkılmış portakal suyu, kurabiye çeşitleri... Ankara'ya giderseniz mutlaka uğrayın. Tabii Ankara sefası bu kadarla kalmadı. Devamı yarın PAZAR POSTASI'nda. Bu arada, bugün ilk imza günüm. Zeytinburnu Olivium Alışveriş Merkezi'nde Minder Sohbetleri'nde ve D&R'dayım. Saat 15.00-17.00 arasında. Bekliyorum. Hoş kalın ve hep mutlu yaşayın efendim.